Türkiye’de ruhsatlı silah sayısı 2.5 milyon, ruhsatsızlarla birlikte 8 milyonu buluyor Ailelerle birlikte her an bir silaha ulaşabilecek kişi sayısı 40 milyon…

İstanbul belediye otobüsünde yolculuk yapıyorum zaman zaman. Yine öyle bir yolculuk esnasında  şehrin merkezinde bir Poligon dikkatimi çekti. Poligona çıkan yol ıssız ve bir o kadar da açıktı. Yanısıra poligonun 5 dakika uzağında insanlar günlük rutinlerinde, ama herşeyden habersiz dolaşıyor, arabalarıyla  yol alıyorlardı otobanda.

Şehrin göbeğinde,  otobüslerin ve arabaların geçtiği  yola, çok yakın bir mesafede, bir Poligonun işliyor olması çok dikkatimi çekmişti. O an için; bu özel poligonlara giden insanlar, “hangi duygularla buralara giderler ve ateş ettikten sonra, yani talimleri bittikten sonra, nasıl bir ruh haliyle çıkar evlerine giderler ?“ diye düşündüm.

Sözün kısası; bir el, yukardaki vadide 12"yi nişanlarken, annesinin az önce uzattığı kırmızı  balonla dolaşan çocuk güle oynaya koşuyordu, yakınındaki bir Açık Poligonun varlığından habersiz.

Müstesna bir vadide keyif çatan ziyaretçileriyle poligon tam karşımızda duruyordu ve biz otobüsün içinden poligona çıkan asfalt yolu ve poligonun tabelasını görebiliyorduk. Otobüsün ön tarafına gelen genç bir yolcunun “poligona gitmek istiyorum indirir misiniz” sözüyle ise iyice irkildim.

Silah seslerine alışkın toplumun bir bireyi elbet doğal karşılayabilir bu durumu, ama silahlanmaya karşı duran her bilinçli bireyin durup sorgulaması gereken bir an"daydım.

Milli maçlardan sonra sıkça işitmeye alıştırıldığımız patlamalı seslerden sonra bu poligonu sorgulamak ne haddimize. Ancak kutlamaların üzücü finallerini yani olanı biteni bir çırpıda unutma kabiliyetimize ise pes doğrusu. Kimi kutlamaların ve törenlerinin ve hatta kurtuluş günlerinin de hala silahla yapılıyor olma ilkelliği de cabası.

Peki sorarım size, kutlamalardaki kaza kurşunlarıyla yaşlı çocuk demeden savunmasız insanların vurulmasına ne diyorsunuz? Hatta kimi trafik kazası sonrası anlaşmazlıklarında da tanıklık edebiliyoruz silah patlamalarına ya da kaza kurşunlarına. Havaya 5 el ateş açmalara kim dur diyecek?

Tüm bunları, Nazire Dedeman"ın, bir silahlı saldırıda kaybettiği oğlunun adını verdiği Umut Vakfı’yla, silahların toplumlar için yarattığı tehlikeye dikkati çekme mücadelesine ortak olalım diye yazıyorum. İstanbul Taksim Meydanı bugün “Sessiz Ayakkabılar”ın sessiz çığlığına sahne olacak. Bireysel Silahlanmaya karşı 16 yıldır mücadele veren Türkiye"de bireysel silahlanmanın tehlikelerine dikkat çeken Umut Vakfı’nın güvenlik güçlerinden ve Adli Tıp Kurumu’ndan elde ettiği verilerle yaptığı değerlendirme çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmış.

Araştırmaya göre:  Türkiye’de ruhsatlı silah sayısı 2.5 milyon, ruhsatsız olanlarla birlikte bu sayı 8 milyonu buluyor. Ailelerle birlikte her an bir silaha ulaşabilecek kişi sayısı 40 milyon. Trafikteki araçlardan 280 bininin torpido gözünde ateşli silah var. Türkiye’de her yıl yaklaşık 3 bin kişi, yani her gün 8 kişi ateşli silahlar yüzünden ölüyor. Bunların 700’ü ise kaza sonucu yaşamını yitiriyor. Silahların yüzde 80’i her an el altında, yani belde, torpidoda, yastık altında veya çekmecede. Cinayetlerin yüzde 20’si sokakta, silahla işlenen her 10 cinayetten biri de trafikte meydana geliyor. Ateşli silahla ölen her 20 kişiden biri çocuk. Türkiye"de ateşli silahla ölen her 20 kişiden biri çocuk.

Ateşli silahlar yasası ise hala ateş edeninn yanında. Ateşli silahlara merak ve bunun sonucu yaşanan kayıpları önlemek için öncelikle tehlikenin ciddiye alınması gerekiyor. Silah edinmeyi zorlaştıracak ve en önemlisi silahların “imha” edilmek üzere iadesini içerecek şekilde yasal düzenlemelerin yapılmasını isteyen Umut Vakfı sözcüsü bugün yapılacak eylemi şöyle tanımlıyor:

"Türkiye"deki mevzuat bu konuda oldukça eksik. Kuru sıkı silahlarla ilgili eksik yönleri olsa da iyi bir yasa çalışması yapıldı. Ama aynı çabanın ateşli silahlar yasasında da gösterilmesini istiyoruz. 6136 sayılı yasa çok eski bir yasadır, hala İçişleri Komisyonu"nda değişiklikler yapılmak üzere bekliyor. Biz bu yasanın kapsamında Türkiye"de insanların silahlanma koşullarının güçleştirilmesini, silahların mutlak bir denetime tabi tutulmasını, suç işlenmesi halinde yaptırımın arttırılmasını ve silah imha prosedürlerinin, yani silahınızı iade etmek istediğinizde tekrar dolaşıma girmesi değil de imha edilmesi prosedürlerinin geliştirilmesini, kutlama alanlarında ateşli silahların yasaklanmasını ve silahların, eğlence mekânları gibi çok net ve yaygın düzeyde bulunduğu mekânlarda bulundurulmaması gibi koşulların değerlendirilmesini ve düzenlenmesini çok gerekli görüyoruz."

"Sessiz Ayakkabılar Yürüyüşü" işte bu isteklerle yapılacak bugün. Kültürel yapının kırılması ve toplumsal zihniyetin değişmesi için sorumlu bir hareket. Üstelik bugün 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü.

2001 yılında Birleşmiş Milletlerde yapılmış bir eylemin tekrarı olarak gerçekleşecek eylemde belli bir metin de oluşturuluyor. Şöyle ki: Türkiye"deki geleneklere göre ayakkabı ölünün arkasından kapıya konur, bu aslında bu geleneğin bir devamı ancak anlamı şu: Ateşli silahlarla hayatını kaybetmiş insanların artık silahlanmaya dur demek için hakları da elinden alınmış oluyor. Onların dile getiremeyeceği bu protesto onlar adına yapılmış oluyor ve bu konuya dikkat çekiliyor. Bugün Taksim’de, ateşli silahlarla hayatını kaybetmiş insanların yakınları ve silahlanmaya hayır diyenler bulunacak.

Dünya genelinde yüz binlerce kişi silahlanmanın kurbanı. Türkiye’de acı tablo böyleyken, dünya genelindeki durum da fazla iç açıcı değil. Uluslararası Hafif Silahlar Eylem Grubu’nun verilerine göre dünyada kullanım halindeki silahların sayısı 875 milyon. Bu silahların dörtte üçü sivillerin elinde, geri kalanı silahlı kuvvetler ve polisin kullanımında. Her gün 1000 kişi ateşli silahlarla ölüyor. Kurbanların 250’si savaşlarda, geri kalan 750’si ise cinayet, kaza, intihar gibi nedenlerle yaşamını yitiriyor.

28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nün dünya çapında kabul görmesi ve destek bulması için mücadele veren Umut Vakfı’nın bugün saat 12.00’de Taksim Meydanı’ndaki eyleminde Teneke Trampet adlı grup silah karşıtı şarkılar söyleyecek ve “Yaşama Hak Tanıyın” konulu yarışmada haber dalında ödül verilecek.