Yeni sorunlara, eşitsizliklere ve adaletsizliklere yol açacak eksik bir düzenleme yasalaştı. Gitti EYT, geldi Emeklilikte Adalet (EMAD) diyebiliriz. Nasıl 1999'daki adaletsizlik 24 yıl gündemde kaldıysa bugünkü haksızlık da unutulmayacak.

EYT Yasası yeni sorunlar yaratacak: Emeklilikte adalet!
EYT düzenlemesinin resmileşmesiyle SGK önlerinde yoğunluklar yaşandı. (Fotoğraf: AA)

Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) yaşadığı 24 yıllık adaletsizlik ve mağduriyet oldukça geç ve eksik olsa da bir çözüme kavuştu. EYT yasası veya resmi adıyla 7438 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 3 Mart 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. EYT yasası koşullu kabul edildi. Yasa EYT’lilerin sorunlarını da tamamıyla çözmedi! 5 bin prim sözü tutulmadı, kısmi emeklilikte yaş koşulu kalkmadı, intibak düzenlemesi yapılmadı ve en önemlisi 2000’lerde işe girenlere kademe getirilmedi. Kısaca hem EYT'lilere verilen sözler tam olarak tutulmadı hem de emeklilikte adalet sorunu oluştu.

EYT'liler uzun bir mücadele sonucunda koşullu ve eksik de olsa önemli haklar elde etti. 2019’da EYT konusunda “asla olmaz, seçimi de kaybetsem yapmam” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan EYT yasasını imzaladı ve yasa yayımlandı. EYT yasasının çıkmasında EYT’lilerin mücadelesi yanında siyasal iktidarın seçim kaygısı da etkili oldu. Böylece hükümet tarafından “çift dikiş” olarak suçlanan EYT’lilerin dediği oldu. Hükümet U dönüşü yaptı ve geri adım attı. EYT hareketi bir toplumsal talebin geniş bir desteğe sahip olmasının ve ısrarla sürdürülmesinin önemini ortaya koydu. EYT hareketi Türkiye’nin sosyal tarihinde önemli toplumsal hareketlerden biri olarak yer alacak. EYT mücadelesini ısrarla ve inatla yürütenlere alkışlar!

EYT yasası ironik ögeler de içeriyordu. Yasanın destekçileri arasında 1999’da EYT mağduriyetine yol açan MHP de vardı. Yine 1999’da Gölcük depremi sonrasında kabul edilen 4447 sayılı Yasa’nın yarattığı EYT sorunu 24 yıl sonra yine bir depremin ardından kısmen çözüme kavuşuyordu. 1999’da depremin hemen ardından 4447 sayılı Yasa aceleyle Meclisten geçirilmiş ve muhalefetin ve yasaya itiraz eden sendikaların sesine kulak verilmemişti. Şimdi yine aynısı yapıldı. EYT yasası tepeden inme hazırlandı ve öneriler dikkate alınmadı.

Öte yandan EYT yasası Aralık 2022’de çıkarılabilecekken birkaç ay gecikti. Bu gecikmenin haklı hiçbir nedeni yok. Keyfi bir gecikme yaşandı. Bu gecikme sonucunda emekli aylıkları yüzde 8-10 arasında daha düşük olacak. Emeklilik başvurusu Aralık 2022’de yapılabilseydi uygulanacak güncelleme katsayısı daha yüksek olacaktı. Gecikme nedeniyle EYT’liler ömür boyu yüzde 8-10 arasında daha düşük aylık alacaklar. Öte yandan emekli aylıklarını birkaç ay önce alabileceklerdi. Yaklaşık üç maddeden oluşan son derece kısa bir yasa metninin aylarca sürünmesinin sebebini anlamak mümkün değil!

ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİK

EYT’lilerin uzun soluklu mücadelesi hükümete geri adım arttırdı. Ancak yasa hem EYT’liler hem de EYT kapsamı dışında kalanlar için ciddi sorunlar içeriyor. EYT yasası adaletsizlikler yaratacak nitelikte. AKP bu konudaki itirazların hiçbirini dikkate almadı. Meclis komisyon ve genel kurulunda teklifin iyileştirilmesi yönünde verilen önergelerden hiçbiri kabul edilmedi. Göz göre göre yeni sorunlara, eşitsizliklere ve adaletsizliklere yol açacak eksik bir düzenleme yasalaştı. Gitti EYT geldi Emeklilikte Adalet (EMAD) diyebiliriz. Emeklilik sistemi daha da adaletsiz hale geldi. Milyonlarca EYT’linin sorunu kısmen çözüldü ancak 2000’lerde işe giren milyonlar için yeni bir adaletsizlik ortaya çıktı.

EYT yasası ile 8 Eylül 1999'da ve öncesinde işe giren sigortalı işçiler erkekse 25 yıl kadınsa 20 yıl çalışarak ve 5 bin ile 5 bin 975 gün prim ödeyerek emekli olabilecek. Ancak 9 Eylül 1999'da işe giren işçi kadınsa 40 erkekse 42 yıl çalışarak emekli olacak. Böylece bir gün geç işe giren bir işçi 17 ile 20 yıl geç emekli olacak. Öyle bir sistem ortaya çıktı ki aynı işyerinde yan yana çalışan iki işçi arasında, aynı ailedeki kardeşler veya eşler arasında bir gün, bir hafta, bir ay farkla işe girenler arasında 17/20 yıl fark oluştu.

EYT ile birlikte mutlaka 9 Eylül 1999 ve sonrası için (EYT kapsamı dışında kalanlar için) yumuşak bir kademeli yaş sistemi getirilmeliydi. Şimdi kuşaklar arasında büyük eşitsizlikler ortaya çıkacak. Kanunda kademeli yaş düzenlemesinin yer almaması 2000’li yıllarda sigortalı olanlarda büyük hayal kırıklığı ve öfke yarattı. Kaş yaparken göz çıkartıldı. Bir soruna kısmi bir çözüm getirirken daha büyük sorunlar yaratıldı.

Bu vahim bir tablodur. Bu durum adil, makul, dengeli değildir ve Anayasanın eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir. Bu konuya 25 Temmuz 2022 tarihli BirGün’de yayımlanan “EYT’nin görünen, görünmeyen yüzü” başlıklı yazımda dikkat çektim ve daha sonra defalarca yazdım. Bu konuda Emeklilikte Adalet (EMAD) ve Kademeli Emeklilik Platformları (KAP) gibi çeşitli girişimler ortaya çıktı. Ancak bütün uyarı ve taleplere rağmen kademe düzenlemesi yapılmadı. Önümüzdeki dönemde emeklilikte adalet ve eşitlik önemli bir sorun olmaya devam edecek.

VAATLER TUTMADI

EYT yasası koşullu kabul edildi. 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanlarda emeklilik için yaş koşulunu kaldıran kanun kademeli prim gün koşulunu ise değiştirmedi. Kanuna göre EYT’liler 5 bin ile 5 bin 975 gün prim ödeyerek emekli olabilecekler. EYT’lilerin büyük çoğunluğu 1995 ve sonrası işe girenlerden oluştuğu için prim gün koşulu fiilen 5 bin 750 ile 5 bin 975 gün anlamına geliyordu. Bu durum EYT’lilerin önemli bir bölümünün yaklaşık 2 yıl 7 ay daha çalışması anlamına geliyor. Planlarını 5 bine göre yapan sigortalılar hayal kırıklığı yaşayacak çünkü EYT’liler hesabını ve planlarını 5 bin güne göre yapmıştı. Şimdi 5 bin vaadine göre plan yapan EYT’liler hem maddi hem de manevi olarak büyük kayıplarla yüz yüze kaldı. Böylece yeni bir sorun ortaya çıkmış oldu: Emeklilikte Prime Takılanlar!

EYT düzenlemesi gündeme geldiğinde yaş ve prim koşulunun kaldırılacağı ve 8 Eylül 1999 öncesi koşullara dönüleceği bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin tarafından defalarca vurgulanmış ve bu yönde haberler başta TRT olmak üzere basında yer almıştı. Bu söz tutulmadı!
Yasa, kısmi emeklilik koşullarında yaş değişikliği öngörmüyor. Oysa talep 8 Eylül 1999 öncesi hakların tümüyle iadesi idi. 8 Eylül 1999 öncesinde kısmi emeklilikte ise 3600 prim günü ve kadınlarda 50 erkeklerde 55 yaşında olmak yeterliydi. 8 Eylül 1999 tarihinde yapılan yasa değişikliği ile kısmi emeklilikte yaş sınırı kadınlarda 58 erkeklerde 60’a yükseltildi. Böylece kısmi emeklilikten yararlanmak isteyenler 58-60 yaşını beklemek zorunda kalacak. EYT kanunu bu sorunu da çözmedi.

İNTİBAK DÜZENLEMESİ

EYT yasasının diğer önemli bir eksikliği ise intibak düzenlemelerine yer vermemesidir. Emekliler arasında çok büyük farklar ve eşitsizlikler var. Benzer çalışma süresi ve prim gün sayısına sahip emeklilerin aylıkları arasında uçurum var. Emekli aylıkları oldukça düşük. Bunun en önemli nedeni AKP tarafından 2008 yılında 5510 sayılı Yasa ile kabul edilen değişiklikler. 5510 sayılı Yasa ile gerek Aylık Bağlama Oranları (ABO) gerekse güncelleme katsayısı düşürüldü ve böylece emekli aylıkları düştü.

EYT yasası ile ABO ve güncelleme katsayısı değişmedi. Bu nedenle EYT’lilerin aylıkları eski sisteme göre düşük olacak. Aylıkların makul düzeyde olması için intibak ve güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranları da yasaya eklenmeliydi. Türkiye emeklilik sistemi yamalı bohçaya dönüşmüş durumdadır. Çok parçalıdır. Eşitsiz ve adaletsizdir. Emeklilik sistemi emeklilere insana yaraşır bir yaşam sağlamaktan uzaktır. O nedenle emeklilikte adalet son derece önemli bir toplumsal talep.

Bu şarkı burada bitmez! Gitti EYT geldi EMAD! Emeklilikte Adalet (EMAD) hareketi önümüzdeki günlerde yükselecektir. Emeklilikte yapılan adaletsizlikler asla unutulmaz. Nasıl 1999'da yapılan adaletsizlik 24 yıl gündemde kaldıysa bugün yaşanan haksızlık da unutulmayacak ve “Emeklilikte Adalet” talebi de uzun süre gündemde olacak. İnsanca ve adil bir emeklilik sistemi önümüzdeki dönemlerde daha fazla gündemde olacak.