Şehri kalkındırmak için sahnelerdeyiz

Maraş merkezli depremlerde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu, İstanbul’da sahne alacak. Şef Özfırat, “Arkadaşlarımızın anılarını yaşatmak için eskiden beraber söylediğimiz o şarkılara sığınacağız” diyor.

Işıl ÇALIŞKAN

Kültürel çeşitliliğe mensup sanatçıları buluşturarak birlikte yaşama kültürünü dünyaya hatırlatan Antakya Medeniyetler Korosu’nun sesi kayıplarıyla, acılarıyla birlikte 31 Mart’ta İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun sahnesinden yankılanacak. Antakya Medeniyetler Korosu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Orkestralar Müdürlüğü’nün dayanışma projesi ile sahne alacak. İBB Kültür Dairesi Başkanlığı tarafından başlatılan projede, yaşanan felaketin ardından depremde yaşamını yitiren üyelerini anacak. Büşra Kırkıcı Zateri, Cansu Çilingir, Abdurrahman Düzgün ve Ali Yılmaz adlı Hatay Akademi Orkestrası müzisyenleri ve Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz…

Bu dayanışma ve güç birliği hem Hatay’ın kadim kültürlerden beslenen müzikal mirasını İstanbullularla buluşturacak hem de Hatay’ı kültür sanattan aldığı güçle yeniden ayağa kaldırmanın ve sanatçılarına destek vermenin bir vesilesi olacak. Antakya Medeniyetler Korosu’nun şefi Yılmaz Özfırat ile konuştuk.

Geçmiş olsun dileklerimizi sunarak, nasıl olduğunu soruyoruz Özfırat’a. Şef, “Çok teşekkür ediyorum. Nasıl olduğumu anlatacak kelimeler yok maalesef, çünkü kifayetsizliği dibine kadar yaşadığımız bir süreçteyiz. Ama nefes alıyorsak yapacaklarımız var demektir. O yüzden bir an önce toparlanıp, kaybettiğimiz arkadaşlarımız için, vatandaşlarımız için, Hatay’ımız için şarkılarımızı söyleyeceğiz” cevabını veriyor.

ŞARKILARDA YAŞATACAĞIZ

7 üyesini Maraş merkezli depremlerde yitiren koronun şefi, “Biz 200 kişiden oluşan büyük bir aileydik şimdi 193 kişi kaldık. Her birini ayrı ayrı özlüyorum. Her birinin bendeki yeri çok farklıydı. Gittiğiniz yerler, beraber yaptığınız konserler geliyor aklınıza ve boğazınız düğümleniyor. Ben ve arkadaşlarımız aileleri görüşüp onlardan izin aldıktan sonra mezarlarını yaptırmaya karar verdik, hepimizin üzerinde emekleri var çünkü. Bizler de her konserimizde anılarını yaşatmak için eskiden beraber söylediğimiz o şarkılara sığınıp onları her daim anacağız” açıklamasını yapıyor.

Hatay’la özdeşleşen kültürel çeşitliliği temsil eden Hatay Medeniyetler Korosu’nun sahneye dönmesinin nasıl bir anlam ifade etttiğini şu sözlerle aktarıyor Özfırat: “Hatay içerisinde her dinden her dilden her ırktan insanları barındıran, birbiri ile kardeşlik çerçevesi içerisinde yaşamlarını sürdüren insanların yaşadığı kadim bir kentti. Kentti diyorum çünkü maalesef artık Hatay’da hiçbir şey kalmadı. Yaşam koşullarını idame ettirecek dükkânlar, evler yok artık. Medeniyeler Korosu, Hatay’ın bu etnik yapısını oluşturuyor. İçerisinde üç semavi dine sahip (Hıristiyan, Musevi, Müslüman) ve farklı medeniyetlerden insanların bir araya gelerek oluşturduğu amatör ve gönüllü bir topluluk. Bu yüzdendir ki, Hatay’ı gittiğimiz yerlerde anlatmak istiyoruz, Hatay’ın insanlarının nasıl sevgi hoşgörü ve kardeşçesine yaşadığını anlatmak istiyoruz. Hatay’ın dertlerini konserlerimizde şarkılarla anlatmak istiyoruz, o şehri tekrar ayağa kaldıracağımızı tüm dünyaya anlatmak istiyoruz, neye ihtiyaçları var onları paylaşmak istiyoruz.. Sanat iyileştirir, müzik ruhumuzu sarıp sarmalar o yüzden bu şehri tekrar kalkındırmak için sahnelerde olacağız.”

İBB Kültür Dairesi’nin başlatmış olduğu “Dayanışmanın Müziği” projesine binaen dayanışmanın gücünü soruyoruz. “Sanat İyileştirir” vurgusu yapan şef, “İBB Kültür Dairesi de bunu çok iyi bildiği için bu projeyi başlattı. Toplum içinde bazı faaliyetler ve değerler çok önem arz eder. Aynı duyguları taşıdığını hissettiğiniz insanlar ile bir araya gelerek onlarla beraber bir şeyler yapmak, dayanışmanın gücünü artırır. Tüm ülke zor zamandan geçiyor. Baktığınızda 11 ilde yıkımlar oldu bu gerçekten korkunç bir durum. Bu 11 ili ve aslında tüm Türkiye’yi bir şekilde ayağa kaldırmak zorundayız elbirliği ile. Bizde bu konuda en iyi yaptığımız şeyi, müziğimizi yaparak bu dayanışmanın bir parçası olacağız” diyor.

Yılmaz Özfırat, Antakya Medeniyetler Korosu Şefi

SEYİRCİMİZİ AĞLATACAĞIZ

Müziğin iyileştirici gücünden yola çıkarak Antakya Medeniyetler Koro’sunun rolünü anlatan Özfırat, şöyle devam ediyor: ”Bizler her dilden şarkıları seslendiriyoruz konserlerimizde. Müziğin ruhumuzu sarıp sarmaladığını biliyoruz. Sevinçliyken dinlediğimiz müzik farklı, hüzünlüyken dinlediğimiz müzik farklı. Nice aşk, özlem, hasretlik, yoksulluk, kahramanlık, ayrılık, keder, hüzün, mutluluk anlatan şarkılarımız ve türkülerimiz var baktığınızda. Hangi duygudaysak onu dinleyip onu söyledik bu zamana kadar. Ama şimdi duygumuz belli “acı”. Acımızı anlatacağız söyleyeceğimiz şarkılarda. Kaybettiklerimizi, hissettiklerimizi, sokağımız caddemizi şehrimizi anlatacağız müziğimizde. Çünkü bunu yapmayı çok iyi biliyoruz biz. Bunu da tüm dünyada evrensel bir dil olan müzik ile yapacağız.” Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak olan topluluğun şefine seyirciyi nasıl bir performans sergileyeceklerini sorduğumuzda “Maalesef seyircimizi ağlatacağız. Çünkü çok duygusal bir sahnemiz olacak bizim. Bizler içimizde o kadar büyük duygular ile çıkacağız ki sahneye seyircilerimiz bunu hissedecekler emin olun. Ne yaşadığımızı nasıl olduğumuzu vurgulayacağız hem sözlerimiz hem şarkılarımız ile. Deprem gerçeği ile karşılaştıracağız seyircilerimizi ve emin olun ki hep beraber ağlayacağız” cevabını veriyor.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
Oyuncu Hayal Garip, şiddete maruz bırakıldığını açıkladı Emekli olduğunu açıklayan Yıldız Tilbe, düşük aylıkları eleştirdi Yönetmen Nuri Bilge Ceylan'dan 'film çekmeyi bırakma' sinyali Titanik'in tartışmalı meşhur kapısı rekor fiyata satıldı Uzaylıların gelişi