Karedelik fotoğrafları karadelikler dışında ne anlatıyor?

12 Mayıs 2022 tarihinde galaksimizin merkezindeki Sagittarius A* karadeliğinin, 26 bin ışık yılı uzaklığındaki fotoğrafı herkesle paylaşıldı. En az geçen senelerde paylaşılan karadelik fotoğrafı kadar heyecan yarattı.

Prof. Dr. Doğan Kökdemir

Son 50 yılda bilimin çok hızlı ilerlediğinden bahsedilir. Gerçekten de hemen her alanda bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hızı bizlerin takip edemeyeceği bir hale gelmeye başladı. Bu görkemli yükselişe sevinmek gerekse de aynı zamanda kendi varoluşumuzu sorgulattığı için kaçınılmaz bir rahatsızlık da duyuyoruz. İnsanın kim (ya da ne ) olduğu, evrenin yapısı, zamanın başlangıcı (eğer varsa) ve sonu (eğer varsa)... tüm bunlar her kesimden insanı heyecanlandıracak konular. Dünyayı ve evreni keşfettikçe de aslında ne kadar küçük ve önemsiz olduğumuzu fark ediyoruz. Bu, maalesef, kaçınılmaz bir farkındalık.

12 Mayıs 2022 tarihinde galaksimizin merkezindeki bir karadeliğin, 26,000 ışık yılı uzaklığındaki Sagittarius A*’nın fotoğrafı herkesle paylaşıldı. Daha önce başka bir karadeliğin 55,000,000 ışık yılı uzaklığındaki M87’nin fotoğrafından daha az olmayan bir heyecan yarattı. Çünkü Sgr A*, galaksimizin merkezinde olan ve ona etki eden bir karadelik. Üstelik yakın da; ama hiç merak etmeyin her şeyi, ışığı bile içine çeken ve kaybeden bir karadeliğinin içinde kaybolma olasılığımız oldukça düşük. Ne de olsa 26,000 ışık yılını aşıp Sgr A*’nın yanına ulaşma şansımız yok. Şimdilik rahatız.

DERS İÇERİĞİ GENİŞ KAPSAMLI

Kuşkusuz Sagittarius A* ile ilgili önümüzdeki haftalarda, aylarda daha çok konuşulacak. Galaksimizin merkezindeki bir karadeliğinin varlığı, dönme hızı, büyüklüğü ve diğer pek çok konu evrenin oluşumunu anlamak konusunda araştırmacılara ışık tutacak. Oradan öğrendiklerimizle yeni bilimsel serüvenlere doğru yol almak daha güvenli olacaktır. İlk başta Sagittarius A* ve M87 keşiflerin sadece astronomları ve fizikçileri ilgilendirdiği düşünülebilir; bu düşünce kısmen doğru da. Çünkü söz konusu karadeliklerle ilgili soruları ortaya atanlar onlar ve çıkan sonuçların olası anlamları konusunda da biraz daha heyecanlı ve meraklı olabilirler. Ancak bu iki keşif, hikâyenin başından sonuna düşündüğümüzde, bütün bilim alanları için bir rehber niteliğinde. Diğer bir ifadeyle Sagittarius A* ve M87 keşifleri, bilimsel metodolojinin nasıl olması gerektiği konusunda bir ders niteliğinde. Dersin içeriği geniş. Bu nedenle bu yazının yerini aşmamak için özellikle iki önemli ayrıntı üzerinde durmak istiyorum. Bu satırların yazarının bir astronom ya da fizikçi olmadığını, sosyal psikolog olduğunu da aklınızın bir köşesinde bulundurmanızı rica ediyorum. Çünkü karadeliklerin fotoğraflarının çekilme serüveni biz davranış bilimcilere de bazı doğruları yeniden hatırlattı.

ARKASINDAN GİDİLECEK BİR KURAM

Sagittarius A* ve M87 karadeliklerinin keşfinin ve fotoğraflanmasının belki de sayısız konuda uygulaması olacaktır. Ancak bu keşiflerin en önemli kısmı Einstein’ın genel görelilik kuramını sınamış olmasıdır. Üstelik şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz: Einstein (hâlâ) haklı. Bu fotoğraflardan onlarca yıl önce Einstein fotoğrafların nasıl olacağını bize söylemişti zaten, araştırmacılar tam da onun söylediği gibi karadeliklerle karşılaştılar. Einstein’ın ne kadar zeki bir bilim insanı olduğunu anlatmak gibi bir çabam yok; burada önemli olan Einstein’ın biz daha karadelikleri gözlemlemenin yanına bile yaklaşmamışken ne göreceğimizi söylemiş olması; diğer bir ifadeyle nereye ve neye bakacağımızı belirtmesi. Buna “kuram” diyoruz. Bilim, bilgi kırıntıların üzerinde yükselmez. Kuşkusuz her türlü bilgi çok değerlidir ama bilimin beslediği (ya da beslenmesi gereken) araç kuramlardır. Daha basit olarak şöyle ifade etmek sanırım mümkün: Galaksimizin merkezindeki Sagittarius A*’nın fotoğrafını çekebilmeniz için öncelikle orada bir karadelik olduğunu varsaymanız, bu varsayımınızı temellendirmeniz ve temellendirdiğiniz varsayımı uygun yöntemlerle sınamanız gerekmektedir. Bu son adım çok zor ve pahalı olduğu için gerçekten buna değen bir sınama olması tercih edilir. Karadeliklerin araştırılmasıyla ilgili herhangi bir proje “hadi bir de buraya bakalım, belki vardır” diyerek yola çıkabileceğiniz bir çalışma olamaz. Buna ne zaman, ne para, ne insan gücü yeter. Arkasından gideceğiniz sağlam bir kurama ihtiyacınız var. Sagittarius A* ve M87 ekipleri şanslıydı arkasından gidecekleri bir isim ve bir kuram vardı ve yanılmadılar. Diğer bilim dallarında bu kadar şanslı olur muyuz, emin değilim.

İkinci önemli nokta, bir karadeliğin fotoğrafını bahçenize, şehrinize, ülkenizin merkezine kurduğunuz tek bir teleskopla (ne kadar güçlü olursa olsun) çekemezsiniz. Aynı karadeliğini fotoğrafının farklı yerlerdeki teleskoplar yardımıyla parça parça çekilmesi ve sonra bu ham verilerin işlenerek bütünü oluşturan fotoğrafın elde edilmesi gerekir. (Küçük bir not: Ham verilerin büyüklüğü yaklaşık 60,000 TB) Sagittarius A*’yı fotoğraflayan ekip yaklaşık 300 araştırmacıdan oluşuyor. Bu keşfi başka türlü yapmanız mümkün değil, ortak çalışmanız ve bu çalışmanız çok iyi planlanması gerekiyor. İnsanla, dünyayla, evrenler ilgili sorular önemli ve cevaplanması zor sorulardır. Bu soruların cevaplanması için tek bir bilim insanın çabasının, zihinsel gücünün yeterli olacağını düşünmek çok iyimser bir tahmin. Hangi alanda olursa olsun günümüzde bilim daha kolektif yapılmak zorunda.

Unutmadan ekleyelim; bu muhteşem projenin içinde Dr. Feryal Özel’in ismini gördüğümüzde sanki biz oradaymışız gibi mutlu oluyoruz... Ona ve tüm ekibe teşekkürler.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Araştırma: Virüsler daha çok hayvandan insana değil, insandan hayvana bulaşıyor Kuantum üfürükçülük Megalodon, alkol ve omikron Beklenen büyük İstanbul depremi Yazılımcılar ne yapsın?