Onur ve ahlakın gör dediği nokta

Kadınlara ‘onursuz ve ahlaksız’ ithamlarında bulunulan yeni bir sahneye geldik. Dinci gericilik yaşamlarımızı hedef alırken AKP’nin bir özgürlük dağıtıcısı olmadığı herkesin hemfikir olduğu bir konu; peki ya ötesi?

BirGün/KADIN

Geçen hafta boyunca AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in Meclis kürsüsünde sarf ettiği ‘onursuz ve ahlaksız kadın’ söylemi çokça konuşuldu. Herkesin aynı anda hem en iyi ‘insan hakları savunucusu’ hem de doğrudan insan onurunu hedef alabildiği, özgürlüğünü elinden almakla tehdit edebildiği ve hatta aldığı bir siyaset düzlemine artık şaşırmıyoruz ancak öfkemiz baki.

Bu nedenle her yanıyla olmasa da herkesin bir şekilde dahil olduğu hakaretin hatırlattıklarını not düşebiliriz. Özlem Zengin konuşmasında yalnızca hakaret etmekle kalmadı, aynı zamanda kadın bedeni üzerinden gelişen kadim tartışmalara da bir kez daha işaret etmiş oldu. Kadın bedeni üzerinden yapılan siyasi tasavvurların ve anlatıların kadınların özgürlüğüyle alakası olmadığı çokça söylenmişti ama belki yirmi yıl sonra kadınların siyaset kürsüsünden ‘onursuz ve ahlaksız’ ithamlarında bulunabileceği yeni bir sahneye gelmiş olduk. Gelinen noktanın taşları nasıl döşendi? İddia edildiği gibi siyaset içerisinde ‘yozlaşan, etrafındaki erkek siyaset düzlemine ve diline alışarak özünden uzaklaşan, hayal kırıklığı yaratan’ bir sonuç mu? Yoksa en başından beri olacağına mı vardı?

Türbanın hâlâ kadınların özgürlük ve eşitlik talebindense, yeni bir toplum ve gerici toplumsal cinsiyet rejimi inşasının bir parçası. Daha da kötüsü kadın bedeninin bir kez daha anaakım kirli siyaset dilinin bir malzemesi olarak kurgulanması olduğu gelinen aşamada daha da görünür oldu. En nihayetinde bir kadının ağzından bir başka kadının ‘onur’unu hedef alan bir noktaya varılmasını, bir yoldan çıkma olarak ele almak en hafif tabiriyle yirmi yıldır yaşadıklarımız karşısında üç maymunu oynamak olacaktır. Tepeden tırnağa dinci gericilik doğrudan kadınların yaşamlarını hedef alırken AKP’nin bir özgürlük dağıtıcısı olmadığı artık herkesin hemfikir olduğu bir konu; peki ya ötesi? Yani bunun sistematik bir dinci gerici inşa süreci olması, yaşadıklarımızı basit bir siyaset içerisinde kirlenme, yozlaşma ve kandırılma olarak görmeyi mümkün kılar mı?

Gerçekçi olan siyasal İslam’ın iktidarda olduğu bütün coğrafyalarda yaşamlarına sahip çıkan, kendi bedenlerine dönük saldırıları da kendi birliktelikleri ve özgüçleriyle, direnişleriyle anlatan kadınların özgürlük ve eşitlik talebidir. Geleceği belirleyecek olan da bu haklı isyanın ve taleplerimizin kendimiz hakkında konuşma ve karar verme iradesinin bizi hedef göstermekten hiç çekinmemesine rağmen özgürlüğümüzden bahsedebilme ikiyüzlülüğünden kurtarabilmek olacaktır.

Fotoğraf: Emre Orman / csgorselarsiv.org

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Bursa’da vahşet: Hamile kadını cinsel ilişki sırasında öldüren erkekten çirkin savunma Oyuncu Hayal Garip, şiddete maruz bırakıldığını açıkladı Uşak Üniversitesi'nde taciz skandalı: Öğretim görevlisi açığa alındı İntihar girişiminde bulunan Zelal: Abilerim istismar etti, ailem intihara zorladı Kütahya'da bir erkek, evli olduğu hamile kadını katletti!