Bence küçük kıyamet gün sayıyor. Artık sadece; trafik kazaları, savaşlar, depremler değil felaket tellalları, alametler başka başka

ABD'nin Arkansas eyaletindeki kuş ölümlerinin havai fişekler yüzünden, İsveç'tekilerin ise araba çarpması sebebiyle yaşandığı açıklanmıştı. Romanya’da önceki gün yaşanan ölümlerin ise kuşların aşırı miktarda yedikleri ‘mark’ isimli bir üzüm yüzünden olduğu tespit edilmiş. Bu ‘mark’ alkol yapımında kullanılan bir üzüm çeşidiymiş. Yani Romanya’daki kuşların ölüm raporu, alkol zehirlenmesiymiş. Neresinden tutacağımızı bilemiyoruz artık.



Bence küçük kıyamet gün sayıyor. Artık sadece; trafik kazaları, savaşlar, depremler değil felaket tellalları, alametler başka başka. İzlanda, Endonezya ve Ekvador'daki yanardağların ardından şimdi de Avrupa'nın en aktif volkanı Etna tekrar faaliyete geçti.


Nasıl görmeyiz ki kuşlar, üveyikler, balıklar, sığırcıklar ölüyorlarken yaklaşan sonumuzu? Seller, toprak kayması ve volkanik patlamalar gibi anormal doğa olaylarından belli değil mi küstah insan ırkının alabora oluşu?



Küstah insanların şovlarıyla televizyon programlarıyla aşağıladığı çaresiz mültecilerden tutun da, cıvımaya devam eden kimi köşe yazarları televizyonlarda en pahalı takım elbiseleriyle oturan boğayı oynamaya devam ediyor. Şapır şapır dökülüyor, eriyor ekranlarda berbat esprileriyle bazı stand-upçılar. Irkçılık, yaftalama, yapıştırma, linç kültürü, aşağılama, psikolojik baskı, vicdansızlık, şiddet, espri malzemeleri oluyor günden günden bazı komikçilerin. Onların kazançları bizlerin yokoluşunu resmediyor esrik gülüşlerimizde. Her türlü işkenceye dur diyebilecek güçleri varken, insanda ve doğadaki yokoluşun habercileri olabileceklerken belden aşağı vurmaya ve bu yolla parsayı toplamaya devam ediyorlar.



Ülkenin açlıkla sefaletle ilgili yapılacak yüzbin çeşit konulu senaryosu olabilecekken, Muhteşem Yüzyıl dizilerini Lale Devri dizilerini çekenler dikkatleri neden bu yöne çekmek istemekte? Nedir bazı dizilerin cinsellik konusuna bu denli vurgu yapma heyecanları? Ne yapmak istemektedirler? Okan Bayülgen neden bir insanı aşağılayacak kadar alçalabilmekte, ana haber spikerleri haberleri sunarken neden küçük tanrıları oynamakta, haber bültenlerinde neden haberler “sayın seyirciler yangın yerinden bildiriyorum” tonunda sunulmakta? Kör değiliz, bir bardak suda fırtına koparılmaya çalışılıyor.



İnsanlar neden korku altında tutulmakta? Doğal kaynaklar, hayvanlar, ürünler yok olacak ve bizler Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerle oyalanacağız öyle mi? Ne kadar kültürsüz bıraktınız bu halkı yıllardır ey renkli kanal yöneticileri? Doğal yaşam kaynakları yok olunca yaparsınız artık belgeselleri.



Türkiye’de olası bir büyük deprem ile ilgili yapılmakta olan hazırlıklarla ilgili neden aydınlatıcı programlar yapılmaz televizyonlarda? Oysaki sismik konuda dünyada en aktif ikinci bölge olan Alp-Himalaya bölgesinde olan Türkiye. 2011-2015 yılları arasında Alp-Himalaya sismik bölgesinin yüzde 70’i faal hale gelecek ve doruğa ulaştığında buradaki depremlerin büyüklüğü 7’nin üzerinde olacak deniliyor. Büyüklüğü 7 ve üzeri depremler için; İtalya, Yunanistan, Türkiye, Romanya, Kafkasya, İran, Kazakistan, Pakistan, Hindistan, Çin’in adı geçiyor.



Öte yandan Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez, ABD'nin deprem silahı olduğunu iddia ediyor.



TV Vive'de yayınlanan bir programda ise; ABD, deneysel silahı ile seller, kuraklık ve kasırgalar gibi diğer hava anomalilerinin tetikleyici yeteneğine sahiptir deniliyor.



Son olarak şunu da duymuş olun. Rus Kuzey Donanması tarafından Başkan Putin için hazırlanan bir rapor insanın tüylerini diken diken edecek cinsten:  Haiti’yi harap eden afetsel depremin ABD donanmasının ‘deprem silahlarından’ birinin test edilmesinin ‘açık sonucu’ olduğu konuşuluyor. ABD bu deprem silahını İran ulusuna karşı kullanmak için planladı, ama ‘korkunç şekilde yanlış gitti.’ Teorilerini basit bir arama motorunda rahatlıkla bulabilirsiniz.



Sonuç olarak; tüm bu tantanayı çıkaran biri-birileri hep aynı kişi tarafından mı emir almakta? Bu emrin uygulayıcılarından biriciği internetin Amerikalı devi Google mı? Ya da Facebook mu? Çok şirin ve masum gözüken bu eğlendirici sosyal paylaşım ağları, ülkemizin bedava yayın yapan televizyon kanalları gibi bizi oyalamıyorlar mı? Dünyayı birisi mi ölüme zorluyor? Yoksa dünya kendisi mi gerçekten ölmeye başladı? Hepimiz içindeysek bugünden tartışmaya başlayalım derim.