Yarın akşam yine Topkapı Sarayı’nda konserdeyiz. Ayla Erduran yarın saat 20.00 de Topkapı Sarayı’nda şef Cem Mansur yönetimindeki...

Yarın akşam yine Topkapı Sarayı’nda konserdeyiz. Ayla Erduran yarın saat 20.00 de Topkapı Sarayı’nda şef Cem Mansur yönetimindeki Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası eşliğinde konser verecek. Topkapı Sarayı'ndaki konserde; Saint-Seans: Bakanal, Borodin: Orta Asya Steplerinde, Albeniz: Tango, Sarasate: Endülüs Romansı,
Massenet: Meditasyon, Brahms: 3 Macar Dansı, Ravel: Alborada del gracioso, Çaykovski: Francesca da Rimini, adlı eserler yorumlanacak. Konserde orkestrayı yönetecek klasik müzik sanatçısı Cem Mansur, geçtiğimiz günlerde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı "Müzik ve Opera Yönetmenliği danışmanlığına" yeniden getirilmişti.
Yarın akşam Topkapı Sarayı bahçesindeki Aya İrini'de verilecek konser öncesi,  konserlerin klasik müzik ve dolayısıyla kilise müziği olduğunu dile getiren haberler yayınlandı gazetelerde. Klasik müzik çevreleri ise bu haberlerin modern topluma karşı bir hareket olduğu konusunda görüş bildirdiler...
Hatırlanacağı gibi, İdil Biret’in 11 Temmuz’da Topkapı Sarayı’nda verdiği konser sırasında Topkapı Sarayı’nda Kutsal Emanetler’in yakınında içki içilmesini protesto eden bir gösteri düzenlenmiş, ertesi gün de aynı grup İdil Biret’ten özür dilemişti. İdil Biret'de özrü kabul etmişti. Yaşanan bu olayı takiben yarın yine Topkapı Sarayı’nda Ulusal Gençlik Orkestrası’nın Ayla Erduran solistliğinde vereceği konser öncesinde, gazetelerdeki haberlere yönelik, şef Cem Mansur’un yarınki konserin sonunu beklemeden anında cevap vermesi kafaları karıştırdı. Klasik müziğin kilise müziği olduğu iddialarına karşı konuşan Cem Mansur, Biret’in özrü kabul etmesini anlamadığını ve saldırının milyonlarca kişinin yaşam tarzı seçimlerine yapıldığının altını çizdi. Bu açıklamayı, yarınki konser öncesi bir polemiğe dahil olarak yapmasını, belirsizliklere kapı aralamasını yorumlamakta güçlük çekiyorum. Yani, İdil Biret'in konser anı olaylarının yankıları hala hafızalardayken  Mansur’un konuyu tekrara götürecek bu türde yeni bir polemiğe katılması pek mantıklı gelmedi bana.
Yanısıra Mansur, bu son açıklamayla Ayla Erduran’ı da performans düşüklüğüne uğratabilir. Üstelik Erduran’ı onore etmemiz gerekirken, onu belirsiz, ne olacağı bilinmez bir atmosfere itmeyi doğru bulmuyorum. Konserin sonuna kadar beklemek daha doğru olurdu kanımca. Öte yandan; klasik müzik üzerinden üretilen provakatif bir aksiyonun tuzağına düşmemeliydi Cem Mansur. Şöyle ki; Dünya uygarlığının ulaştığı üst düzeydeki bu müzik kültürü kesinlikle dinle alakalı değildir.  Hepimiz biliyoruz ki, klasik müzik, aydınlanmanın ve ileri gitmenin bir simgesi olması gerekirken, birileri tarafından bir araç olarak kullanılması elbette doğru değil, ancak sanatın ve sanatçıların konser öncesi bu türde sataşmalara kulaklarını tıkaması, normal bir şekilde, etkinliklerine devam etmesi gerekmez mi? Sonuç olarak; hepimizin istediği; barıştan yana, eşitlikçi, dayanışma halinde ve özgür bir ülkeyi karşılarına almışlar gibi gözüken bir grubun,  bu tür eylemlerde, konseri verecek kişiyi hedeflediğini sanmam, olsa olsa mekânı araç olarak kullanıyorlardır kanımca. Bu topraklarda yaşayan insanların da dini müziği var hâlbuki. Bence, karşı çıkılan klasik müzik; Avrupa müziği veya Topkapı Sarayı değil, bir yaşam tarzı olabilir belki de. Bu, doğrudan doğruya bir kışkırtma. İnsanların yaşam tarzları üzerine bir dayatma ve bunun nereye gideceğini de bilmiyoruz. Ancak korkunç olan ve dehşete düşüren beklentileri, insanların hayat tarzını değiştirmeye yönelik dayatmalar ise, bu senaryonun Türkiye’de barış ve kardeşlik adına işlerin yolunda gitmesini istemeyen birilerince tatbik ediliyor olduğunu varsaymamızı engelleyemez. Konser dinleyicisi olarak tüm müzikseverlerin yarın akşamki konserden önce cesaretini kırmaması ve bu tür olaylara pabuç bırakmaması gerekir kanımca...