Ruhsal ve bedensel sağlığımız; farklı görüntülerle, acayip seslerle, değiştirilmiş  beslenmemizle, zoraki ilaçlarla, havada

Ruhsal ve bedensel sağlığımız; farklı görüntülerle, acayip seslerle, değiştirilmiş  beslenmemizle, zoraki ilaçlarla, havada asılı duran beta mikrobuyla derken, şimdi de manyetik etkiyle üstelik ahlakımızı da bozuyorlar, şovaltı vuran şovun çocukları ile.
Çünkü eskiden daha vicdanlıydık. Yüzümüz kızarır, sesimiz titrerdi yalan söyleyince.
Şimdi tüm medya araçları tüm toplu sermaye erbabı kişileriyle yalanın bini bir para vaziyette satar hale geldi herkes herkesi. Şu fani dünyada, ölmeden tüm aşırılıkları göstermeye ant içmiş reklamcılar yapımcıların eline kaldık şu dar-ı dünyada. Tv’lerde kim için ve ne amaçla hazırlandığı belli olmayan programları ve reklamları izlerken ‘normal ya da kabul edilebilir olarak algılanan pek çok davranış ve durum’ ortaya çıktı seyircilere.
Dizilerin, dizemeyenlerinin etkisiyle, intihar edenlerin sayısındaki artışı mı söylememi istersiniz yoksa testereyle, silahla ya da zararlı başka bir maddeyle kendisini veya çok yakın bildiklerini acımasızca katledenleri mi? Abartmıyorum çünkü siz bu haberleri hergün gazetelerden okuyabiliyorsunuz. Hâlâ ve hatta “bir nedeni vardır ki yapmış” dediğiniz yorumlarınızı da duyabiliyoruz. 
Size çok net bir örnek vereceğim. Son bir yıllık dönemde, cep telefonu kullanmamız için binbir takla atan 3. nesil telefon üreticilerinin ekranlarda dönen reklamları kulaklarınzda çınlamıyor mu şu anda bile? 3G vınn şebeke geçişi vs ile az mı yaygara kopardılar hatırlayın hele. Hatta zaman zaman rüyalarınıza girmiyor mu, sarı antenleri, kaba komikleri ve acemi sakarlıkları ile ekranlardan, o şovaltı vuran şovun çocukları ile?
Elektromanyetik dalga yayan bu teknolojik aletler sabahları uyandırma alarmlarıyla başlıyorlar bizi şeyetmeye yatağımızın başucunda? Hatta şimdi de kontör bitti kuruşa alışalım diye, 3 ay daha beyin hücrelerimizi öldürmeye hazırlanıyorlardır. 
Yanısıra, yine renkli magazin tezgahından ‘şöhretli, mülklü, şebekler’ olmaya terfi etmiş eğlendirici şovçocuklarını, üstüne üstlük bir de tv reklamlarında oynatmıyorlar mı, nasıl çekici oluyor şu reklamını, dizisini sattığımının ekranında.
Bu kadar hoyratça ve bilinçsizce televizyonlardan, cep telefonlarından ahlaksızlaştırıldığımız bir dönem daha hatırlamıyorum.
Tüm bunlar aslında düpedüz beyne müdahale. Toplumun ahlak anlayışını değiştirip ‘ahlaklı’ ya da ‘ahlaksız’ yapabilir tüm bu diziler belki de bizleri! Eğer o yolla yapamazlarsa da daha dün PNAS adlı dergide okuduğuma göre ‘Beynin belirli bir bölümüne elektromanyetik dalgayla müdahale yöntemiyle, kişilerin başkaları hakkındaki ahlaki anlayışlarının değişmesine yol açılabiliyormuş’.
Daha önceki araştırmalar beynin, sağ temporoparietal kavşağı denilen bölümünün bir kişinin başka bir kişinin niyeti, düşünceleri ve inançları hakkında düşündüğünde çok etkin hale geldiğini göstermiş. PNAS dergisinde yayımlanan araştırmada, Massachusetts Teknoloji Enstitüsünden Liane Young ve ekibi, verilen elektrik akımıyla önce beynin bu bölümünün faaliyetini bozuyor.
Araştırmacılar, Transcranial Magnetic Stimulation-TMS (Kafaiçi ManyetikUyarım) adı verilen, zihinsel süreçlerin incelenmesinde kullanılan ve sinir hücrelerinin geçici olarak normal çalışmasını engelleyen bir teknik kullanmışlar. Akımın oluşturduğu manyetik alanda 25 dakika kalan gönüllülere farklı hikâyeler okutulmuş ve onlardan bu hikâyelerdeki kişilerin ahlakını 1’den (kınanması gereken bir eylem) 7’ye (kabul edilebilir bir eylem) kadar değerlendirmeleri istenmiş. (Bizim rating ölçümlerine destek olan denek ailelere de benzeri bir uygulama yapılıyor sanırım)
Ve araştırmanın sonunda, manyetik alanda kalan kişiler, hikâyede hiçbir kınanacak eylem görmemişler. Yani başka deyişle gönüllülerin başkalarının niyetlerini (örneğin bir cinayet girişimi) anlama ve bununla ilgili karar alma ya da durumu değerlendirme becerisinin etkilendiği belirlenmiş.
Sağ kulağın arkasındaki bu bölümün ahlaki değerlendirmelerde önemli rol oynadığı, daha önce, ahlakın beyinle ilgili çok karmaşık bir sürecin sonucu olduğunun düşünüldüğü  ve sadece bir dalgayla ahlaki değerlendirmenin değiştirilebilmesinin şaşırtıcı  olduğunu belirtiliyor araştırmanın sonunda.
Son cümle; bugüne kadar ne çok manyetik cereyanda kaldığımız dahası manyetik cereyanda bırakıldığımız gerçeğini ne zaman farkedeceğiz? Yani televizyonlar, cep telefonları, reklamlardaki gizli görüntüleri geçtik ve şimdi de havada dolaşan ama göremediğimiz adeta  global sistemin manyetik araçları ile ve en önemlisi, plastik öge şovun çocukları ile şovaltından vurmaya devam ediyorlar biz gariplere.