Yalanla başlayan emperyalist yıkım

Irak’ın ABD’nin oluşturduğu koalisyon tarafından işgali üzerinden tam 20 yıl geçti. İşgal, ABD’nin savunduğu şekilde bölgeye demokrasi getirmediği gibi Irak’ı yıllar sürecek ve bugün hâlâ daha çözülememiş sorunların kucağına attı.

Çevrim ÇEVİREN

ABD eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney, kameraların karşısında, “Irak halkı açısından içeride durumlar o kadar kötüye gitmiş ki, açıkçası, ‘kurtarıcı’ olarak karşılanacağız diye düşünüyorum” diye açıklama yaptığında tarihler 16 Mart 2003’ü gösteriyordu. Bu açıklamanın ardından, 20 Mart 2003’te Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık öncülüğünde oluşturulan Çokuluslu Koalisyon Kuvvetleri, sonraki yıllarda büyük bir yıkım, ölüm, ekonomik kayıp, göç ve drama yol açacak olan askeri bir harekâtla Irak’a girdi. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in kitle imha silahları ürettiği yönündeki, daha sonra doğru olmadığı resmi ağızlardan açıklanan, iddiaya gerekçe gösterilen işgal, ABD’nin savunduğu şekilde bölgeye demokrasi getirmediği gibi Irak’ı yıllar sürecek ve bugün hâlâ daha çözülememiş sorunların kucağına attı. Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Cheney’in öngörüsü de, gerçek çıkmadı, savaşın yarattığı kaosla yüzleşen çoğu Iraklı, ABD’yi “kurtarıcı” değil, “saldırgan işgalciler” olarak tarihe not etti.


ABD Başkanı George Bush, yıllar sonra yaptığı açıklamada, kendilerine gelen istihbaratın doğru olmadığını itiraf ederek, “yanlış” savaşın karar vericisi olarak sorumluluğu üstlendi. Ülkesini ABD’nin ardından savaşa sürükleyen İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair de, 2016’da yaptığı bir konuşmada, “Irak istilasına katılmanın 10 yıllık başbakanlığında aldığı en zor karar olduğunu” belirterek, "Bu karar nedeniyle bugün bütün sorumluluğu, herhangi bir istisna veya mazeret olmaksızın kabul ediyorum" dedi.

KİM KAZANDI?

7 yıldan fazla süren savaşın bir kazananı olmadı. En büyük kaybı ise Irak halkı ve ABD yaşadı. Savaşta, tahminlere göre, 300 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Irak Body Count’a göre, ölü sayısı 461. Domino etkisi yaratan işgal, 2013-2017 yılları arasındaki, 155 bin sivilin öldüğü Irak İç Savaşı’nın da tetikleyicisi oldu. Savaşın en yoğun döneminde 6 milyon insan ülke içinde göç etmek zorunda kaldı. Savaşın bittikten sonra da devam eden ekonomik ve siyasi etkileri yüzünden toplamda 9,2 milyon insan iç ve dış göçe maruz kaldı. Bunun yanı sıra savaş, bitiminden kısa bir süre sonra dünyanın başına IŞİD belasını sardı.

SAVAŞ NEDEN YAŞANDI?

ABD, klişe olduğu üzere, ‘kilometrelerce öteden’, kendi askerlerini de riske atarak gerçekten “demokrasi” kaygısıyla mı bu yıkımı başlattı? Zira verilere göre, ABD de 4 bin 400 askerini bu savaşa kurban verdi. Savaş için 1 trilyon dolardan fazla para harcadı.

Irak Savaşı, 2001’de El Kaide tarafından düzenlenen ve 9/11 olarak anılan saldırıların misillemesi olarak ABD’nin başlattığı “terörizme karşı savaşın” bir sonucu olarak da görülebilir elbette. Saldırıların ardından kırılgan hale gelen gücünü dünya nezdinde tekrar güçlü gösterme çabası olarak da. Ya da Batı ülkelerinin, Sovyetler’in yıkılışı, dünyanın iki kutuplu bir düzenden çıkmasının ardından gelen Kuveyt işgalini izleyen “yeni dünya düzeni” teorilerinin bir uzantısı… Ancak birçok uzmana göre, sadece ABD’nin değil, diğer batı ülkelerinin Orta Doğu’daki asıl motivasyonu, bölgedeki zengin petrol kanyaklarını elinde tutma kaygısı. Irak, halihazırda petrol rezervleri açısından dünyada 4’üncü sırada yer alıyor. Kimilerine göre, ABD’nin, 2021’de Irak misyonunu resmi olarak sonlandırıp askerlerini geri çekerken, geride 2 bin 500 askerini bırakmasının nedenlerinden biri de bu. Resmi nedeni ise yerel ve kendi diplomatik gücüne “danışmanlık ve eğitim desteği vermek”. Örneğin Kürt yönetimi topraklarında bulunan Ortadoğu’nun en büyük petrol kuyularını barındıran Kerkük’ü tekrar olası bir IŞİD saldırısına karşı korumak. Komşu İran’dan gelecek saldırılara karşı da tetikte kalmak. Tüm bunları da ABD’nin çıkarlarını kollayarak yapmak. Kısaca, üst düzey ABD’li bir yetkilinin bir röportajında “off the record” söylediği gibi, “Irak, sadece Irak değildir.”

***

ABD’den geriye kriz kaldı

Saddam’ın Baas Partisi’nin savaşla birlikte kapatılmasının ardından, ABD ve koalisyon güçleri, Irak Geçici Hükümeti’ni oluşturdu. 2005 yılında yeni anayasanın oylanması ve parlamento için seçimlere gidildi. Şii–Sunni kavgası ve Kürtlerle çatışmaların yaşandığı siyasi bir ortamda gerçekleşen seçimlerde mecliste çoğunluğu Şiiler kazandı. Aynı yıl halk tarafından oylanan Anayasa ise, Irak Cumhuriyeti’ni federal bir devlet olarak tanımladı. 2005’te Kürdistan Bölgesel Yönetimi de resmi olarak kuruldu ve başkenti Erbil olarak belirlendi. Bölgenin resmi dili Kürtçe, Cumhurbaşkanı Neçirvan İdris Barzani. Başbakanı Mesrur Barzani.

Irak Federal Hükümeti ise Irak’ın merkezi hükümeti. İslami demokratik ve federal bir cumhuriyet olarak kendini tanımlamaktadır. Resmi dilleri Arapça – Kürtçe, son seçimlere göre; Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid’tir. Ve savaşın Irak’a bıraktığı yönetim krizi ve istikrarsızlık bugün de hala devam ediyor.

***

Savaşın kısa kronolojisi

20 Mart 2003: ABD koalisyon güçleri, 150 bin ABD askeri ve diğer ülkelerden 23 bin askerle Irak’ı işgale başladı.

9 Nisan 2003: Saddam güçleri, Irak’ta kontrolü kaybetti.

1 Mayıs 2003: Başkan Bush zafer ilan etti.

29 Mayıs 2003: BBC’nin açığa çıkardığı bir dosya, savaşın gerekçesi olarak gösterilen “kitle imha silahları” konusunda şüpheye neden oldu.

18 Temmuz 2003: İngiltere’de silah uzmanı olan ve dosyayı açığa çıkaran David Kelly, ölü bulundu.

13 Aralık 2003: Saddam Hüseyin, memleketi Tikrit’te yakalandı.

2005: İntihar saldırıları arttı. Yıl içinde 475 intihar saldırısı gerçekleşti.

30 Aralık 2006: Duceyil’de 148 Şii’nin ölümünden suçlu bulunan Saddam Hüseyin asılarak idam edildi.

Ocak 2007: Saldırıların artması nedeniyle, ABD, Irak’a yeni askeri birlikler gönderdi. Savaştaki hedefini de “kalpleri ve akılları kazanmak” olarak güncelledi.

20 Nisan 2009: Britanya ordusu, Basra’daki bayraklarını savaştaki operasyonların sona erdiğini göstermek için yarıya indirdi.

Günün Manşetleri için tıklayın
Çok Okunanlar
DSÖ verileri: En çok alkol tüketen 10 ülke ABD Başkanı Biden, bu yılki '24 Nisan' mesajında da 'soykırım' ifadesini kullandı Polonya, Pegasus skandalını konuşuyor Carlos Tevez hastaneye kaldırıldı Aliyev, 3 ülkeye işaret etti: Ermenistan'ı bize karşı silahlandırıyorlar