Son yıllarda tiyatro sanatı değişik deneme gruplarında değişik türleriyle çok sevilir oldu. Televizyondaki doğaçlama sululuklarını saymazsak kendi sahneleme alanlarını kendileri var eden bir dolu istekli genç hepimizi umutlandırıyor.

Bu haftaki yazımda tiyatro mesleğine yeni başlayanlara, bu kulvarda yol almak isteyenlere, kendi deneyimlerim ve tecrübelerimle yol göstermek istiyorum. Tiyatro gelişiminde de önemli bir ihtiyacı karşılayacağını umarak söze girelim.

Bugüne kadar sahnelediğim, oynadığım tüm tiyatro oyunlarını, performansları seçerken evrensel özlerinin yeteri ölçüde çağdaş ve geçerli olmasına bakarım, değişik yorumlara gitme fikrim ise daha sonra belirir. Böyle olmakla beraber, gene de her metinde belli noktaları, kişileri, olayları, vurgulamaktan kaçınmam. Vurgulanacak yerleri saptadıktan sonra, gestuslarını çalışmaya geçerim. Çalışmalarımın başında, metin çalışması gelir. Metin Çalışması: Metin üzerindeki çalışmaları iki yoldan yaparım. Seçmiş olduğum metinler çeviriyse, çevirileri asıllarıyla karşılaştırırım, sonra da fazla bulduğum yerleri budarım. Karşılaştırmada, yanlışları düzelttir, çeviri pürüzlerini ayıklarım. Değişecek yerler varsa, çevirmenden izin alarak, en uygun biçimini de buldurarak, değiştiririm.

Budamada ise oyun süresini göz önünde tutmak gerekir. Yaşamayan ve anlamsız sözcükleri atarım, tatsız yerleri değiştirir veya çıkarırım, tekrarları gideririm. Metin çalışması bitince, sahneye doğru uygulayabilmek için, bilimsel yolda araştırmalar yaparım ve bu çalışmaları üç yönden yürütürüm:

1. Yazarların isteklerine ve yazarların çağlarındaki sahne biçimlerine ve oyunculuklarına olanaklar ölçüsünde bağlı kalarak,
2. Oyunlarındaki konuların çağlarını ve yerlerini göz önünde bulundurarak,
3. Oyuna bugünün gözü ile bakıp değerlendirerek.

Dekor, kostüm ve müzikte de gene olanaklar ölçüsünde çağının özelliklerini araştırırım. Ve uygulama olasılıklarını araştırırım. Araştırma işleri bittikten ve gereken bilgiler elde edildikten sonra, sahne uygulamasına geçebilmek için reji çalışmalarına başlarım. Reji alanındaki çalışmaları üç basamakta yaparım:

Rol dağıtımı: Bunda oyuna katılacak olan oyuncuların yeteneklerini göz önünde tutarak dağıtırım rolleri.
Okuma provaları: Her oyuncu, oynayacağı rolünü okur ve seslendirme sürecini başlatır. Bu sırada da tonlamaya dikkat eder, gereken yerlerde açıklamalar yaparım, nedenini, biçimini vermek için metin incelemeleri yaparım. Sonunda da sesleri banda alırım. Üçüncü Okuma provalarından sonra sahneye uygulama gelir. Sahnede dekorların aksesuarların yerlerini gösteririm oyunculara.
Teknik alanda: Her bir teknisyene bir görev verildiğinden, dekor, maske, peruka aksesuar ve ışık gibi teknik işleri tamamlarım. Böylece normal bir tiyatroda uygulanan iş bölümünü uygulamış oluruz aslında; provalar esnasında sahneye uygulatırken de reji defteri tuttururum. Sahneye koyduğum tüm oyunlarda, oyuncular arasında oyun birlikteliği, beraberlik içinde çalışmalarını sağlamak, oynarken öğretmek fikrini benimserim. Tiyatro sahneleme işini çok uzun tutmayı sevmem. Pratik bir tiyatro adamı ve aynı zamanda iyi bir öğretici olmayı önemserim.

(Yazıya konu olan ilk fotoğraf 1997 yılında İstanbul AKM’de yaptığım ‘Best Model of turkey’ (‘En Güzel Hindi’ performansı. O yıllarda Disiplinlerarası Genç Sanatçılar Derneği (DAGS) AKM'de Performans Günleri'ni organize etmişti. Tüm performans projeleri gibi hiçbir sanat tarihçi tarafından bunların yazılmaması, izlenmemesi, bilinmemesi büyük bir eksiklik aslında. İkinci fotoğraf ise yine 1997 yılında sahnelediğim, Can Yücel Türkçesiyle Türkiye’de ilk kez W. Shakespeare’in Hamlet’inin –solo- uyarlamasından. Oyunu daha sonra Berlin’ de de sahnelemiştik.)