Soçi’deki zirvenin ayrıntıları yandaşların satır aralarında gizli. Buna göre MİT ve MSB raporu doğrultusunda Ankara, Tahran ile birlikte Moskova’ya SDG/YPG’ye karşı ortak operasyon teklifinde bulundu. Türkiye, Suriye ordusu ve aşiretlerle işbirliğine açık olduğunu, Körfez ülkelerinden de destek alınacağını Rus tarafına iletti.

Soçi’deki Suriye teklifi: Sponsorluk Suudilerden, operasyon TSK ve Şam’dan

Erdoğan ile Putin’in Soçi’deki dört saatlik buluşmasının ardından açıklanan ortak bildiride doğalgaz ödemesinde kısmen rubleye geçilmesi, Akkuyu ve Ukrayna savaşının gölgesinde kalsa da en dikkat çekici maddeler Suriye ve Libya’ya ilişkindi. Kapalı kapılar ardında ne tür pazarlıklar yapıldığı bilinmese bildiride liderlerin Suriye’nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması için tüm terör örgütlerine karşı mücadelede dayanışma ve eş güdüm içinde hareket etme kararlılıklarını teyit ettikleri kaydedildi.

Tahran’daki zirveden 17 gün sonra yapılan zirvede Erdoğan ve Putin benzer şekilde Libya’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine de bağlı olduklarını BM himayesinde yürütülen siyasi süreci desteklerini yineledi.

KAPALI KAPILAR ARDINDAKİ PAZARLIKLAR

Buraya kadarki her şey formel bilgiler. Madalyonun bir de görünmeyen yüzü var. Resmi açıklamalar, ortak bildiri ve beyanların satır aralarına yansımayan bölümünde ise asıl niyet ve emelleri görüyoruz.
Malum Erdoğan yönetimi aylardır Suriye’ye yönelik askeri operasyon için Kremlin ve Beyaz Saray’dan yeşil ışık almaya çalışıyor. İktidar yetkilileri ve AKP’li cumhurbaşkanı her fırsatta, her kabine toplantısında ve MGK zirvesinde bu talebini yüksek sesle dillendiriyor. Erdoğan ve şürekâsı “Bir gece ansızın gelebiliriz” dese de anlaşılan o ki, Moskova ve Washington’dan beklenen sinyal hala gelebilmiş değil.

Ortadoğu’dan Kafkasya’ya, Libya’dan Ukrayna ve Suriye’ye bölgedeki çatışma ve savaşlara dair müzakerelerin yapıldığı zirvedeki ayrıntıları yandaş gazete ve isimler dile getirdi.

MASADAKİ MİT VE MSB RAPORU

Bunlardan en önemlisi Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve MİT’in hazırladığı Suriye raporu. Zirvede MİT-MSB raporu doğrultusunda Ankara’nın Tahran ile birlikte Moskova’ya SDG/YPG’ye karşı, bu yapıların kontrol ettiği bütün alanlarda müşterek operasyon teklifinde bulunduğu belirtildi. İktidara yakın yayın organlarından Türkiye Gazetesi’nin haberine göre Ankara bu doğrultuda rejim ordusu ve bölge aşiretleri ile işbirliğine açık olduğunu, Körfez ülkelerinden de destek alınacağını Rus tarafına iletti.

Operasyon yapılması planlanan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki alanların küçük bir kısmı Fırat nehrinin batısında yer alırken ağırlıklı bölüm Fırat’ın doğusunda yer alıyor. SDG/YPG, Fırat nehrinin batısında şu anda sadece Tel Rıfat ve Menbiç bölgelerini, Fırat’ın doğusunda ise Irak sınırına kadar uzanan kuzey doğu hattı boyunca Kobani, Kamışlı, Haseke, Rakka ve Deyri Zor gibi kentleri kapsayan devasa bir alanı ABD ile ittifak içinde kontrol ediyor.

SURİYE’DE DEĞİŞEN KOŞULLAR VE HAREKAT

AKP iktidarının değişmeye yüz tutan, “Esed’den Esat’a” evirilemeye başlayacak olan Suriye politikasına dair işaretleri bir diğer yandaş gazete olan Sabah’ta da görmek mümkün. Sabah köşe yazarı ve Ankara temsilcisi Okan Müderrisoğlu bugünkü “Suriye’de değişen koşullar” başlığıyla kaleme aldığı yazısında ilginç bir değerlendirmeye imza attı.

Müderrisoğlu yazısındaki ilgili bölüm şöyle: “Küresel güçlerin hazırladığı jeopolitik planların keskin şekilde karşı karşıya geldiği, ittifakların radikal sınamalara tabi tutulduğu bir çağdayız. Adeta yeni bir dünya kuruluyor. Erdoğan’ın, Putin ile Soçi’de yaptığı görüşme, değişen uluslararası konjonktürde iddialı hamlelerin gelebileceğine işaret ediyor. Öyle anlaşılıyor ki Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvalarının sınırlı ve süreli yıldırım operasyonlarla kurutulacağı, sonrasında ise Suriye rejimi ile istihbari düzeyi aşan içerikli görüşme ve saha koordinasyonunun başlayacağı bir kavşağa giriliyor.”

YENİ BİR TEHLİKELİ KAVŞAĞA GİRİLİYOR

Evet, hem Türkiye hem de bölge yeni bir kavşağın eşiğinde. Bölgesel ve küresel güç merkezlerinin yer aldığı Suriye ve Libya sahaları önümüzdeki günlerde daha fazla hareketlenecek gibi. Yeni senaryoların devreye sokulacağı bu çatışma ikliminde bu planlar doğrultusunda yeni cephe hatları, ittifaklar inşa edilmeye çalışılıyor. İç içe geçen krizler sarmalında daha çok senaryolar yazılacaktır.