Televizyon’da Michael Jackson belgeselini izlerken, hızla akıp giden yılların belgesi gibi karşımda duruyordu Maykıl. Tanınmaz...

Televizyon’da Michael Jackson belgeselini izlerken, hızla akıp giden yılların belgesi gibi karşımda duruyordu Maykıl. Tanınmaz haldeydi. Bu değişimi elbette kendi elleriyle hazırlamıştı. Bu hızlı dönüşümler yalnızca pop ikonlarında olmuyor elbette... Teknoloji ve uzayın da kendi sarmallarında devam etmekte. Örneğin; son haftalarda kiminle konuşsam “foton çağı”ndan söz ediyor. Araştırdım soruşturdum ve 4 yıl kadar sonra bizleri neler beklediğini öğrenince çok şaşırdım. Bu bilgileri derhal sizinle paylaşmak istedim. Çünkü ortada resmî araştırmalar ve sonuçlar varken, böyle önemli bir konuyu görmezden gelemezdim.
Dünya’nın kalp atışı olarak nitelendirilen bir titreşim olan ‘Schumann rezonansı’ daha önceki zamanlarda 8.1 iken günümüzde 12.1’e yükselmiş durumdaymış ve hızla yükselmekteymiş. 13.0 olduğunda ise ‘Null Zone’un tamamlanmış olacağı iddia ediliyor. ‘Sıfır bölgesi’ de denilen bu zamana saatte 208.800 km hızla girecekmişiz. Şimdi yazdıklarımı dikkatle okuyun çünkü 4 yıl sonra 6 gün içinde dünyanın tamamen değişeceği iddiasının en somut verileri burada yatıyor. Bakın ‘foton kuşağı’nın merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler neler: 1. gün: 21 Aralık 2012’de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık. 2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş’in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu). 3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir duruma geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri. 5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süper bilinç)...
Şu anda küresel bilinç değişiminin sonuçlarını da birebir deneyimliyoruz aslında. Dünyayı kasıp kavuran savaş ortamı, toplumlar arası anlaşmazlıklar, politik sürtüşmeler ve olagelen olumsuzlukların da bu geçiş döneminde, ya da ‘null zone’da bulunmamızdan ötürü olduğunu  düşünebiliriz anlayacağınız. Raporlara göre, ‘foton kuşağı’na girildiğinde, gökyüzü ateş gibi gözükecek, ancak soğuk olacakmış. Bu değişim ve yansımalar elbette ki içine girilen kuşağın etkilerine bağlı olarak fiziksel yapılarda (insanla birlikte hayvan ve bitki âleminde de) farklılıkların meydana gelmesine neden olacaktır hiç kuşkusuz.
Ozon tabakası delindi kutuplar eridi… Bunlar belki de hep habercisiydi de biz varamadık farkına. İklim değişiklikleri, şiddetli tayfunlar, fırtınalar ve hortumlar gözlemlendi son yıllarda. Umarız ki olacaksa bu ‘foton çağı’ ki öyle görünüyor, daha yaşanılabilir bir dünya oluşturacaksa olsun. Aslında tüm bunlar, hücresel ya da ruhsal boyutta olsun, bize pek yabancı değil. Çevremizde her an deneyimlediğimiz olayların dökümüne göz atın yaşadığımız toplumsal travmalardan bireysel sapkınlıklarımızda da artık dünyanın sonunun geldiğini görebiliyoruz. Bakalım yeni dünyaya yeni gezegene adapte olabilecek miyiz? Zaten başka seçeneğimiz de yok; ya değişimi kabul edecek ve ‘bir’ olacağız, ya da eski enerji ile birlikte savrulmayı göze alacağız.