Manken-oyuncu Melek Yargıcı’nın, Filistin’de katledilen günahsız insanları protesto etmek için soyunması alkışlanacak bir performanstır. Onun, çekimler sırasında temsili bir bebeği kucağına….

Manken-oyuncu Melek Yargıcı’nın, Filistin’de katledilen günahsız insanları protesto etmek için soyunması alkışlanacak bir performanstır.  Onun, çekimler sırasında temsili bir bebeği kucağına alması dünyadaki tüm çocukları sevebilme ve acılarını paylaşabilme gücünün olduğunu gösterir….

 

Ülkemizde, kavramsal ya da sahne sanatlarının kimi örnekleri farklı olarak algılanmış ve sahneleme sergileme süreçlerinde yine aynı şekilde toplumu ilgilendirmeyen süreç ve mekânlarda tüketilerek, yeterince anlaşılamamıştır.

Özellikle, bienallerde ve akademili gençlerimizin kendi belirledikleri mekânlarda yapmakta oldukları sanatçı işleri dikkat çekmeye devam etmektedir. Ancak daha marjinal olabilmek için saçını maviye boyatıp performans sanatını icra eden kimi sanatçılarımızdan tutun da çocukluğundan başlayarak kendi yaşantısını sanatına ve ülke sanatına eklemleyerek sergilemeye dönüştürenlerine kadar pek çoğu mevcuttur. Ve çocukluk fotoğraflarından çocukluk oyuncaklarına kadar her şeylerini sergileyerek paylaşma ayrıcalığını topluma dayatmaktadırlar. Onlar bu davranışlarıyla toplum tarafından tanınmakta ve statülendirilmektedir. Onların oyuncakları benim kullandığım oyuncaklar değildir. Bu çocukluk fotoğrafları da benim ve arkadaşlarımınkine hiç benzemiyorlardır üstelik.

Demek ki aynı topraklarda farklı oyuncaklarımız farklı çocukluklarımız olmuştur kendileriyle. Bu da gayet normaldir. Ama bunu bir sanat ürünü gibi pazarlama arzusu hatta bunları kitaplaştırıp otobiyografiler üzerinden fenomenleşmek, ‘inandığımız sanat’ın asla kabullenemeyeceği türden sanatçı heveskârlıkları olarak kalmaktadır. Lise yıllarımızda edindiğimiz toplumsal gerçekçi duruşumuz neticesinde diyebiliriz ki, düşüncelerini aktaracağın araçlar kadar (eylem) gösterme biçimlerin de (söz) senin varlık nedenini ortaya koymaya yeterlidir.

Bu topraklarda ise, yaşam tarzı ile düşünce üretimi ve inandığı değerleri çelişkilerle dolu sanatçılar üretimleriyle çocukluklarını korumaya devam etmektedirler. Günlük koşturmaca içerisindeki biz işçi arılar ise onları matah birer şey’lermiş gibi izlemekteyiz.

Çocukluk takıntısı olan bu geçkin sanatçılar, kendilerine zarar gelmedikçe dünyada açlıktan ya da savaşlardan ölen çocuklardan habersizdirler. Sanatlarına bu acıları katmak istemezler. Çünkü düzenleri bozulur, toplumun kendilerine değer veren kesimleri gözünden ayıplanırlar değer yitimine uğrarlar.

Aşağıda anacağım isim ise, sizin için pek tanıdık olmayabilir ancak cesareti ve inandığı değerler neticesinde topluma anlamlı bir mesaj vermeyi başarmış ve ‘body art’ sanatının en çarpıcı örneğini sergilemiştir. Bu topraklarda yaşayıp aşağıdaki türde  performansı yapacak o kadar manken, oyuncu, ressam, grafiker, modern dansçı, pantomimci var ki, ama dediğim gibi sessizliklerini korumaktadırlar.

“Performans sanatçılarımıza ithaf olunur” derken, örnekleyeceğim isim manken oyuncu Melek Yargıcı. Bir dünya vahşeti olan Filistin dramına müdahil olmayı başaran bu ülkeden tek sanatçı. Diyor ki: “Filistin’de olan olaylar hepimizi derinden etkiledi, insanları ve dünyayı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.” Moda fotoğrafçısı Gürsu Koçoğlu’nun objektifinin önüne geçiyor. Ve “Melekler ölmesin” diyerek fotoğraf çekimlerine başlıyor. Yargıcı’nın, Filistin’de katledilen günahsız insanları protesto etmek için soyunması alkışlanacak bir performanstır.  Onun çekimler sırasında temsili bir bebeği kucağına alması dünyadaki tüm çocukları sevebilme ve acılarını paylaşabilme gücünün olduğunu gösterir. Çekimlerde elinde tuttuğu cansız bebek için söylediği “Bu cansız bebeğin canlı bebeklerden ne farkı kaldı” sözü de onun sanat diliyle söz ve eylem dengesini harmanlayan tepkisini anlatan en çarpıcı sözüdür.

Savaşlar sürdükçe, Türkiye’deki cansız bebekler sanat yapmaya devam edecekler. Çocukluğumuzun can dostları oyuncaklar ile oynamaya devam edecekler. Topluma hizmet etmeyen ve bir değeri olmayan sanatlarınının, benim için hiçbir değeri yoktur bilmezler.