Hatırlayacağınız üzere Aziz Nesin tarafından kurulan ve eğitim olanaklarından yoksun çocuklara olanak  sağlayan Çatalca’daki Nesin Vakfı,

Adnan
Tönel

Hatırlayacağınız üzere Aziz Nesin tarafından kurulan ve eğitim olanaklarından yoksun çocuklara olanak  sağlayan Çatalca’daki Nesin Vakfı, sel felaketinde büyük maddi hasar gördü. Vakfın kütüphanesi, mutfağı, tiyatrosu hâlâ kullanılamaz durumda. Şu anda vakfın bodrum kat ve giriş katı da aynı halde. Bahçede yürünecek gibi değil. Çizme olmadan ayağınızı balçıktan kurtarmanız zor. O yemyeşil bahçeden geriye eser kalmamış. Çoluk çocuk hep birlikte verilmiş emekler bir anda yok olmuş gibi. Tiyatro salonu içine girilemiyor. Mutfak kullanılmaz durumda, çamaşır makinaları, bulaşık makinaları, kurutma makinası, buzdolapları, fırınlar, soğutma depoları, kalorifer kazanı da öyle. Kullanılmaz haldeki koltuklar, kanape, yatak yorgan, elbise depoları… Sel felaketi dolayısıyla zarar en az 500 bin TL dolayında. Vakfın boyunu fersah fersah aşan meblağlar bunlar.
Bu acıklı tablonun üzerinden günler geçti ve haftalarda neredeyse geçmek üzere. Ancak tahmin etmeyeceğiniz bir grup hala sessizliğini tuhaf şekilde koruyor. Sessizliğini tuhaf bir şekilde koruyanlar çoktur elbette ama içlerinde bir tanesi var ki insanın içi cız ediyor. Evet bildiniz; bunlar 3 maymunu oynayan Tiyatrocular…
“Sevgili Tiyatrocu Dostlar,
Şimdi sizlere bir çağrıda bulunacağım, ama kızmaca darılmaca yok! Siz şu oyunları duymuşsunuzdur, hatta çok iyi bilirsiniz; ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’, ‘Azizname’, ‘Hadi Öldürsene Canikom’ ve daha niceleri…
Zamanında Aziz Nesin’in bu oyunlarıyla perdelerinizi heyecanla ve umutla açtınız. En çok sahnelenen ve iyi gişe hasılatı bırakan bu oyunları hâlâ da oynuyorsunuz. Evet, yıllardır bu oyunlar oynanır ve oynayan özel ya da kurum tiyatroları ve dolayısıyla oyuncuları, bu bereketli hasılatın ardından evlerine ekmek götürebilmenin mutluluğunu yaşamışlardır ve yaşamaktadırlar.
Ancak gelin görün ki, Çatalca ve çevresindeki elim sel felaketinden sonra, biliyorsunuz, görüyorsunuz ve duyuyorsunuz ki, Aziz Nesin Vakfı’nın Okul Evi kullanılamaz hale geldi. Ve ne acıdır ki bugüne kadar Aziz amcalarının yapıtlarıyla hasılat yapan tiyatrolarımız, bugüne kadar hâlâ yardım eli uzatmadılar, hatta çıtlarını çıkarmadılar.
Çok mu zordu? Ne olurdu 3-5 amatör ya da profesyonel tiyatro grubu bir araya gelse ve gişe hasılatı Nesin Vakfı yararına bırakılmak üzere oyunlar oynasaydı. Ama olsun çok geç değil, belki şu dakikalarda birileri benim gibi düşünmeye başlamışsa bile ne mutlu.
Buradan çağrımdır; bu yazıyı okuyan amatör, profesyonel, özel ya da bölgesel tiyatro grupları derhal bir araya gelelim ve oyunlarımızı ardı ardına Sel Mağduru Vakıf Binası ve öğrenim görmekte olan çocukları için oynayalım. Hatta Devlet ve Şehir Tiyatroları da katılsın ki bu destek projesine destek daha bütünleyici olsun.
Yanısıra, bu önerimi hayata geçiriniz ki, yaklaşmakta olan kış koşullarında Nesin Vakfı’nda öğrenim gören çocuklar, gençler, eskiden olduğu gibi aynı sağlıklı koşullarda yaşamaya devam etsinler. Kütüphanelerinde kitaplarını okusunlar, bahçesindeki meyva ağaçlarını sulasınlar… Toplumsal sorumluluğu olan, özgüvenli ve özverili, topluma yararlı bireyler olarak vakıfta yetişmeye devam etsinler.
Beşiktaş Belediyesi, Şişli Belediyesi, B.Çekmece Belediyesi ne duruyorsunuz. Bölgenizdeki salonları, geliri zor durumdaki Nesin Vakfı Çocuk Evi yararına bırakılmak üzere tüm tiyatro gruplarına ve tüm destek etkinliklerine ücretsiz açın. Dolayısıyla tüm tiyatroları davet edin bu kampanyaya ve vatandaşlar da, oynanan oyunlara bilet alıp gitsinler. Gitsinler ki, bu hasılatlar derhal kullanılmak üzere Vakfın yöneticisi Ali Nesin’e ulaştırılsın.
Tiyatrolar, kurumlar, belediyeler şayet bu çağrımı görmezden gelirlerse, yani salonlarını açmak için ağırdan alırlarsa, naz ederlerse, ‘yuf’ derim başka bir şey demem. Biz tiyatrocular bunu beceremezsek tiyatro müzelik olmaya başlamış demektir bu ülkede. Hep ‘örgütlü olmak’tan sözediyorsak tiyatroda, işte fırsat sizlere. Eğer bir araya gelemeyeceksek, vakit geçirmeden bu yazıyı okuyan tiyatrolarla ekim ayı içinde katılımcı tüm tiyatrolar olarak bari bir toplantı çağrısı yapalım ve hep beraber bu sorunu tartışarak konuşalım. Sorumluluk gerektiren bu konuyu büyük bir olgunlukla toplumsal bir sorumluluk projesi olarak çok geniş bir kitleye yayalım.