Geçen hafta dillendirilen bir taslağa göre  YÖK Kanunu’nda yapılacak değişikler ile Konservatuvar ve Güzel Sanatlar fakültelerindeki…

Geçen hafta dillendirilen bir taslağa göre  YÖK Kanunu’nda yapılacak değişikler ile Konservatuvar ve Güzel Sanatlar fakültelerindeki akademik sistemle ilgili devrim gibi kararlar alındı. YÖK, haftada bir kez bukurumlara uğrayıp düzenli maaş alan kimi öğretim üyelerine “dur“ demeye hazırlanıyor…

12 Eylül darbesiyle kurulan YÖK,  özgürce eğitim alan gençliğe dur derken bir süre sonra da müzik, bale ve tiyatro eğitimi veren konservatuvarları kendine bağlamış ve özgür sanat eğitimini de kamufle ederek not sistemiyle üretici ve emekçilerini boyunduruk altına almıştı. Yanısıra geçen zaman içerisinde sahne sanatları dışında kalan diğer plastik sanatlar eğitimi veren kurumlar da kendi açmazları ile üniversitelere bağlanarak,  Güzel Sanatlar fakülteleri olarak aynı çıkmazın içerisine sokulmuşlardı.
Yıllar süren bu eğitim baskısı bu bölümleri çiftlik gibi kullanan hocaların da varlığıyla birer ticarethaneye andırır haldeydi.  Şöyle ki, bölümün meslek eğitimini veren hocaları öğrencilere hiçbir şey öğretmiyor, bir memur gibi derslere girip çıkıyor ve piyasadaki ekstraları kovalıyorlardı.
Öte yandan geçen hafta dillendirilen bir taslağa göre ise, YÖK Kanunu’nda yapılacak değişikler ile Konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar fakültelerindeki akademik sistemle ilgili devrim gibi kararlar alınıyor.
Halen büyük çoğunluğu Devlet Tiyatroları, Şehir Tiyatroları, Devlet Opera Balesi, özel tiyatrolar, reklam ajansları, grafik ajansları, müzik koroları, seslendirme stüdyoları, TV kanalları vb. sektörlerde çalışıp, konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar fakültelerinde tam zamanlı statüde kadrolu olarak çalışan, ancak bu kurumlara haftada bir kez uğrayıp her ay maaşını düzenli alan alan öğretim elemanlarına, YÖK “dur” demeye hazırlanıyor.
Yerel seçimler sonrası yasalaşması beklenen plana göre, devlet ve vakıf üniversiteleri bünyesinde bulunan Güzel Sanatlar fakülteleri ve konservatuvarlarda kısmi zamanlı (ders saat ücretli) çalışan öğretim üyeleri  isterlerse tam zamanlı statüye geçebilecekler.  YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç’in açıkladığı taslağa göre, adı geçen bölümlerde haftanın beş günü tam gün mesai yapacak olan kadrolu öğretim elemanları, okul dışındaki düzenli maaş aldıkları ya da kendi özel işleri ile okuldaki görevleri arasında karar vermek zorunda kalacaklar. Yanısıra isterlerse dışarıdaki işlerine son verip, bu bölümlerde tam zamanlı statülerini sürdürebilecekler.  Ayrıca döner sermaye üzerinden okul adına dışarıya hizmet verip para kazanabilecekler.
Konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar fakülteleri bünyelerindeki kadrolu öğretim üyeleri mesai saatleri dışında sadece haftasonu döner sermaye geliri üzerinden dışarıya hizmet verebilecekler ve mesai saatleri içinde aldığı ücretin yüzde 50 fazlasını alacaklar. Bu sistemle öğretim üyeleri net maaşlarının 2 katına kadar maaş alabilecekler.
Döner sermayeden sadece konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar fakülteleri değil bütün yükseköğretim kurumu yöneticileri ve gelir sağlayanlar, katkıları ölçüsünde adil bir şekilde pay alacaklar.
GSF ve konservatuvarlardaki, araştırma görevlileri ise doktorasını bitirdikten sonra aynı üniversitede en fazla 2 yıl araştırma görevlisi olarak çalışacak. Bu sürede başka bir üniversitede öğretim üyesi olarak çalışamayacaksa görevine son verilecek. Doktorasını tamamladığı üniversitenin dışında bir üniversitede 2 yıl görev almadan ise aynı üniversiteye dönülemeyecek.
Bu plana göre hem tiyatro bölümlerinde kadrolu gözüken hem de özel kurumlarda sanat yönetmenliği yapan ve çelişki oluşturan öğretim üyeleri arasında; Haliç Üniversitesi Konservatuvar Tiyatro Bölümü’nde tam zamanlı statüde kadrolu görev alan Doç. Müşfik Kenter (Bakırköy Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni) ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde tam zamanlı statüde kadrolu görev alan Prof. Zeliha Berksoy’un (Beşiktaş Belediyesi Kültür Platformu Genel Sanat Yönetmeni) tercih haklarını hangi kurumlardan yana kullanacakları merakla bekleniyor.