Akşener: Başbakan olacağım ama önce milletimizi kurtaracağız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Başbakan Meral" sloganına "Başbakan olacağım ben, siz yapacaksınız ama öncelikle milletimizi kurtaracağız" yanıtını verdi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin 3. Olağan Ankara İl Kongresi’nde konuştu.

Sözlerine partisinin geçirdiği aşamaları anlatarak başlayan Akşener, “Bu kadar inat, iradeli çıkacağımızı düşünmüşler miydi? Düşünmediler ve yanıldılar. Küçük salonlardan buralara… Toplantılarımızın basıldığı alanlardan buralara… Küçücük, elektrikleri kesilen, toplantılarımızın basıldığı alanlardan buraya geldik. Bu kadar inat çıkacağınızı, iradeli çıkacağımızı düşünmediler. Yanıldılar ve buradayız. İYİ Parti, birimizin birinin önünde olmadığı bir ailedir İYİ Parti. Yan yana gelemez denilen her bir iddia çürüdü” dedi.

"Başbakan Meral" sloganına, "Başbakan olacağım ben, siz yapacaksınız ama öncelikle milletimizi kurtaracağız" karşılığını veren Akşener, Erdoğan'ın 3. kez cumhurbaşkanı adayı olma girişimine tepki göstererek, "Ondan sonra bu ülkede o ucube sistem, tek adamlık hakim oldu. O da yetmedi, üçüncü kez aday olması mümkün değilken yine aday olarak, hukuku, yargıyı yeni baştan hava gazı hale getirerek başka bir düzeneğin içine girdiler" ifadelerini kullandı.

Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:

“ERDOĞAN ADINA ÇOK UTANIYORUM”

“Başörtüsüne dair şu salonu şereflendiren başı açık, başı kapalı hiçbir kadının, hiçbir arkadaşımın başını örten bir kadına karşı herhangi bir tutumu yoktur. Bir şey yaşadık, bir başörtüsü düzenlemesine dair sayın Kılıçdaroğlu’nun verdiği bir kanun teklifi, arkasından sayın Erdoğan’ın ‘Oh, oh, bir pas geldi, bunu gole çevireceğim’ diyen sevindirik olmak hali, sayın Erdoğan adına çok utanıyorum. İki kızını Türkiye’de okutamadığı için ABD’de okutmuş bir babadan bahsediyorum.

Kadınların ister dini inancı sebebiyle ister başka bir nedenle… Niye kafanı açıyorsun, niye kafanı kapatıyorsun, sanane! Siz buna böyle bakmanız gerekirken sayın Kılıçdaroğlu’nun attığı adımı eğer pas olarak değerlendirip bunu gole çevireceğim diyorsanız yazıktır size, siz bu ülkenin Cumhurbaşkanısınız. Bu sizin için golse eğer batsın bu dünya.

“ANAYASA METNİNİN DİLİ YANLIŞ”

Bu kutuplaşmanın, bu gol, pas sözlerinden midem kalkıyor. Böyle bir dilin üzerine benim arkadaşlarım ne yaptılar? Allah razı olsun sizden. Önce hukuk arkadaşlarımız toplandılar. Anayasa metninin dilinin yanlış olduğunu, gol atayım derken sırf gole odaklanıldığı için, yarın kadınların başına başka belaların açılacağı derecede bir hukuk bilgisizliğiyle kötü bir metin hazırlandığını çalıştık. Aynı şekilde DEVA Partisi de çalışmış, metinlerimizi yan yana getirdik, benzer olduğu ortaya çıktı. Sonra CHP'ye gidildi.

Yanlışın düzeltildiği önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Bugün sizin karşınızda bütün açıklığıyla şunu söylemek isterim amaç üzüm yemek değil bağcı dövmekmiş.

"BAŞBAKAN OLACAĞIM AMA ÖNCELİKLE MİLLETİMİZİ KURTARACAĞIZ"

Şimdi buradan yola çıkarak Türkiye’nin rayından iyice çıktığını, tek adam rejiminin, saraya hapsolmuş, 5-10-15 maaş alan kifayetsiz danışmanların elinde oyuncak olmuş, kurumların yok edildiği, yargının ortadan kalktığı, tencerenin kaynamadığı sistemin 14 Mayıs’ta değiştirilmesi gerekiyor. Eğer dün 5 çalışacaksam yemin ediyorum 1000 çalışacağım. Siz de bin çalışacaksınız. Başbakan olacağım ben, siz yapacaksınız ama öncelikle milletimizi kurtaracağız.

Başörtüsü meselesi, içim yanıyor, nasıl bir şeydir bu, başörtüsü, başörtülü umurlarında değil, tevekkeli değil kadınlara sürtük dedi. Şuuru altında hepimizi sürtüğüz, misliyle iade ediyorum.

3. KEZ ADAYLIK TEPKİSİ: BAŞKA BİR DÜZENEĞİN İÇİNE GİRDİLER

Eğer 2010 referandumunda da insanlarımız kandırılmasaydı, 15 Temmuz kalkışması olmayacak, insanlarımız ölmeyecekti. Burayı şereflendirenler 2010’da demokrasinin, makulün, doğrunun yanında durup bedel ödediyse, 2017’de de öyle yapmıştır. Biz bunlara karşı çıktık, keşke haklı çıkmasaydık ama haklı çıktık.

Ondan sonra bu ülkede o ucube sistem, tek adamlık hakim oldu. O da yetmedi, üçüncü kez aday olması mümkün değilken yine aday olarak, hukuku, yargıyı yeni baştan hava gazı hale getirerek başka bir düzeneğin içine girdiler. Liyakatin, bilmenin ve bu ülkeye bağlılığın önemli olmadığı, tek adamlığın her şeyden üstün olduğu bir yönetimle karşı karşıyayız.

"BU SEÇİMİ ALMAK ZORUNDAYIZ"

Bu seçimi alacağız, almak zorundayız. Ben İYİ Partililere sesleniyorum, öyle çalışacağız ki kadınlarımız için alacağız, hem başı açık, hem başı örtülü kadınlarımız için alacağız.

İSVEÇ'TE KURANI YIKILMASI

İsveç’te bir siyasetçi Kuranı Kerim’i yaktı. Urfa’da bunu yapanın şerefsiz, yapılan işin ahlaksızlık olduğunu söyledim. Bununla da bırakmadık, her birimiz aynı şeyi söyledik. Bu cuma günü İsveç’teki gönüllülerimiz eliyle bu politikacıyı, bu şerefsizi İsveç hukukuna göre mahkemeye verdik. AİHM’e kadar gidecek bu iş. Biz üzerimize düşeni yaptık.

Siyasetüstü bir mesele bu. Türkiye’de yaşayan herkes bu eylemin karşısında. Biz İYİ Parti olarak bir hareket yaptık. Ne beklersiniz, Dışişleri Bakanlığı’nın, AK Parti’nin bütün gücüyle bu konuda yardımcı olmasını beklersiniz, henüz tık yok. Ama ben bir şey okudum buraya gelirken. NATO Genel Sekreteri, İsveç Dışişleri Bakanı şöyle bir açıklama yapmışlar: Temmuz ayına kadar İsveç NATO’ya girme talebini geri çekmiş. Bu benim kafama birden ne getirdi, Hollanda…

“BURADAN İSVEÇ’E SESLENİYORUM”

Buradan İsveç'e sesleniyorum, İYİ Parti'nin olduğu yerde üçkâğıt olmaz. Alışıksınız dimi arka kapılardan seçimlere müdahale edip çeşitli işleri yapıp, arka kapılardan el sıkışmaya… Ama bu seçimi biz alacağız, ondan aldığınız her sözü ağzınıza tıkmak şeref sözüdür benim için. Bir başörtüsü konusunu konuştuk bakın ne halde, dış politikada İsveç Kuranı Kerim’in yakılması, buna karşı doğru dürüst hiçbir tavrın olmaması… Danışıklı dövüşlerin sonucunda siz seçim kazanıyorsunuz ama bu millet her seferinde acı çekiyor. Dış politikada bu milletin itibarı her seferinde geri gidiyor. Bir seçim daha kazanabilmek için bu ülkenin her bir değerini çiğnetiyorsunuz, bundan sonra yapamayacaksınız çünkü biz geliyoruz.

ERDOĞAN’A SESLENDİ: SİNAN ATEŞ'İN KATİLLERİNİ NİÇİN BULMUYORSUN?

Bu tek adam rejiminde 38 yaşında Doçent Dr. Sinan Ateş Ankara'nın göbeğinde katledildi. Katledildiği günden beri failleri ortada yok. Ey Sayın Erdoğan şu hareketinle her şey oluyor. Bu hareketleri bilerek yaptım. Sen bunların ne manaya geldiğini bilirsin. Sinan Ateş'in katillerini niçin bulmuyorsun? Bunu bulma sorumluluğu senindir. Hakimler senin, hukuk senin, devlet senin, asker senin, emniyet senin, MİT senin... Sayın Erdoğan her şey senin. Şu hareketi niçin yapmıyorsun Sayın Erdoğan?

Dün Banu Çiçek'in Zeynep'in doğum günüydü. Babasız geçen ilk doğum günü. O çocuğun ahı sayın Erdoğan, gözünü kapat Allah muhafaza oğlun öldürülse, torunların sana “Baba” diye bağırsa ne yaparsın, biraz empati. Her konuşmamda sana bunu soracağım 14 Mayıs’a kadar. Bir daha Sinanların katledilmemesi için İyi Parti’nin iktidar olması şarttır. Çok çalışacağız…"

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Altınok, '600 daire' sorulunca sinirlendi: Hakaretler yağdırdı Erdoğan ekonomik krizi kabul etti; asgari ücret zammına kapıyı kapattı Erbakan, 'İstanbul adayımızı çekmeye hazırız' diyerek şartlarını sıraladı İstanbul’u istiyorsa Erdoğan nerede? Zeydan Karalar ikinci döneme hazır: Seçim için oran verdi