30Temmuz tarihli

30Temmuz tarihli Hürriyet Gazetesi "Bunlar PKK'cı dedi ayrıldı" başlığını taşıyordu. Spotta ise "Ünlü yazar Adalet Ağaoğlu, kurucuları arasında yer aldığı İnsan Hakları Derneği'ni (İHD) PKK terör örgütü yanlısı olmakla suçlayıp istifa etti." Açıklamasına yer veriliyordu.

Adalet Ağaoğlu son derece önemli bir isim; Türk edebiyatının en güzel romanlarından biri olan "Bir Düğün Gecesi"nin yaratıcısı, öyküleriyle, romanlarıyla, düz yazılarıyla bir edebiyat anıtı. Sadece bu kadar da değil; yazar kimliğinin yanısıra her zaman aydın olmanın sorumlulu ğunu taşımış, insan hakları mücadelesinin aktif savunucuları arasında yer almış , ülkemizin en karanlık dönemlerinde yayınlanan aydın bildirilerine imza atmaktan çekinmemiş onurlu bir kadın.

Bütün bu özellikleriyle Adalet Ağaoğlu'nun İHD'yi PKK'cı olmakla suçlaması dünyanın hemen her yerinde önemli bir haber sayılmalıdır. Ancak Hürriyet Gazetesi tarafından başlığa ve spota çıkartılan ifadelerle haberde Adalet Ağaoğlu'ndan aktarılan açıklamalar birbiriyle uygunluk taşımıyor.

Evet Adalet Ağaoğlu İHD'yi eleştiriyor; insan hakları anlayışı konusunda İHD yönetimiyle arasına mesafe koyuyor; bütün bunlar doğru: ama İHD'yi PKK'cı olmakla değil "PKK terörünün yeniden iç barışı tehlikeye attığı bir zamanda dahi İHD bu cesareti önleyecek yeterli gayreti gösterememiş bulunmakta" diye eleştiriyor.

Adalet Ağaoğlu'nun açtığı tartışma son derece önemlidir. Benzer bir tartışma 1990'lı yılların ortasında hemen hemen dünyanın bütün İnsan Hakları kuruluşlarında yürütüldü. "İnsan hakları kavramının" esas olarak devletten kaynaklanan ihlalllerle ilgili olduğunu ileri sürenlerle; örgütlerden, eğemen etnik gruplardan ya da silahlı mücadele yürüten gruplardan gelen hak ihlallerinin de benzer şekilde değerlendirilmesini savunanlar ayrıştı.

Son günlerde yaşananlar bu tartışmayı yeniden güncel hale getiriyor. Hikmet Fidan'ın PKK ya da PKK yanlıları tarafından öldürülmesi; bir er'in ve bir Belediye Başkanı'nın PKK tarafından kaçırılması; sivil hedeşere yönelik saldırıların masum insanların ölümüne yol açması insan hakları açısından kınanması,lanetlenmesi gereken olaylar. Bilebildiğim kadarıyla İHD bu konularda kınama mesajları da yayınladı.

Bu "kınamaların" kararlı bir tutum taşımadığı; İHD içinde çalışan insanlardan bir kısmının bu "kınamalardan" rahatsızlık duyduğu söylenebilir. PKK'dan kaynaklanan insan hakları ihlallerine karşı çıkmaksızın inandırıcı ve tutarlı olmak mümkün değildir. Adalet Ağaoğlu'nun eleştirisi de esas olarak bu duruma vurgu yapmaktadır. Ama Hürriyet attığı başlıkla ve spota taşıdığı ifadelerle İHD'yi adeta PKK'nın yan örgütü olarak göstermeyi seçen bir "gazetecilik hilesi" ne başvurmuş durumdadır.

Yine de çok kötümser olamaya gerek yok. Hürriyet Gazetesi'ne göre Adalet Ağaoğlu İHD'ye karşı takınmış olduğu bu tutumla tutarlı bir insan hakları savunucusu olmayı hak etmiş durumdadır. Aydın onurundan; insan hakları savunucusu olduğundan kuşku duymadığımız Adalet Ağaoğlu'nun devlet tarafından gerçekleştirilen bir hak ihlali ortaya çıktığında yeniden manşet olacağına artık güvenebiliriz.