Memlekette işler epey karıştı. Özellikle sınır ötesi harekattan sonra.Harekatın sona erme biçimi ve zamanlaması....

Memlekette işler epey karıştı. Özellikle sınır ötesi harekattan sonra.
Harekatın sona erme biçimi ve zamanlaması, deyim yerindeyse harekatın kendisinden daha fazla ‘fırtına kopardı’.
Durumu zaten biliyorsunuz. ABD Savunma Bakanı Robert Gates Ankara’ya geldi, “bir an önce bitirin” dedi, aynı gün benzer bir mesaj da Beyaz Saray’dan geldi. TSK ertesi gün Kuzey Irak’ı terketti.
Ardından karşılıklı atışmalar...
“Kuzey Irak’tan ABD’nin dayatmasıyla mı çıktık...”
(Önceki gün Metin Münir sormuş; Kuzey Irak’a ABD’nin ‘izniyle’ girerken sesiniz çıkmıyor da, operasyonu onun uyarısıyla bitirirken niye asabınız bozuluyor, diye... Güzel soru.)

Eleştirilere Genelkurmay’ın cevabı yine bir geceyarısı e-muhtırası oldu. Bu kez hedefte muhalefet vardı.
Şimdi ortadaki tablo şu:
Bütün politik hamlelerini Ordu’nun siyaset üzerindeki vesayeti üzerinden kuran CHP ile, bugüne kadar Ordu’ya karşı en hafif bir eleştirel imada dahi bulunmayan MHP, Genelkurmay’la karşı karşıya geldi; siyaseti Ordu’ya rağmen yürütme telaşında olan AKP hükümeti ise Genelkurmay’la ‘gözyaşartıcı bir ittifak’ oluşturdu.
•••
Genelkurmay muhalefeti hedef alan e-muhtırada ne dedi? “Kendilerini vatansever diye tanımlayanların askerin harekatını tatminsizlikleri nedeniyle farklı yönlere çekerek olumsuz davranmalarını TSK olarak ibret ve dehşetle izliyoruz. (...) Bu saldırılar TSK’nın terörle mücadele azmine hainlerden daha fazla zarar vermektedir.”
Çok ağır laflar. Genelkurmay, CHP ve MHP’ye “PKK’dan daha zararlısınız” diyor. Şaka değil, ülkenin askeri otoritesi parlamentodaki iki siyasi partiye ‘ihanet’ iması ile cepheden yükleniyor. Dünyada bunun olabildiği kaç ülke var allaşkına?
Peki Bahçeli’nin cevabı daha mı az sert? “Komuta merkezinin (kullandığı dilin) terör örgütünün hak etmediği bir imaj ve prestij kazanmasına (...) hizmet edebileceği hatırda tutulmalıdır.”
Ertesi gün bir açıklama daha MHP’den... Askere, durumdan vazife çıkarmamasını ve görev sınırları içinde kalmasını hatırlatan...
Ya CHP’nin açıklaması? “Muhatabımız başbakandır. Kimse araya girmek için özel bir gayret sergilemesin... Genelkurmay’ın açıklaması, hakaret niteliği taşıyor... Hakaret ederek, haklılığınızı kanıtlayamazsınız. Tam tersine, hakaret, haksızlığın karinesidir. CHP, manzara-i umumiyeyi, tarih penceresinden ibretle seyretmektedir.”
Evet, çok ağır laflar ediliyor karşılıklı. Doğrusu insan kuşkulanmaktan alamıyor kendini... CHP ve MHP’nin Genelkurmay’ı, hadi şöyle diyelim, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı bu kadar hedefe alan açıklamalar yapması, akla meselenin gerisinde başka saikler olabileceğini getiriyor.
Türban tartışmalarının zirvede olduğu günlerde Büyükanıt’ın “TSK’nın bu konudaki görüşleri bellidir. İlave edilecek bir şey yok” şeklinde, hayli ‘serin’ açıklaması, öyle sanıyorum ki, CHP ve ona yakın çevrelerde hafiften bir rahatsızlık yaratmıştı.
Şimdi de harekatın ardından, muhalefetin özellikle Başbakanı hedef alan eleştirilerine (“harekatın bittiğinden Başbakanın haberi yoktu”, “ABD’nin dayatmalarına boyun eğildi” vb), Büyükanıt’ın adeta tek tek cevap vermesi (“Başbakan her aşamada bilgilendirildi, çekilme kararını biliyordu”, “çekilme kararında ABD’nin hiçbir etkisi olmadı” vb), ipleri sanılandan daha fazla gerdi.
•••
Bu mesele kolay külleneceğe benzemiyor. En azından Büyükanıt’ın emekli olacağı Ağustos ayına kadar, her fırsatta alttan alta sürecek gibi..
Son zamanlarda sık sık şu Dolmabahçe Sarayı’ndaki Erdoğan-Büyükanıt zirvesi geliyor aklıma nedense... Bir acar gazeteci çıkmadı, orada neler konuşulduğu bilgisini kamuoyuna ulaştıracak. Halbuki, olup biten birçok şeyi anlamamız kolaylaşırdı.