Can Yücel, 1926 yılında İstanbul’da doğdu.
Yazar ve eski milli eğitim bakanlarından Hasan Ali Yücel’in oğlu olan Şair, "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim" şiirinde "En son teftişine çıkana değin/ Koştururken ardından o uçmaktaki devin/ Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için/ Açıldı nefesim, fikrim, can evim/ Hayatta ben en çok babamı sevdim." dizeleriyle seslendi babasına.
1934 yılında Ankara, Atatürk Lisesi’ni bitirdi. DTCF Klasik Filoloji Bölümü’nde bir süre okuduktan sonra İngiltere’ye giderek Cambridge Üniversitesi’nde öğrenimine devam etti.
Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.
1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.
"Öyle Bi.." şiirinde eşi Güler Yücel'e dizelerinde şöyle yer verdi: Yaşamak düğünse, sen orda gelindin/ Seni soydum Güler, dünyayı giyindim.
Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi.
12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.
1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı. Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta topladı.
Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi önemli yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına ve Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına bağlı kalmayan, eserleri topluma aktarma amacıyla yaptığı çevirilerdir. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirdi.
1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest bir biçimde Türkçeye çevirdi.
Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu.
12 Ağustos 1999'da yaşamını yitiren şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya defnedildi.
Eserleri: Yazma (1950)/ Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)/ Sevgi Duvarı (1973)/ Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
Ölüm ve Oğlum (1975)/ Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)/ Rengâhenk (1982)/ Gökyokuş (1984)
Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)/ Canfeda (1985)/ Çok Bi Çocuk (1988)/ Kısa Devre (1990)
Kuzgunun Yavrusu (1990)/ Gece Vardiyası Albümü (1991)/ Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)/ Gezintiler (1994)
Maaile (1995)/ Seke Seke (1997)/ Alavara (1999)/ Mekânım Datça Olsun (1999)
En Uzak Mesafe/ Benim Adım Firuzansa Ne Olayım/ Cazcı firuzan (1997)/ Hotuhların dramı/ Biraz alıştım/ Bördübet'ten Sedir Adası'na/ Yüz Kitabı Şiirlerimden Seçmeler (2010)/ Yaprak Dökümü
-Sevgi Duvarı- "...baktım gökte bir kırmızı bir uçak/ bol çelik bol yıldız bol insan/ bir gece sevgi duvarını aştık/ düştüğüm yer öyle açık seçik ki/ başucumda bir sen varsın bir de evren/ saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi/ yalnızlığım benim çoğul türkülerim/ ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi"
-MARE NOSTRUM- En uzun koşuysa elbet Türkiyede de Devrim/ O, onun en güzel yüz metresini koştu/ En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak/En hızlısıydı hepimizin/ En önce göğüsledi ipi/ Acıyorsam sana anam avradım olsun/ Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!