5 Avrupa ülkesinde yaptığı araştırmaya göre, Türkiye denilince Avrupalının aklına İstanbul ve

5 Avrupa ülkesinde yaptığı araştırmaya göre, Türkiye denilince Avrupalının aklına
İstanbul ve Galatasaray geliyormuş
Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi ve Madrid Üniversitesi'nin 5 Avrupa ülkesinde yaptığı araştırmaya göre, Türkiye denilince Avrupalının aklına İstanbul ve Galatasaray geliyormuş. Çıkan sonuçlara göre, ‘Türkiye'yi hangi sembollerle tanıyorsunuz?’ sorusuna yüzde 91,1 ‘İstanbul’ olarak yanıt verirken, ‘Galatasaray‘ diyenlerin oranı yüzde 70 olmuş. Avrupa’nın futbol endüstri ile sarmaş dolaş olduğu apaçık. 
Avrupalıların Türkiye deyince Galatasaray’ı tanımaları çok şey ifade edebilir elbette. Ama araştırma dünyanın farklı bölgelerinde farklı sonuçlar da doğurabilir. Örneğin İtalya’nın Livorno’su da Türkiye diyince Adanademirspor’u  hatırlayabilir ya da Güney Amerika da Fenerbahçe’yi  tanıyor olabilir.  Bence bizi tanımaları ya da nasıl tanıdıkları çok da önemli değil. Önemli olan, bizim kendimizi ve bu topraklarda yaşayan insanımızı ne denli tanıdığımız ve ne olduğumuz bilip bilmediğimizde.
Örneğin UEFA ve Süper Kupayı alan tek kulübümüz Galatasaray’da son zamanlarda, yani son yönetim döneminde başına ilginç şansızlıklar gelmeye başladı. Şöyle ki; korkarım Türkiye denince akıllara, umarım domuz gribi, başladığı işi bitirememek ve takım çalışmasında empati ve yönetim eksikliği konuları gelmez.
Çünkü Galatasaray taraftarları olarak son dönemde tam 1 yıldır Seyrantepe bitecek diye az beklenmedi. Normal sürede bitmiş olsaydı şu anda biz Aslantepe’de yeni stadımızda oynuyor olacaktır. Ama ne gezer daha 2 hafta önce Ali Sami Yen stadının eski açık tribünü çatısı restore edildi. Yani ne Aslantepe’nin yetişeceğinden söz etmeliyiz ne de Ali Sami Yen’in  yıkılmasından. Daha çok uzar bu gidişle ve bence hala ihale sonrası belirsizlik sürüyor. Öte yandan takım yeni teknik direktör Rijkard ile tam da özlenen futbolculara kavuştu derken satılmak istenen Nonda’nın gol performansı herkesi ters köşeye yatırdı. Beklenen transferleri yaptı dedik bu kez de Elano durakladı, Kewell oyundan alındı, Keita asabileşti, Baros sakatlandı. Tüm kötü gidiş sona erdi demeye hazırlanıyorduk ki kırmızı kartlar, yeni sakatlıklar ve hastalıklar kapıyı çaldı. Örneğin bir kulüp doktoru olsaydınız Arda’nın domuz gribine yakalanmasını nasıl açıklardınız taraftara. Bu akşam Manisa ile oynanacak karşılaşmada  Arda tribünde ya da hasta yatağında maçı izlerken, umarım zor dakikalar yaşamayız orta sahada. Arda da insan elbette bu virüse yakalanabilir ama, Florya gibi bir futbol okulunda 7 genç oyuncuya daha aynı virüs teşhisi konursa akıllara ‘nerede hijyen nerede önlem’ sorusu gelmez mi?
Türk basketbol tarihinin en büyük skandalı olarak gösterilen son olay ise bardağı taşıran son damla oldu. Basketbol camiasına bomba gibi düşen olay şöyle gelişti: Beko Basketbol Ligi’nde mücadele eden Galatasaray Cafe Crown’un, cezalı olan oyuncusu Cemal Nalga’yı, hazırlık karşılaşmalarında başkasının formasını giydirerek oynattığı, ancak Basketbol Federasyonu’na gönderdiği maç raporlarında ‘oynatmamış’ gibi gösterip cezasından düşürdüğü ortaya çıktı. Böylelikle kâğıt üzerinde Cemal’in cezasının bitmesini sağlayan sarı kırmızılıların, bu basketbolcuyu daha sonra Türkiye Kupası ve Beko Basketbol Ligi karşılaşmalarında oynattığı belirlendi. Bu nedenlerden dolayı Galatasaray Cafe Crown’un Türkiye Kupası’ndan men edilmesi, ligdeki bütün maçlarda hükmen yenik sayılması ve Cemal Nalga ile takım sorumlularına 6 ay ila 3 yıl arasında değişen cezalar verilmesi bekleniyor. Bu olay üzerine, olağanüstü toplanan Galatasaray Yönetim Kurulu, basketbol takımının tüm idari ve teknik ekibinin görevine son verdi. Tüm bunları altalta koyunca koltuğunda birden fazla koltuk taşıyan Sayın Adnan Polat’ın kulüp yönetimi ile ilgili yeni kararlar alacağı çok açık.
Bu arada, önceki gün Cemal Nalga skandalının ortaya çıkmasından sonra bu moralle lig maçına çıkan sarı-kırmızılı basketbol takımı, başta savunma olmak üzere Efes Pilsen karşısında gösterdiği kötü performans sonucu yenilgiden kurtulamadı ve Efes Pilsen’e 10 sayı farkla yenildi. Umarız kulüp üstündeki kara bulutlar kısa sürede dağılır ve futbolda önce UEFA Kupası ardından da Süper Kupa’yı tekrar Galatasaray kaldırır.