Senden olmayana işaret koyma eski bir oyundur. Musa, Mısır’dan çıkmadan önce, Tanrı Mısır üzerine çeşitli felaketler yollayacağı zaman

Senden olmayana işaret koyma eski bir oyundur. Musa, Mısır’dan çıkmadan önce, Tanrı Mısır üzerine çeşitli felaketler yollayacağı zaman kendi insanları etkilenmesin diye evlerin üzerine işaretler koyar. Böylece bu evlerin başına bir kötülük gelmez. Ne tuhaftır ki Hitler döneminde aynı insanların torunlarının evlerine ve giysilerine başka işaretler konulmuştur. Osmanlı Dönemi’nde de farklı kökenden gelenlerin değişik renkte başlık takması, evlerin kapılarının boyanması, değişik eyerler kullanılması zaman zaman yasalar ile zorunlu kılınmış hatta rivayet odur ki bir ara Girit’te Müslüman olmayanların hamamda peştamallarına çıngırak takmaları zorunlu hale getirilmiştir.
İşaret, senin gibi olan ile olmayanı birbirinden ayırır. Meslek gruplarını, etnik grupları, zengini fakiri ayıran işaretler vardır. Cep telefonunun, kıyafetinin markası, hatta çakma olup olmadığı hep senin zorunlu sınıfının ayıracıdır.
Bu işaretler işlevseldir ancak insani değildir.
Başka türden canlılar da benzer işaretleri kullanırlar ama genellikle ya savunma alanlarını belirlemek için ya da eş bulmak amacı ile en fazla da çok kan dökmeden kavgaların sona erdirilmesinde. Boynuzlar, dişler ve dansların sergilenmesi hep böyle işaretlerdir.
Laboratuvarlarda çalışan biyolog, kimyager ya da hekimler de işaretleri dikkatle izler.
Örneğin kullanılan kimyasal maddelerin üzerinde bazı işaretler vardır;
Kurukafa-kemik herkesin bildiği gibi öldürücü zehir anlamına gelir, kod harfi “T”dir, “E” patlayıcı, yanıcı demektir, yanan bir alev ile gösterilir. “X” ise tahriş edici anlamına gelen bir işaret olup ele yüze sürülmez anlamında kullanılır.
Risk ve güvenlik sembolleri olarak bilinen bu işaretler arasında belki de en çarpıcısı ama en az bilineni kuru bir ağaç, ölü bir balık ve akan bir siyah sudan oluşan “N” kodlu olanıdır. Bu işaret elinizdeki şişenin içindeki kimyasal maddenin ortamda bulunması doğal dengenin değişmesi açısından ekolojik sisteme hemen veya ileride zarar verebilir anlamına gelir.
Yani bu madde ‘toprak ya da çevre ile asla temas etmemelidir’ der.
Sodyum nitrit, selenium dioksit, kalomel, akrilik asit, klorine, hekzan, potasyum permanganant böylesi “N” uyarı kodlu maddelerdir.
Bu işaretler hayat kurtarır.
Ancak dikkat ettiyseniz bu işaretler arasında hepimizin bildiği yalnızca kurukafa ve kemiktir. Diğerlerini çoğumuz ömründe hiç duymamıştır.
Çünkü değerli olan hemen ve hızlı olarak yalnızca insanın zehirlenmesidir.
Yavaş ve dolaylı zehirler bizi korkutmaz.
Ama zehir zehirdir. İster yavaş ister hızlı. İster etki mekanizmasını bilin, ister bilmeyin. Sonuçta etkisi aynıdır.
Tıpkı GDO’lar gibi. GDO’lu tüm ürünler çevreye hemen ya da ileride zarar verebilir. Dolayısı ile üretilmemelidir. Yok illa üretilecekse “N” kodlu olduğu herkesçe bilinmelidir. Bu ürünleri üretenler, buna izin verenler hem sosyal tarih önünde hem de bilim tarihinde bir gün hatırlanacaktır.
Kişisel olarak insanları işaretlemeyi hangi neden ile olursa olsun bir insanlık ayıbı saysam da belki bu kodlardan bazı siyasetçilere de koymak iyi olur diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Eminim hepimizin aklına, kodları ve işaretleri ile bazı isimler geliyordur. Dedik ya! İşaretler bazen hayat kurtarır. Ve işaretliler evimiz yerküreye hemen ya da gelecekte zarar verebilir. Bu anlamda Danıştay’ın, en azından bazı maddeler için yürütmeyi durdurma kararı alması ilk adımdır. Belki bu da bir işarettir.