Dans, hem spor hem de sanat olarak değerlendirebileceğimiz bir olgu.

Dans, hem spor hem de sanat olarak değerlendirebileceğimiz bir olgu. Türkiye’de son yıllarda giderek ilgi odağı haline geldi. Televizyonlardaki yarışmaların da bu ivmeyi hızlandırdığını söyleyebiliriz. Eğitim anlamında ve alanın temsilcilerinden olarak gösterebileceğimiz bir isim olan Tolga Han ise bu kültürel sermayeyi şimdi Türkiye Dans Sporları Federasyonu Başkanı olarak 2006 yılından bu yana sürdürüyor. Unutulmamalı ki, Tolga Han Çinkitaş, dans denince ilk akla gelen isimlerden.

Türkiye Dans Sporları Federasyonu 2006 yılında kurulmuş, bu tarihten itibaren de IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) ile Uluslararası Dans Sporu Federasyonu’nun (IDSF) üyesi olarak, ülkemizdeki dansa meraklı gençlere ve profesyonellere hizmet vermekte, eğitim faaliyetlerini sürdürmekte. Ülkemizde en çok, Sosyal Latin Dansları, Arjantin Tango, Oryantal Dans, Bale ve Modern Dans, Freestyle (Serbest Stil) ve Dans Sporu (Capoeira) rağbet görüyor.

Federasyonun 2011-2012 faaliyet sezonu 1 Ekim 2011 tarihinde başlıyor. Tolga Han’ın, dansta birlik, beraberlik ve dayanışma sağlanması konusunda samimi açıklamaları var. Bu yıl içinde; sosyal dezavantajlı diyebileceğimiz sokağın çocuklarına ve gençlere dans eğitimi hizmeti vereceklerini, özellikle Serbest stil (Freestyle) kategorisinde etkinliklerin ve eğitimlerin 30 Eylül 2012’ye kadar süreceğini belirtiyor. Bu açıklamalar çok hoşuma gitti. Ve ben de kendi adıma katkı sağlamaya hazır olduğumu belirteyim.

Bu haftaki yazımı neden dansa ayırdığıma gelince; kısa bir süre önce İstanbul’a konser vermek üzere ilk kez gelen, Venezuela Simon Bolivar Orkestrası’nın konseri ve orkestra elemanları uzun zamandır aklımdan çıkmıyor. Orkestrada çalan çocukları düşünüyorum günlerdir.

Güney Amerika'da yüzlerce yoksul çocuğa müzik eğitimi vererek hayatlarının değişmesi için şans vermek esaslı bir sistem gerektiriyordur kuşkusuz. Tüm dünya için ilham verici bir örnek oluşturuyor bu proje. El Sistema'nın kurucusu Jose Antonio Abreu ile dünyaca ünlü şef Gustavo Dudamel de İstanbul’a geldi. İki gün boyunca Haliç Kongre Merkezi’nde bu konserlere gelenler de çok şanslıydı hiç kuşkusuz. 12-26 yaş aralığında olan 200 müzisyenden oluşan topluluk, Venezuela Gençlik ve Çocuk Orkestrası Sistemi Vakfı'nın (FESNOJIV) orkestra eğitim programının lokomotifini oluşturuyor. FESNOJIV, okul öncesi çağ çocuklarından oluşan orkestralar (4-9), 90 kişilik çocuk orkestrası (7-16 yaş), 130 senfoni orkestrası (16-20 yaş) ve 30'u aşkın profesyonel yetişkin senfoni orkestrasını kapsayan ve 250 bin üyesi olan bir sistem.

Tekrar, Türkiye Dans Sporları Federasyonu Başkanı Tolga Han Çinkitaş’ın söylediği, yoksul çocuklara dans ile verilen eğitim neticesinde onların sosyal hayatlarına yeni bir yön kazandıracak projelerin, son derece isabetli olacağını söyleyelim. İster müzik olsun ister dans her ikisi de çocukların ve gençlerin sosyalleşmesi için çok gerekli ve bence zorunlu iki dinamik gösterge.

Eğitimde fırsat bulamayan bu umut çocuklarının özellikle Freestyle (Serbest stil) dans dalında ne denli hünerli ve yaratıcı olduklarını da televizyon kanallarındaki dans yarışmalarına katılanlarda hep birlikte izliyoruz. Yeni gösteri sanatlarında dansın stili de değişmeye başladı hiç kuşkusuz. Freestyle dansları sayabileceğimiz kadarıyla 27 çeşit. Her birinin farklı bir tarzı, farklı bir kültürü var.  Hiphop, break dans ve show dansları da freestyle içinde birer kategori. 1970'lerden sonra gençlerin hiphop’a daha çok ilgi gösterdiğini biliyoruz. Çünkü diğer danslar hiphop’a göre hem daha zor hem de daha kuralcı, belli kuralları var ve çok büyük eğitim gerektiriyor. Ben ise ailemle televizyonda dansçıları izlerken en çok titremeli dansları ve elektro buggy yapanların koreografilerini merak ediyorum.

Türkiye’de bu dansları yapmak isteyen veya yapmakta olan çok sayıda çocuk ve genç olduğunu tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Dans Federasyonu’nun ise onların yanında olması; dans sporunu sokakla buluşturmak ve buna bağlı organizasyonlar ve eğitim faaliyetleri düzenlemesi ise kulağa çok hoş geliyor. Unutulmamalı ki, bu festival ve yarışmalardan kazanılacak gelirlerin de yine sokağın çocuklarının eğitimi yararına kullanılmasını yüksek sesle hepimiz istemek zorundayız.