Karanlığa karşı Uçan Süpürge

Uçan Süpürge Film Festivali için geri sayım başladı. Direktör Kural, kadınlara yönelik düşmanca tavırlarıyla bilinen HÜDAPAR’ın Meclis’te yer almasına ilişkin, “Mücadeleye devam etmek, geçen aydan daha önemli” dedi.

Işıl ÇALIŞKAN

AKP, HÜDAPAR, Yeniden Refah Partisi, BBP’nin aralarında bulunduğu kadınlara yönelik düşmanca politikalarıyla bilinen tarihin en gerici ittifakının Meclis’te söz sahibi olmasına yönelik tartışmalar sürüyor. İstanbul Sözleşmesi’ni iptal eden, 6284 sayılı kanunu hedef alan iktidar ve ortakları kısıtlayıcı ve nefret barındıran söylemleriyle gündeme geliyor. 

Kadın emeğini görünür kılan, kadın hareketiyle birlikte güçlenen, sinema sektöründeki kadınlar arasında bir iletişim ağı kuran Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin görünürlüğü bu karanlık zihniyete karşı durmak için bugün daha da anlamlı. 31 Mayıs – 7 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek 26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’de dokuz bölümde dünyanın dört bir yanından toplam 64 film izleyiciyle buluşacak. Gösterimleri Ankara Kızılay Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleştirilecek olan festivalin direktörü Nil Kural ile konuştuk. 

HÜDAPAR’ın Meclis’e girmesiyle birlikte bugün hiç olmadığı kadar muhafazakâr ve yobaz bir topluluk söz sahibi. 26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin düzenleniyor olması bugün ayrı bir önem taşıyor. Neler söylemek istersiniz?

Evet, mücadeleye devam etmek ve yaşam, bağımsızlık eşitlik hakkımızı savunmak geçen aydan daha önemli. Uçan Süpürge’deki filmler yaratıcı sinema dilleri ve ele aldıkları konularıyla umuyorum ki izleyiciye moral ve mücadeleye devam etme gücü verecek. Programdaki filmleri sinemacılarla ve izleyiciyle birlikte konuşarak izlemek ve böylesine zor bir dönemde bir araya gelmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Uçan Süpürge, güvenli ve özgür bir platform. Şu dönemde bu tür platformların bize nefes alanları olacağını umut ediyorum.  

Kadın mücadelesinin çoğalmasında sinemanın gücünü nasıl konumlandırırsınız?

Sinema sözünü geniş kitlelere söyleyebilen bir sanat dalı. Buradaki güçlü portreler, kadınların önem verdiği ve kendilerinin izlemenin istediği hikâyelerin anlatılması temsil konusunda çok önemli. Sinema finans modeli olarak erkek egemenliğinin daha da baskın olduğu bir alan ve o kadar çok hikâye anlatılmadı ki. Çok basit bir örnek vereyim: Bu yılki programda Rebecca Zlotowski’nin Başkalarının Çocukları adlı filmi var. Çocuk yapmamış 40’ına yakın bir kadının sevgilisinin çocuğuna bağlanmasını ve ilişki kötü gittiğinde sevgilisinden değil, çocuğundan kopmakta zorlanmasını konu alıyor. Eminim dünyada yüzbinlerce kadının başına gelmiş ve gelen bu konuda çekilmiş bir film hatırlıyor muyuz? Ben hatırlamıyorum, yıl 2023. 

Nil Kural

Bu yılki festival, “Daha Fazlası, Daha Azı Değil” temasıyla gerçekleştiriliyor. Bu temanın nasıl bir anlamı var?

Kültür sanattaki ve daha genel anlamdaki hak mücadelesinden yola çıktık. Program ile şöyle bağlayabilirim: Seçkide iki Nobel ödüllü yazarın Annie Ernoux’nun (Super-8 Yılları) ve Elfriede Jelinek’in (Elfriede Jelinek: Dili Esaretinden Kurtarmak) filmleri ve dünya festivallerinin en saygın ödüllerine uzanmış filmleri yer alıyor. Tüm eşitsizliğe rağmen elde edilen başarıları hatırlamak ve taviz vermek yerine daha fazlasını talep etmenin önemli olduğunu düşündük.

26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde 64 film gösterilecek. Ağırlıklı olarak hangi temalar işlenecek?

Aslında festival bölümleri temalara göre bölünüyor. Birkaç örnek vereyim. Pembesiz Mavisiz’de LGBTİ+ odaklı filmleri, Olay Yeri: Aile’de aileyi mercek altına filmleri izleyeceğiz. Ayak Basılmamış Yollar adlı bölümde ilham veren kadın portreleri var. Bu oldukça zengin bir bölüm ve bu yıl çok başarılı kadın portreleri izlememizi, kadın sinemacıların kendi ilham kaynaklarına daha yakından bakma isteğinin bir sonucu olarak görüyorum. Oyunbozanlar bu yıl yeni bir bölümümüz. Dil veya tema ile kuralları alt üst eden “cici”liğe tamamen sırt dönen filmler var. Sight and Sound’un 10 yılda bir yaptığı eleştirmenler anketinde 2022’de sinema tarihinin en önemli filmi olarak seçilen Chantal Akerman’ın Jeanne Dielman, 23, quai du commerce, 1080 Bruxelles’ı bu bölümde mesela. 40 yıldır oyunbozan bir film bu. 

İRANLI KADINLARIN DİRENİŞİNE ÖZEL SEÇKİ

Mahsa Emini’nin İran’da “ahlak polisi” tarafından öldürülmesiyle başlayan özgürlük mücadelesi ile dayanışma göstermek amacıyla özel bir seçkinin festivalde izleyiciyle buluşacağını belirttiniz. Bu seçkide neler olacak?

Sinematek / Sinema Evi ile ortaklaşa oluşturduğumuz İranlı Kadınlar Konuşuyor seçkisinde Firouzeh Khosrovani’nin Bir Ailenin Röntgeni, Mania Akbari’nin Ne Cüretle Bunu İstersin ve Bani Khoshnoudi’nin yönettiği Sessiz Çoğunluk Konuşuyor, Mina Keshavarz’ın Tehlike Altında Yaşama Sanatı filmilerinin de aralarında olduğu filmler gösteriliyor. İran’dan Kısalar’da da Sepideh Farsi’nın Doğmamış Çocuğa Mektuplar adlı filmi başra olmak üzere İran’daki kuşaklararası etkileşimden yola çıkan dikkat çekici yapımlar var. Seçkiyi yakından takip eden izleyicilerin mücadelenin kökenini, tarihini ve şu andaki durumu isabetle anlayacağını umuyoruz. Seçkide Bani Khoshnoudi, Sessiz Çoğunluk Konuşuyor’da filminin sessizliğe ve unutmaya karşı kayıt altına alma çabası olduğunu söylüyor. Bence bu, tüm seçkiyi kapsayan bir cümle. 

Bugün İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırıldığı bir ülkede Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ni düzenliyorsunuz. Festivali nasıl koşullarda gerçekleştirilmesini dilersiniz?

Dönüp dolaşıp basit hakların akıbetini konuşmamak, zorunda kalmamak, başka temaları derinlemesine tartışacak bir zemin olsun isterdim. Dünyada kadın sinemacıların daha rahat film çekmeye başladığını, daha cüretkar işlere imza attığını görüyorum. Eşitlik sağlandı demiyorum ama çaba ve ilerleme görüyorum. Türkiye’de eşitlikçi kültür politikalarıyla kadın sinemacıların benzer bir desteğe sahip olmasını dilerdim. Kısa ve belgesel de dahil her tür üretimde kadın sinemacıların zorlandığını fark ediyorum. Projeler yıllarca beklemeden film olsun, biz de özgür bir tartışma eşliğinde filmlerimizi gösterelim isterim.

***

BİLETLER YARIN SATIŞTA OLACAK

26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin Kızılay Büyülü Fener sinemasında gerçekleştirilecek gösterimleri için biletler yarın saat 12.00’den itibaren www.biletinial.com üzerinden ve Büyülü Fener Kızılay Sineması gişesinden satışta olacak. 

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Şair Haydar Ergülen'den 'vize' isyanı Müziği bırakan Deniz Tekin İngilizce öğretmeni oldu Zülfü Livaneli’ye ‘Yılın En İyi Hikâye Ödülü’ Kaybolma sanatı Aşkın Nur Yengi’den emekli aylıklarına gönderme