Çeyrek asır, bir plak: Peyk

Düttürü dünyanın gecikmiş romantikleri, fiyakasız görüntüleriyle sesler âleminin komünal topluluğu Peyk; bizim muhalefet koğuşunun en delikanlı çocukları. Çocuk dememe aldanmayın, şaka maka çeyrek asrı geride bırakmışlar. Bırakmaya bırakmışlar de geriye sadece dört albüm bırakmışlar, tabi şimdilik...

Bu dört albüm (“Suluşaka” 2007, “İçimdeki İz” 2011, “Teslim Olma” 2014, “Lay Lay Lom” 2018) üçer-dörder yıl arayla çıkmış, tüfek icat olunca sadece dijitalden yayımlanmaya ve single üretilmeye başlanmış.

Peyk gidişattan rahatsız; tespitlerine göre kariyerindeki basılı bir plağın bulunmaması en önemli eksikleri. Çalışkan çocuklar aslında, öyle plak pahalıymış, para da kazandırmıyormuş gibimazeretlere pabuç bırakacak cinsten değiller. Kolları sıvayıp derleme bir albüm oluşturarak plak olarak bastırmışlar: “25. Yıl Özel Seçki” (*)

***

Plaktaki şarkılar daha önce yayımlanmış, ama buradaki farkları yeniden mikslenmiş olmaları, Üstelik 11 şarkı topluluk üyelerinin kafalarına göre seçilmiş değil. Peyk dinleyicileri arasında sosyal medyadan genel bir anket düzenlemiş, yüksek katılım sonucu oradan çıkan liste ile kendi arzuladıkları şarkıları harmanlamış ve bu tabloya ulaşmışlar.

Bir kıstas da süreyle ilgili; plağın elverdiği süreyi sonuna kadar kullanmışlar, ceman 44 dakikayı hedeflemişler. “Hareminde Han” hiçbir şekilde listelere girmemiş ama topluluk inisiyatif kullanarak bu parçayı almış. Nedeni orijinal kayıtların içlerine sinmemiş oluşu, uzun zamandır parçayı yeniden kaydetmek istemeleri. “Sulu Şaka” parçası için de aynı şey söz konusu. Buralarda basları açmış, davulu biraz öne itelemişler. Aslında minicik dokunuşlar bile şarkıların ruhunu yüceltmeye yetmiş. Dinleyici oylarıyla “Denizdeyim” adlı parçanın çok öne çıkması biraz şaşırtmış. Çünkü hüzünlü şarkıların hit olması çok sık rastlanan bir durum değil. Bu da Peyk dinleyicisinin diğer pop dinleyicilerinden farkını yansıtıyor.

Peyk’in bir farkı da bu: Sahipsiz hiçbir şarkıları yok. Her şarkı yaşanmışlıktan çıkılarak yazılıyor, birilerinin hayatına doğrudan dokunuyor, belli bir sosyal kesimin, sınıfın küfrünü, öfkesini, isyanını dile getiriyor. Her şarkıyı son damlasına kadar dinleyen bir dinleyicinin varlığı, Peyk’in bir albüm ve plak topluluğu olduğuna işaret ediyor.

***

Onlar kendi yağıyla kavrulan; işi ticarete dökmeden sadece müzik yapmak için ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışan bir topluluk. Plak para kazandıracak, milyonlarca satacak bir iş değil zaten; sadece bir prestij formatı ve kalıcılaşmaya yardımcı olan bir nesne. İnternetten yardım fonlarına başvurmak, bağış toplamak yerine Peyk plağı tamamen öz bütçesiyle vücuda getirmiş. Bütçeyi teliften, konserden, konserlerde satılan ürünlerden sağlamışlar. Gelen parayı da aynı şekilde Peyk için harcayacaklar; yani müzikten geleni müziğe yatıracaklar. İşin iyi olması için ellerinden geleni esirgememiş, baskısından kapağına büyük bir titizlik içine çalışmışlar. Teknik konularda da Peyk Dostları devreye girmiş. Stüdyoda Serdar Öztop, mastering’de Cüneyt Yalçın Naçar, baskıda DMS Selçuk Kurban gibi…

İnsani değerler gibi elle tutulan şeylerin de giderek azaldığı bir dünyaya karşı yapılmış bu plak 500 (artı 11) adet; ikinci baskı ihtimaline karşın kapağı 1000 adet basılmış. Aynı zamanda bundan sonra yayımlayacakları plaklarının da siftahı. Bundan kelli Peyk şarkıları dijitalde yayımlanacak ama belli bir sayıya geldiğinde bir araya getirilip plak olarak basılacak. Bundan sonraki yol haritası bu. Yani artık daha sık Peyk albümü göreceğiz.
(*) “25. Yıl Özel Seçki” plağı gamsizokuz.com adlı siteden temin edilebilir, yanı sıra Peyk’in konserlerinden… Plağın lansman konseri 21 Ekim’de Ataşehir DasDas’ta yapılacak.