Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü mezunları ve öğrencileri: Cengiz Kırlı görevine iade edilmelidir

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü mezunları ve öğrencileri, görevden alınan Enstitü Müdürü Prof. Dr. Cengiz Kırlı hakkında bir bildiri yayımladı. 140 imzacının olduğu bildiride, "Prof. Dr. Cengiz Kırlı’nın bir an önce görevine iade edilmesini talep ediyoruz" denildi.

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü mezunları ve öğrencileri, görevden alınan Enstitü Müdürü Prof. Dr. Cengiz Kırlı'nın bir an önce görevine iadesini talep eden bir bildiri yayımladı.

140 kişinin imzasının bulunduğu bildirede, "Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü mezunları ve öğrencileri olarak, Türkiye’nin çok değerli tarihçilerinin yıllara yayılan emeğiyle oluşmuş böyle bir kurumun keyfî ve gayrimeşru uygulamalarla yıpratılmasını kabul etmiyoruz" denildi.

Bildire, " Enstitü çalışanlarının ve öğrencilerinin desteği ile göreve gelmiş, bu vazifeyi demokratik ilkeler çerçevesinde, sorumluluk ve şeffaflıkla yürütmekte olan hocamız Prof. Dr. Cengiz Kırlı’nın bir an önce görevine iade edilmesini talep ediyoruz" ifadelerine yer verildi.

Bildiride şu ifadeler kullanıldı:

"Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cengiz Kırlı’nın, seçilerek geldiği görevinden, süresinin dolmasına bir buçuk yıl kala, yasal bir gerekçe sunulmaksızın alındığını enstitü mezunları olarak medya organlarından öğrendik. Akademik teamüllere aykırı olduğu kadar akademik özerklik ilkesini de ihlal eden bu karar karşısında üzüntülü ve öfkeliyiz. Prof. Dr. Cengiz Kırlı’nın yerine bu göreve atanan Prof. Dr. Sevtap Demirci’nin, uzun süredir mensubu olduğu kıymetli bir akademik kurumun temel değerleri ile çelişen bu atamayı kabul etmesinden esef duyuyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü mezunları ve öğrencileri olarak, bir 12 Eylül kurumundan dünya çapında bir sosyal tarih vahası yaratan Enstitümüzün Osmanlı-Türkiye tarihçiliğine büyük katkı sunmuş hocalarıyla; pek çoğu kitaplaşan nitelikli tezlere imza atmış öğrencileriyle; Osmanlı-Türkiye Araştırmalarına değerli çalışmalar kazandıran ve gerek ülkemizin gerekse dünyanın farklı üniversiteleri ve araştırma merkezlerinde çalışmalarını sürdüren mezunlarıyla gurur duyuyoruz. Enstitü’nün tarihini oluşturan bu başarılar, canlı bir akademik üretimin ancak çoğulcu, katılımcı, ifade özgürlüğüne saygılı ve demokratik ilkelerden taviz vermeyen bir tutum içinde mümkün olduğunun kanıtıdır. Enstitü tam da bu nedenle, yüzlerce mezunu ve öğrencisi için kendilerini kuvvetle bağlı hissettikleri bir akademik yuva olmuştur.

Türkiye’de üniversiteler uzun süredir otoriter bir zihniyetin kuşatması altında. Akademik kurumların içi KHK’larla boşaltıldı. Ardından idari görevlere kayyumlar atandı, atanmaya devam ediyor. Liyakate ve hakkaniyete değil partizanlığa dayalı kadrolaşmayla yüzlerce yetişmiş gencin ve akademisyenin hakkı yenmekte. Tüm bu uygulamalarla üniversitelerin itibarı yerle bir edilmekte; akademik kurumların en temel işlevlerini gerçekleştirmeleri için gereken asgari demokratik koşulların yanı sıra üretkenliğin kalıcılaşması için elzem olan öz yönetim teamülleri yok edilmekte. Bir süredir Boğaziçi Üniversitesi’ne de yönelen benzeri uygulamalar, bu kıyımın son halkasıdır. Üniversitemizde yıllardır bu kuruma emeği geçmiş öğretim üyelerini görevden uzaklaştıran, bu hocaların sözleşmelerini yenilemeyen ve derslerini açtırmayan kayyum rektörün, Prof. Dr. Cengiz Kırlı hocamızı tepeden inme ve keyfi bir kararla görevden almasını, yalnızca demokratik yollarla seçilmiş yöneticileri meşru sayan ve demokratik katılımı gözeten Boğaziçi Üniversitesi’nin bu köklü geleneğine karşı yapılmış müdahalelerden biri olarak görüyoruz. Oysa bu gelenek, Boğaziçi Üniversitesi’nin adını dünyanın en iyi üniversiteleri arasına taşıyan akademik kalite, bilimsel yetkinlik, yaratıcılık ve saygınlığın en önemli teminatıdır. Ülkemizin tüm üniversitelerinin ve öğrencilerinin hakkı olan ve ancak özgürlüklerle garanti altına alınabilecek böyle bir akademik ortamı teşvik etmek yerine yok etmek sadece Boğaziçi Üniversitesi’ne ve bağımsız üniversite fikrine karşı değil, aynı zamanda toplumun tamamına karşı büyük bir sorumsuzluktur.

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü mezunları ve öğrencileri olarak, Türkiye’nin çok değerli tarihçilerinin yıllara yayılan emeğiyle oluşmuş böyle bir kurumun keyfî ve gayrimeşru uygulamalarla yıpratılmasını kabul etmiyoruz. Enstitü çalışanlarının ve öğrencilerinin desteği ile göreve gelmiş, bu vazifeyi demokratik ilkeler çerçevesinde, sorumluluk ve şeffaflıkla yürütmekte olan hocamız Prof. Dr. Cengiz Kırlı’nın bir an önce görevine iade edilmesini talep ediyoruz."

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Tarikatlarla bir protokol daha: Kapılar onlara açık 1 milyondan fazla çocuk kayıp MEB özeller için çalışacak 1 öğün ücretsiz yemek davasında karar: Mahkeme 'MEB çocukları aç bırakabilir' dedi Yoksulluk temel hak dinlemiyor: Sosyal yardım yoksa eğitim yok