Sudanlı Komünistler: Hükümet devrime ihanet ediyor

Sudan Komünist Partisi, Özgürlük ve Değişim Güçleri'nin ortağı olduğu Ulusal Mutabakat hükümetinden çekilme kararı aldı. Aldıkları kararı BirGün'e değerlendiren Sudan Komünist Partisi Sözcüsü Dr. Fathi el Fadl, "Hükümet, diktatörlük yasalarını sürdürüyor" dedi.

Özde Çelikbilek

Sudan’da 30 yıllık Ömer el Beşir’in askeri diktatörlüğüne karşı başlayan eylemler, kısa sürede tüm ülkeye yayıldı ve devrimci bir hareket yarattı. Aralık 2018’de başlayan ayaklanmaların devamında 2019 Nisan ayında askeri yönetim devrildi. Devrimin ardından Özgürlük ve Değişim güçlerinin dahil olduğu Ulusal Mutabakat hükümeti, Sudan’ın geleceğini belirlemek üzere bir dizi adımlar attı, yeni bir anayasaya geçiş çalışmaları başladı.

Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin üyesi olan Sudan Komünist Partisi, 7 Ekim’de aldığı kararla koalisyondan çekildiğini duyurdu. Komünist Parti, hükümetin içeride ve dışarıda gizli anlaşmalar yaparak devrimin ilerleyişini durdurduğunu ve hâlâ özgürlüklerin kısıtlı olduğunu söyledi. Fathi el Fadl, “Hükümet, aldığı bir dizi kararla devrime karşı ihanet içerisine girmiştir, eski askeri diktatörlük rejiminin ekonomik ve siyasal programını devam ettirmektedir” dedi.


ESKİ ALIŞKANLIKLARI SÜRÜYOR

Hükümetin 2020 Haziran ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmelerine başlamasının ardından 9 Eylül’de, ülkeye verilecek kredi resmen onayladı. Hükümet, 12 aylık fon programında geçiş hükümetinin iç piyasadaki rekabeti artıracak, vergi tabanını genişletecek bir yol haritası çizileceğinin altını çizdi. IMF ile yapılan bu anlaşmanın, Sudan’a yüzde 200’den fazla yüksek enflasyonla sonuçlanan bir adım olduğunu söyleyen Fadl, “Özgürlük ve Değişim güçlerinin Ekonomi Komitesinin verdiği tavsiyelere uymayarak, IMF’nin belirlediği programa uymasının kendileri için kabul edilemez" olduğunu belirtti ve ekledi: "Bu anlaşma, ülkede var olan işsizlik, çatışmalar nedeniyle zorunlu göç edilenlerin açlıkla boğuşması, yüksek enflasyon oranları, bizi kapitalizme daha bağımlı hale getirmiştir."



Sudan’ın daha yaşanabilir bir ülke olması için hazırlanan anayasanın ihlal edildiğini ve eski alışkanlıkların devam etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Fadl, Sudan para biriminin Amerikan Doları karşısında şiddetli bir şekilde düşüşe geçtiğinin altını çizdi. Fadl, “Yerel para birimi ABD doları karşısında 82 Sudan poundundan 220'nin üzerine çıktı. Bu da Sudanlı emekçi kitlelerin ezici çoğunluğunun hayatını dayanılmaz hale getirmiştir dedi.

ÖZGÜRLÜKLER KISITLANIYOR

Geçiş hükümetinin devrimin ilerlemesini durdurduğunu, özgürlük, barış ve adalet taleplerinin yerine getirilmesini sağlayacak adımlardan kaçındığını söyleyen Fadl, özgürlüğü kısıtlayan yasaların hala yürürlükte olduğuna işaret etti. Bu yasaların yürürlükten tam anlamıyla kaldırılmaması, 2010 Sendikalar yasasının iptal edilmemesi ve barışçıl gösterilere karşı uygulanan şiddetle hükümetin devrime karşı bir ihanet içerisinde olduğunun altını çizen Fadl, eski yönetimin suçlularının hala özgür olduğunu da ekledi. Fadl, “El Beşir'i ve beraberindekileri Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne hâlâ teslim etmemek anayasanın ihlali anlamına geliyor” dedi.

Yasama konseyinin, parlamento kurma girişimlerini sürekli ertelemesinin, siyasi ve sivil odakların karar alma ve kontrol etme sürecinde geride kalmasına neden olduğunu belirten Fadl, ittifakın içerisinde kalmaya devam ederek, kabul etmedikleri politikalara göz yummanın kendi adlarına daha fazla mümkün olmadığını ifade etti. Bu ayrılmanın kendilerini Sudan'dan soyutlama anlamı taşımadığını söyleyen Fadl, Komünist Parti’nin emekçileri temsil etmeye devam edeceğini belirtti.

ANLAŞMA TEMELSİZ

Eylül ayında Juba’da iki silahlı örgütle imzalanan barış anlaşmasını temelsiz" olarak eleştiren Fadl, “Bu görüşmeler, sorunun kökenini ele almaktan ziyade, esas olarak hükümet organlarında yer alacak kişilerin kotası üzerinde anlaşmaya varmakla ilgiliydi. Bölgedeki iki büyük silahlı grup görüşmelere katılmayı reddetti. Darfur halkının çoğunluğu, görüşmelere katılanların bir kısmının temsiliyetine ilişkin şüphelerini de dile getirdi” dedi. Kotalar üzerinden gerçekleşen anlaşmanın kalıcı ve sürdürülebilir bir barışı inşaa etmekten çok uzak olduğunu söyleyen Fadl, Anayasa taslağında öngörülen sivil valilerin atanması kararı askıya alındı ve barış sürecinde konferansın ağırlığından çok uluslararası baskı hissedildi” dedi.

***

ABD şantajına boyun eğilemez

İsrail ile normalleşme anlaşmasının karşılığında, ABD’nin teröre destek veren devlet listesinden çıkmanın ve bu şantaja boyun eğmenin kendileri adına kabul edilemez olduğunu söyleyen Fadl, “Eski rejim tarafından işlenen suçlar nedeniyle tazminat ödemek egemenlik haklarımızın ihlalidir ve bu sorumluluk Sudan halkına ait değildir. Dış ilişkilerimizi Sudan halkının çıkarları doğrultusunda belirlemek yerine ülkenin güvenliğini tehdit eden güçlerle anlaşmak, bir şeylerin yanlış gittiğinin göstergesidir” dedi.

Fathi el Fadl, Komünist Parti olarak, “Askeri birliklerin Yemen’den acil bir şekilde çekilmesini ve dış politikada ABD-AB eksenli siyasetin acilen sonlanması gerektiğini savunuyoruz. İsrail’le normalleşmenin ırkçı ve siyonist politikaları temsil etmesi nedeniyle tamamen karşısındayız. Bu siyaset Suudi eksenli bir siyasettir ve egemenliğimizi tehdit etmektedir” diye konuştu.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
ABD medyası: İsrail, İran'a misilleme saldırısı başlattı Kavala ve Demirtaş şartı konmuştu: Bakan Fidan, Hollanda'ya gidiyor ABD, Filistin'in BM'ye tam üyeliğini veto etti Türkiye’de Köy Enstitüleri, Küba’da Lenin Lisesi Hollanda'dan ‘Gümrük Birliği’ için Kavala ve Demirtaş şartı