29 Mayıs 2009 tarihinde 17 aydır İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği görevini yürütmekte...

29 Mayıs 2009 tarihinde 17 aydır İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği görevini yürütmekte olan Orhan Alkaya görevden alınmıştı. Ardından   Şehir Tiyatroları’yla hiçbir ilişkisi olmayan, Devlet Tiyatrosu kökenli Ayşe Nil Şamlıoğlu göreve getirilmişti. Başta Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür ve Sanat Danışmanı Kenan IŞIK olmak üzere, belediye yetkilileri, kamuoyuna bu değişikliği “rutin” diyerek gerekçelendirdiler.
Baş döndüren bu değişimler karşısında Şehir Tiyatroları sanatçılarının meslek örgütü İŞTİSAN ise geçen hafta önemli bir karar aldı. Ve anladığımız kadarıyla aşağıda alınan kararlara yetkililerce uyulmadığı takdirde Ekim ayında başlayacak yeni sezon oyunlarında görev alacak ne oyuncu ne de yönetmen bulunacak ve Şehir Tiyatroları yeni sezonda perde açamayacak. Kısacası Şehir Tiyatrolarında kazan kaynamaya devam ediyor.
İştisan’ın gönderdiği mektupta şu başlıkların altı çiziliyor: “2000 – 2009 yılları arasında Şehir Tiyatroları, 7 kez yönetim değişikliği yaşamış ve 6 farklı isim görev yapmıştır. Şehir Tiyatroları 95 yıllık tarihiyle, ülkenin en eski ve köklü sanat kurumudur. Yetkililer bilmelidir ki, dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir kurumsal yapıda, 9 yılda 7 kez yönetim değişikliği yapılamaz. Bir sanat kurumunda ise hiç yapılamaz. Eğer yapılıyorsa, bu yalnızca, o sanat kurumunun temeline dinamit koymak anlamına gelir. Şu andaki uygulamanın tanımı da budur!..1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Kadir Topbaş, kısa bir süre önce gerçekleşen yerel seçimlerde, bir 4 yıl için daha İstanbul halkından yetki almış ve bu durumu, istikrarın başarısı olarak açıklamıştır. Şehir Tiyatroları yönetimi konusunda atama ve görevden almaları imzalayan kişi olarak, 9 yılda 7 değişikliğin oluşturduğu istikrarsızlığın hala farkında değil midir? Yoksa, istikrardan uzak bir Şehir Tiyatrosu, Dünya Kültür Başkenti olmaya hazırlanan İstanbul’da, bir tercih sebebi midir?..2- Hatırlatmakta yarar var: Orhan Alkaya göreve atandığında Şehir Tiyatrosu Genel Kurulu’nun seçtiği Yönetim Kurulu Üyesi idi. Aynı süreçte oluşan yeni Yönetim Kurulu’nda, bir diğer seçilmiş üye Volkan Sağırosmanoğlu ile yeni seçilen iki üye Can Başak ve Hakan Arlı da yer aldı. Hakan Arlı ayrıca Sahne Direktörlüğü görevini de üstlendi. Böylelikle ilk kez, 7 kişilik Yönetim Kurulu’nun 4 üyesi seçilmiş üyelerden oluştu ve Şehir Tiyatrolular gerçek anlamda bir temsil gücüyle yönetilir ve üretim yapar hale geldi. 3- “rutin” denilerek geçiştirilmeye çalışılan bu görevden alma öncesinde, sabır ve kahırla yaşanan sanatsal üretim sürecinin sonuçları İstanbul halkıyla paylaşılmıştır. Ulaşılan toplam seyircide, üretilen ve sergilenen oyun sayısında, doluluk oranlarında, turnelerde ve festival katılımlarında, açılan sahnelerde, çocuk ve gençlere yönelik etkinliklerde, uluslararası ortak yapımlarda, anma günlerinde, alınan ödüllerde yaşanan başarı sayılarla ortadadır ve belgelidir. Hal böyleyken her Şehir Tiyatrosu çalışanı, “rutin” sözcüğünün dışında bir açıklama beklemek hakkına sahiptir. Bu açıklama mutlaka yapılmalı ve atama makamı kendini açıkça ifade etmelidir!.. 4- Bu görevden alma ve atamaya birbaşka açıdan bakıldığında, Şehir Tiyatrosu çalışanları bir kez daha yaralanmıştır. Önce de söyledik; bu kurumun 95 yıllık bir birikimi vardır ve sayın Kadir Topbaş, tiyatro camiası içinde yeni bir isim arayışına sanırız yalnız başına çıkmamıştır. Bu konuda güvendiği ve yetkilendirdiği kişi Kenan Işık’tır!.. Ve Kenan Işık’ın düşüncesine göre bu kurum, kendini yönetecek bir sanatçıyı yetiştirememiştir!.. Yetiştiremez!... Oysa ne kadar yanıldığını görmek için geçen sezonun verilerine bir kaç dakika bakması bile yeterlidir. Gerçek olan; Şehir Tiyatrosu’nu da, Şehir Tiyatroluyu da sevmez Kenan Işık!.. Bunu defalarca yazılı, sözlü belirtmiştir. Bellekler yanılsa, arşivler ortada duruyor!.. Daha 5, 6 ay önce tiyatronun repertuarındaki bir oyuna nasıl faşizanca saldırdığı tazeliğini hala koruyor!.. Bu durumda elbette bir Şehir Tiyatrolu, Şehir Tiyatrosu’nu yönetsin istemez Kenan Işık!.. Hele “seçilmişler”in çoğunlukta olduğu bir yönetim kurulu hiç istemez!.. Kurumu ve kurumun sanatçısını hiç tanımıyor da olsa “dışardan” yönetici her zaman evladır böyle bir kafa yapısı için!.. Lakin bu çirkin uygulama ister istemez bir soru daha yaratıyor: Kenan Işık, Ayşe Nil Şamlıoğlu’na görev teklif ederken de “rutin” sözcüğünü acaba kullanmış mıdır? Öyle ya, “rutin” buysa ve başarılı olsa bile insanlar “rutin” gereği görevden alınıyorsa, Ayşe Nil Şamlıoğlu da 10, 15 ay sonra görevden alınacak demektir!.. Ve acaba Kenan Işık, kendi görevinin “rutin” süresi hakkında ne düşünmektedir?.. Bu konuda Şehir Tiyatrosu çalışanlarının yargısı nettir: Kenan Işık derhal görevden alınmalıdır!.. 5- Katma Bütçe’nin kaldırılması ve mevcut yönetmelikle kendini neredeyse tanımlayamaz hale gelen Şehir Tiyatroları, bugün yetkililerin “rutin” adını verdiği keyfi yönetim değişiklikleriyle derinden yaralanmaktadır. Çözüm, yıllardır bütün Şehir Tiyatrolu’ların ısrarla söylediği gibi, özerk bir Şehir Tiyatrosu yaratacak yasal düzenlemededir. Ancak, Şehir Tiyatroları’nda kimlerin yöneticilik yapabileceğini, yönetim “rutin”lerinin ne olacağını, sanatsal üretim ve idari yapılanmanın nasıl şekilleneceğini tanımlayan bir yasa, bu kurumu birtakım danışmanların keyfi yargı ve uygulamalarından kurtarabilir. Bu konuda, İŞTİSAN’ın ve çeşitli süreçlerde kurum yönetiminde görev yapmış değerli Şehir Tiyatrolu’ların çabaları sürmektedir. 11 Haziran toplantısında oluşturulan bir komisyon, daha önceki çalışmaları da derleyerek ve tiyatrosuna duyduğu aidiyetle yasa öneri metnini hazırlamak üzere çalışmalara başlamıştır”
Alınan bu kararlardan sonra Şehir Tiyatrolarının, hiç kimsenin canı istediğinde yeniden düzenlemeye kalkacağı bir arka bahçe olmadığı anlaşılıyor. Ne diyelim, Özerk ve çağdaş bir Şehir Tiyatrosu için bu kararlı duruşu destekliyoruz.