Sıdkımız sıyrılalı çok oldu. Çukurambar’da Sayın Bülent Arınç’ın evinin önünde kağıt yutan askerler, kozmik odalar, çikolata mı, patates mi?

Sıdkımız sıyrılalı çok oldu. Çukurambar’da Sayın Bülent Arınç’ın evinin önünde kağıt yutan askerler, kozmik odalar, çikolata mı, patates mi? Kurtlar Vadisi’ne taş çıkartacak senaryolar.
Ben her nedense tüm bu tantananın ortasında başka bir detaya takıldım kaldım.
Çukurambar’ın kendisine.
Çukurambar bundan sekiz-on yıl önce Ankara’nın tam ortasında kalmış bir çukurdu gerçekten.
Otobüsler, dolmuşlar gecekonduların arasından geçerdi.
Gecekonduların bittiği yerde arpa tarlaları vardı. Boyum kadar arpalar biterdi. Koşardık içlerinde. Eğlenirdik, tarla sahibi sesimizi duyana kadar.
Gecekonduların sobaları kışın yandığında bütün semti kara bir sis kaplardı. Berbat bir duman kokusu salınırdı her yere. Eve geldiğimizi anlardık.
Böyle duman bir fakir bir de zengin semtlerinde olur. Zengin olanın şöminesinde odun yanar, fukaranın sobasında kırık dökük tahtalar.
Duman aynıdır aynı olmasına da her nedense Çukurambar otobüsünde herkes ağzını burnunu tıkar söylenirdi o yıllarda dumanın varlığına.
Sonra ne olduysa oldu.
Bir gece Çukurambar’a nur yağdı. Birileri gelip gecekonduları iyi sayılabilecek fiyatlar ile satın almaya başladı.
Bir yıl içinde arsalar el değiştirdi, tapu daireleri elinde üç beş kuruş olan mutlu gecekonducular ile doldu.
Sonra bir gece içinde dev asfalt makineleri dev yollar döktüler.
Bir gece içinde 10 yıllık ağaçları diktiler yol kenarlarına.
Bir gece içinde lüks lokantalar açıldı.
Her gece bu lokantalar doldu taştı.
Evler, apartmanlar, 15 katlı, 20 katlı binalar mantar gibi dikildi.
Ne zaman alındı?
Ne zaman satıldı?
Ne ara oldu bunlar?
Bilemedik.
Şimdi üç beş gecekondu kaldı aynı yerde. Nedendir bilinmez bunların arsaları öylece duruyor yerli yerinde.
Bu planlar, bu projeler nasıl çizildi?
Bir küçük iskân işinin yıllar sürdüğü belediye koridorlarından dev projeler bu kadar hızlı nasıl geçti de arpa tarlaları yerine dev apartmanlar yükseldi?
Çukurambar’da suikast hazırlığı oldu mu bilmiyoruz. Ama Çukurambar’a suikast olduğu kesin.
Kimler mi yaptı?
Ne bileyim ben.
Orada oturan birilerini tanıyorsanız hep birlikte soralım.
Ya da boşverin.
İlk defa mı oluyor böyle işler? Rant ve siyaset, tarikat ve ticaret hep elele, koyun koyuna değil mi? Elinde üç kuruşla kalan gecekonduluyu mu sordunuz. Haa! O gecekondusunu başka yere taşıdı. Soba dumanını izleyin, yeter. Hemen bulursunuz onları.