Aslında oturup size kerpici ve depremi anlatmayı düşünmüştüm. Sonra baktım ki çok yazıp söylemişim. Kerpici çok anlatmışım. Kerpicin

Aslında oturup size kerpici ve depremi anlatmayı düşünmüştüm. Sonra baktım ki çok yazıp söylemişim. Kerpici çok anlatmışım. Kerpicin doğru kullanıldığında, doğru biçimde hazırlandığında ve modernize edildiğinde en iyi yapı malzemelerinden birisi olduğunu savunmuşum.
Kerpiç yoksulluğun sembolü olageldi.
Kerpiç şimdi ölümü anlatıyor.
Günah keçisi bulundu.
Her şeyin sorumlusu kerpiçmiş meğer.
TOKİ şimdi bir güzel evler yapsa. Kimseler ölmeyecekmiş.
İyi siz bu masalı dinlemeye devam ededurun dünyanın pek çok ülkesinde kerpicin yeni biçimleri geliştirilmekte. Anadolu’da 200 yıllık kerpiç binalar onlarca deprem görmesine rağmen ayakta duruyor.
Depremin yıktığı evlerdeki insanları fukaralık öldürmedi zaten. Yokluk öldürmedi. İlgisizlik, çaresizlik öldürmedi. Kimsenin sorumluluğu yok o nedenle.
Tek sorumlu var o da kerpiç.
Kerpiç yalnızca karada olmaz.
Denizlerin kerpici de mercanlardır.
Mercan resifleri okyanus tabanlarının yalnızca binde ikilik bir bölümünü kaplamasına karşın dünyadaki denizel balık türlerinin yaklaşık olarak üçte biri mercan resiflerini kullanır.
Hassastır mercan.
Çok çalışırlar biyologlar mercan resiflerinde.
Gördüklerine hayran çıkarlar su yüzüne.
Ama şimdilerde korkunç bir gerçek karşılarında duruyor.
En fazla tür zenginliğine sahip sucul kommünitelerin başında yer alan mercan resiflerinin yaklaşık yüzde 93’ü insan faaliyetleri nedeni ile zarar gördü.
Bu tahribat mevcut hızı ile devam edecek olursa en iyimser tahminle 30-40 yıl içerisinde resiflerin yarısı yok olacak.
İnsan türü yüzünden.
Bencillik yüzünden.
İnsan türü zalimdir. Çocuklarını, torunlarını düşünmez.
Bizim çocuklarımız mercanların yarısını göremeyecek. Onların çocukları hiçbirisini bilmeyecek.
Tüm bilinen denizel canlıların üçte biri belki daha da fazlası onlar büyüdüklerinde yok olmuş olacaklar.
Denizlerin kerpiç evleri korunmaya muhtaç.
Anadolu’nun kerpiç evleri de öyle.
Asıl önemlisi içinde yaşayanlar.
Yok olmuyorlar.
Sistemli biçimde, bilerek ve isteyerek.
Yok ediliyorlar.
İnsan kendi kendinin kurdu olmaya devam ediyor. Asırlardır yaptığı gibi. Nesilden nesile daha da küçülüyor.
Ve asla ama asla.
Suçunu üstlenmiyor. Her zaman bir bahane, her zaman bir kabahatli buluyor.
Bugün kerpiç, yarın çimento, öbür gün GDO diyor.
Hiç insan demiyor.