Son ABD verileri işsizliğin artmakta olduğunu gösteriyor, imalat sanayisindeki siparişler de düşüyor. Nitekim Hazine Bakanı Paulson da büyümenin...

Son ABD verileri işsizliğin artmakta olduğunu gösteriyor, imalat sanayisindeki siparişler de düşüyor. Nitekim Hazine Bakanı Paulson da büyümenin daha da yavaşlayacağını söyledi. Peki nereye kadar düşebilir ve bu düşüş ne kadar sürebilir ?


Bunu kimse bilmiyor, herkes kendine göre bir tahminde bulunuyor. Yüzde sıfıra yakın bir büyüme altı ay kadar filan sürerse resesyon diyorlar. Aslında çevrim terminolojisi oldum olası biraz arapsaçı bir iştir. Aynı terminolojiyi veren iki iktisat kitabı zor bulursunuz. Ne var ki bu engeli aşabiliriz. Şöyle: ABD ekonomisinin bir sene müddetle yüzde 2 büyümesi ile yüzde 1 büyümesi arasında ne fark vardır diye soralım. Ya da bu fark önemli midir? Evet, önemlidir. Tüm dünyadaki zincirleme etkilerini de göz önünde bulundurursak yüz binlerce kişi daha işsiz kalır. Bununla birlikte asıl sorun süredir, düşük büyümenin ne kadar süreceğidir. Bunu da bilmiyoruz.


En fazla ne yazar, onu anlamak için şöyle düşünelim: ABD ekonomisi 3 sene yüzde 1 büyüse ne olur? Dünyadaki işsizlik yaklaşık iki katına çıkar desek abartmış olmayız. Peki, bu durumun etkisi sadece işsizliği artırmaktan ibaret midir? Tabii ki hayır. Ücretlerde de azalma olur, yani yoksullaşma da artar. Ne kadar artar? Bu noktada hiç aklımızdan çıkartmamamız gereken bir gerçeği göz önünde bulundurmak gerekiyor. Eğer yoksulluğun ölçüsü olarak Dünya Bankası"nın filan kullandığı günde yok 1 dolar, yok 2 dolar saçmalıklarını değil de insanca yaşama standartlarını kullanırsak dünya nüfusunun yaklaşık beşte dördü, yani başka türlü söylersek yüzde 80 kadarı zaten yoksul durumdadır. Bir başka ifadeyle 1 milyardan biraz fazla, hadi diyelim ki 1.5 milyar insanın maddi refah durumu iyidir. Kalan 4 milyar civarında insan yoksuldur. Bu mevcut durum. Şimdi bunun üzerine resesyon, stagflasyon demek, kalan 1.5 milyarın bir kısmının daha yoksullar ve işsizler kitlesine katılması ve 4 milyar yoksulun bir kısmının daha da yoksullaşması demektir. Konuştuğumuz budur.


Bunları şunun için yazdım: İktisatçıların dünyasında resesyon, stagflasyon, depresyon (bu da resesyonun çok daha ağırı oluyor) filan yoksa durum iyi sayılır. Ortada iyi sayılacak bir şeyin zaten olmadığını söylemeye çalıştım.