Dünya gıda fiyatları yükselmeye devam ediyor. Bunun nedenleri arasında küresel ısınma nedeniyle yaşanan iklim değişiklikleri, gıda talebinin artması,...

Dünya gıda fiyatları yükselmeye devam ediyor. Bunun nedenleri arasında küresel ısınma nedeniyle yaşanan iklim değişiklikleri, gıda talebinin artması, kendine gidecek yer arayan para fonlarının gıda piyasalarına yönelmesi, enerji fiyatlarının yükselmesi ve biyoteknoloji var. Bu sonuncusu sözgelimi, tahıl üretim alanlarının mısır vb biyoyakıt hammaddeleri üretimine alınmasına neden oluyor. Genleri değiştirilmiş gıda üreticileri de son gelişmelerden pek memnun. Hatta bunlardan bir tanesi, "İnsanlığın geleneksel beslenmeden genetik ürünlere dayalı beslenmeye geçişi konusunda tarihsel bir noktadayız" dedi.

Dünya gıda fiyatlarının yükselmesi resesyonun atlatılması sürecini güçleştirebilir, çünkü bu şartlarda reel ücretleri düşürmek daha da zorlaşır. Öte yandan ABD üretim artış hızı, Alan Gre-enspan'a göre şimdilerde sıfıra düştü. Bunun dünya ekonomisindeki etkilerini önümüzdeki aylarda göreceğiz. Bu noktada çok ilginç bir gelişme oldu, Çin'in ticaret fazlası yine arttı, geçen senenin ocak ayına göre bu ocaktaki ticaret fazlasının artış oranı yüzde 22. Bunun tek açıklaması olabilir, o da Çin'in AB ve gelişmekte olan ülkelerle ticaretinin ciddi biçimde artıyor olması. Bu ise ABD resesyonunun dünya ekonomisini etkileme oranının beklenenden düşük olacağı anlamına gelir. Bununla birlikte ABD ekonomisindeki sıfır büyüme beş-altı ay sürerse bunun dünya ekonomisini etkilememesi de imkânsız.

Türkiye etkiyi ne zaman yaşayacak? Epeydir sorulan ve tartışılan bir soru bu. Cevabını iyice bilemez hale geldiğimiz, yukarıdaki verilerden belli. Türkiye bu işten AB piyasaları etkilendiği ölçüde etkilenecek. Çin ticaret fazlasının yine arttığı haberinden sonra ise ABD sıfır büyümesinin AB'yi ne kadar etkileyeceği cevabı iyice bilinemez bir soru haline geldi. Bununla birlikte resesyon sürecinin bir noktada Türkiye'nin ihracat artış hızını olumsuz etkileyeceğini tahmin etmek çok da zor değil. Türkiye dünya toplam ihracatının çok düşük bir yüzdesine sahip olduğu için bunu çok az zararla atlatabilirdi, ama bunun için dolara karşı YTL'nin değer kaybetmesi gerekir ve bu da olmuyor. Türkiye'nin resmi işsizlik rakamının tekrar yüzde ıo'un üzerine çıktığı zaten açıklandı. Evde oturan kadın oranı olarak çok yüksek (yüzde 60) orana sahip bir dünya ülkesi olduğu da açıklandı. Eh biraz da resesyon vurursa işsizlik oranı bakımından dünya birinciliğine aday olabiliriz. Ama ne gam... Siyasal tehlike doğurmadıkça sermaye için ve devletler için vız gelir tırıs gider... ABD'nin kendisi için, dünya sermayesi için ve dünya devletleri için son devirde yaptığı en önemli işin siyasal İslam'ı desteklemek olduğunu düşünüyorum. Dünya devrimci mücadelesinin önünü en çok bu kesti bence... Eğer siyasal İslam'ın yükselişi ve kitlelere hedef şaşırtması olmasaydı, giderek artan yoksulluk, bozulan gelir dağılımı ve resesyon ortamında meydanı bu kadar boş bulamazlardı.