Ankara yolunda, turneye doğru yola çıkan, daha 50 günlük üniversite öğrencileri, üzerlerindeki sorumluluğun farkında

Üniversitedeki öğrencilerim her şeyi hak ediyor doğrusu. Onların azmi, mesleği keşfetmek için gösterdikleri performans ve algı-analiz-yorum parametreleri günümüz gençliğinin  yeni anlatım-paylaşım biçimleriyle doğru orantılı gelişim gösteriyor günden güne…

Sahne Sanatları bölümündeki Şan-Solfej derslerinde hocaları Yrd. Doç. Dr. Sevilay Çınar, Dramaturji dersinde hocaları Ata Ünal onlardan gururla söz ediyor ders sonralarında karşılaştığımızda. Onlar gibi ben de çok iyi biliyorum ki; içlerinde çok yetenekli olanları olduğu gibi, çalışarak inanılmazı başaran ve oynayacağı rolün karakterini iyi deşifre eden genç olanları da var... “Bunlar hangileri?” sorusu akıllara gelse de, mezuniyetlerine kadar bir eğitimci olarak o isimleri söylememe ilkesini  benimsemişimdir. Tembellik yapanları da yabana atmamak gerekir, aşık olup ‘dersleri asan’, kurnazlıkla işin içinden çıkıveren, çok sık hastalanan, yaşı gereği olgunluk gösteren ve daha niceleri...

İşte böyle bir oyunculuk sınıfı ile karşılaşmışsanız da, heyecanlanmamak ve hemen bir oyun çalışmamak olmaz diyenlerdenseniz buyurun yazımızın kalanını bu bekleyişle hep birlikte okuyalım.

Uğur Altun, Dilara Akan, Ceylan Akış, Zehra Şahin, Furkan Sarı, Furkan Öncü, Mustafa Elbenim, Selim Tufan, Füruzan Çokol, Ali Yücel Küçük, Halil İbrahim Özcan, Oğuz Özel, Angel Rene Lofton ve İclal Aydın sınıfımızın oyuncu adayları diyebiliriz. Neden oyuncu adayları? Çünkü lisans eğitimlerinin bitmesine daha 3.5 yılları var. Ama onlar kendilerinden beklenen özverinin farkında ve hafta sonlarını da üniversite eğitimlerine ayıracak kadar, yani provalarda geçecek süreleri de hep eğitimin bir parçası olarak gördüklerinden gelecekten ve tiyatro mesleğinin bereketinden umutlu.

Bu umutlarının boşa çıkmaması için de biz eğitimciler var gücümüzle onlar için daha iyi neler yapabiliriz noktasında düşünceler geliştirmekteyiz. Tüm bu diyalogların repliklere dönüşeceği günlerin hayalini kurarken paralel bir duyuru anonsu ile irkiliyoruz. 15. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’ne başvuruların başladığı günlerde olduğumuzu fark ediyoruz, umutların çiçek açması için bundan daha güzel bir zamanlama olabilir mi?

Hemen, öğrencilerime festivale gitmek isterlerse bunun olasılık dahilinde olduğunu dillendiriyorum. Onlar ise eğitimlerinin daha çok başında olduklarını hissettirse de çok istekli oldukları gözlerinden hemencecik anlaşılıveriyor.

Ertesi gün ilk provadayız. W. Shakespeare’den oyunlar seçiliyor, belli sahneler ayarlanıp okuma provalarına geçiliyor. Ezber provaları, teknik provalar derken, başvurumuzun 15. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali komitesince kabul edildiği haberi elektronik posta ile ulaşıyor elimize. Haber bizleri çok mutlu ediyor. Provalar hızlanıyor ve ‘Shakespeare Oyunculuk Dersleri’ adlı kolaj gösteri festival kapsamında, Yenimahalle Sahnesi’nde oynanacağı günü beklemeye başlıyor.

Ankara yolunda Pamukkale Seyahat’in otobüslerinde turneye doğru yola çıkan, daha 50 günlük üniversite öğrencileri, üzerlerindeki sorumluluğun farkında, yılların profesyoneliymişçesine özgüvenli davranışlarla başkente varıyorlar.

Oyun günü üstün başarılarını Bilkent ve Hacettepe Üniversitesi Tiyatro Bölümleri’nden gelen öğrenci kardeşleriyle de paylaşıyorlar. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü öğrencileri daha ilk yıllarının ilk aylarında böylece uluslararası bir festivalde sahne alıyorlar, rol oynuyorlar ve ilk uygulama derslerini yapmış oluyorlar. Bizlere de gururlanmak, keyiflenmek ve alkışlamak kalıyor. Onlardan bir teşekkür de, eğitime verdiği destek nedeniyle Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin kurucusu Dr. Azmi Ofluoğlu’na gidiyor. Biz de üniversitede Sahne Sanatları bölümü olarak yeni oyunlarla yeni festivallerin yolunu gözlüyor ve ilk yıllarında sadece temel eğitim vererek, öğrencilerin pratik yapma fırsatını görmezden gelen diğer kurumlara inat, hem uygulama hem de festival fırsatını öne çıkardığımız için kendimizle gurur duyuyoruz.