Sancar'dan 'gizli tanık' tepkisi: "Kobane Davası, HDP’yi hedef almakla sınırlı değil"

Kobane Davası'nın bugünkü duruşması öncesi açıklamalarda bulunan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, hafta sonu mahkeme heyetinin bir gizli tanığı, yargılananlar ve avukatların bilgisi dışında dinlediğini söyledi. "Gizli tanığı, gizli dinleme operasyonuna da bu ülkede yargılama hukukunda tanık olmuş olduk" diyen Sancar, "Bu dava HDP’yi hedef almakla sınırlı bir dava değildir. Biz direnmeyi biliriz, her türlü hukuksuzluğa karşı da sözümüz var" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ankara Sincan Cezaevi önünde, Kobane Davası’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Sancar, "Adil yargılamadan vazgeçtik, burada tek yapılan şey acil yargılamadır. Bu yargılamada, adaletin gerekleri değil iktidarın ihtiyaçları esas alınıyor. Son zamanlarda özellikle davayı hızlandırmaya yönelik kararlar çoğaldı, yoğunlaştı. Yargılanan arkadaşlarımızın savunma yapmalarına imkân tanınmıyor. Süreler çok kısaltılıyor… Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projelerinin çok önemli bir parçasıdır" dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobane Davası, bugünkü duruşma ile sürüyor.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, duruşma öncesi cezaevi önünde açıklama yaptı. Davayı, "Kumpas davası" olarak nitelendiren Sancar, "Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projelerinin çok önemli bir parçasıdır. Sadece arkadaşlarımızın özgürlüğü gasp edilmiyor, yılları çalınmıyor. Asıl yapılmak istenen bu ülkenin geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin demokratik ve hukuk devletine uygun bir gelecek inşa etme umudunun gasp edilmesidir" dedi.

Sancar’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Tam bir kumpas operasyonu olarak başlayan davanın bugünkü duruşmasını birlikte izleyeceğiz. Her yönüyle bir özel operasyon dosyasıydı Kobani davası. Şimdi de her açıdan hukuksuzluklar örneği ile devam ediyor. Aslında buradaki uygulamalara hukuksuzluk demek çok hafif kalır. Açık söyleyelim; burada karşılaştığımız şey hukukun ihlali, basit ihlali değil. Burada karşılaştığımız şey, basit bir adaletsiz uygulaması değil. Burada, karşı karşıya kaldığımız durum, gerçek anlamda bir düşman hukuku uygulamasıdır.

Onca yıllık akademisyenlik tarihimde mesleğimde, çalışmalarımda incelediğim hukuksuz davaların hepsini geride bırakmış bir düşman hukuku olduğunu söylersem abartı değil. Bakın tarihe hukuk adına, adalet adına yüz karası olarak geçmiş davalarda bile bu kadar keyfilik yaşanmadı.

'GERÇEK BİR SAVUNMA YAPILMASI BÜTÜNÜYLE İMKÂNSIZ HALE GETİRİLİYOR'

Adil yargılamadan vazgeçtik, burada tek yapılan şey acil yargılamadır. Adaletin gerekleri değil, iktidarın ihtiyaçları esas alınıyor bu yargılamada. Son zamanlarda özellikle davayı hızlandırmaya yönelik kararlar çoğaldı, yoğunlaştı. Savunma hakkı yok sayılıyor. Yargılanan arkadaşlarımızın savunma yapmalarına imkân tanınmıyor. Süreler çok kısaltılıyor. Böylece 3 bin 500 sayfalık iddianame, 324 klasörden oluşan dava ile ilgili gerçek bir savunma yapılması bütünüyle imkânsız hale getiriliyor.

'GİZLİ TANIKLAR BİLGİ DIŞINDA DİNLENİYOR'

Bırakın gizli tanık uygulamasının kural hale gelmesini gizli tanıkların kendileri bile gizli dinlenir oldu. Hafta sonu mahkeme heyeti, bir gizli tanığı, yargılanan arkadaşlarımızın ve avukatlarının bilgisi dışında dinledi. Gizli tanığı, gizli dinleme operasyonuna da böylece bu ülkede yargılama hukukunda tanık olmuş olduk.

'YAPILMAK İSTENEN BU ÜLKENİN GELECEĞİNİN GASP EDİLMESİDİR'

Bu dava Türkiye siyasetini dizayn etme konusundaki kapsamlı mühendislik projelerinin çok önemli bir parçasıdır. Sadece arkadaşlarımızın özgürlüğü gasp edilmiyor, yılları çalınmıyor. Asıl yapılmak istenen bu ülkenin geleceğinin gasp edilmesidir. Bu ülkenin demokratik ve hukuk devletine uygun bir gelecek inşa etme umudunun gasp edilmesidir. Demokrasi mücadelesini sindirme, gelecek adına umutları boğma çabasıdır.

Bu kumpas davasını, sadece HDP’ye yönelik bir uygulama, özel durum olarak değerlendirmek büyük yanılgı olur. Seçimlere yaklaştıkça belli ki mahkeme heyeti de gündemini ve düzenini bunun ihtiyaçlarına göre ayarlıyor. Yani hukuktan değil, iktidardan talimat alıyor.

Bizim çağrımız: Biz direnmeyi biliriz. Her türlü hukuksuzluğa karşı da sözümüz var. Bu sözü de her şart altında söyleriz. Tıpkı burada, duruşma salonunda arkadaşlarımızın o sözü hakikatin gereklerini en etkili şekilde yerine getirecek bir tarzda dile getirmelerinde olduğu gibi. Sözlerini en cesur şekilde söylüyorlar. Bizler, halkımız her alanda hakikati söylemeye devam edeceğiz.

'DERDİ ADALET OLANLARIN, BURADAKİ KUMPAS VE OPERASYONA SEYİRCİ KALMAMASI GEREKİYOR'

Bu bir kumpas davasıdır. Türkiye siyasetini dizayn etme planlarının çok önemli bir halkasıdır. Hiçbir muhalefet partisinin, derdi adalet ve demokrasi olan hiçbir çevrenin bu keyfiliklere, buradaki kumpas ve operasyona seyirci kalmaması gerekiyor.

Adaletsizlik kime yapılırsa yapılsın, hep birlikte buna karşı çıkılmadıkça bu ülkeyi adaletsizlik pençesinden kurtarma imkânımız yoktur. O nedenle tekrar ediyoruz; bu dava HDP’yi hedef almakla sınırlı bir dava değildir. Bu dava arkadaşlarımıza ceza vermek için hukukun bütün kurallarının bir kenara bırakıldığı keyfi bir planın parçasından ibaret değildir. Bu dava ülkenin geleceğini gasp etmek için yapılan hazırlıkların en önemli parçasıdır.

Adalet mücadelesinde bir an bile duraksamaya gerek yok. Ama adaletsizliklere bilerek veya mecbur hissederek alet olanlar kendilerini bir kez daha gözden geçirmelidirler."

ANKA

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Altınok, '600 daire' sorulunca sinirlendi: Hakaretler yağdırdı İstanbul’u istiyorsa Erdoğan nerede? Zeydan Karalar ikinci döneme hazır: Seçim için oran verdi O karanlığa artık millet izin vermez Devlet Bahçeli ortada yok