Futbolda büyük kulüplerimizin başarılarıyla gurur duyardık bir zamanlar. Avrupa Kupalarında nice başarılara imza atan kulüplerimiz şu

Futbolda büyük kulüplerimizin başarılarıyla gurur duyardık bir zamanlar. Avrupa Kupalarında nice başarılara imza atan kulüplerimiz şu günlerde ise aldıkları başarısız sonuçlarla taraftarlarına tam anlamıyla saç baş yolduruyorlar, kulüp yöneticileri ise  zor günler yaşıyorlar. Başarıları mazide kalan kulüplerimize inat “Anadolu Kaplanları” diye tanımlayabileceğimiz kulüplerimiz ligin ilk haftalarında ilk 5 içerisinde yerlerini aldılar bile.
Futbol tutkum çocukluk yıllarıma dek gider. Langa, Çukurbostan, Yedikule, en sık top oynadığımız toprak zeminli alanlardı. Aslında her taraf boştu ve her taraf bizim için futbol sahasıydı o zamanlarda. Zamanla çim saha bize de yakıştırılınca Vefa Stadı’nın bile çimlendirilmesi neticesinde her saha yemyeşil bir görünüme kavuştu. Lisanslı futbol oynadığım dönemde örneğin hafta sonu maçlarımız için Anadolu Hisarı’ndaki stada kulüp minibüsüyle şarkılar söyleyerek giderdik hiç unutmam. Futbol bir eğlence, sosyalleşme, kendini ve ekip ruhunu tanıma sürecine dönüşüyordu o zamanlarda. Aslında toprak sahanın çamurlu hali bile şimdi düşünüyorum da futbol oynamaya neden engel teşkil etmezdi anlayabiliyorum. Kulüplerin büyük paralar beklemediği maçlar oynardık kısaca.
Günümüzde Kocamustafapaşa, Samatya, Yedikule, Davutpaşa civarında şimdilerde kırklı ellili yaşlarını sürenler hep yaşamışlardı bu futbol tutkusuyla dolu günleri geceleri. Yıllar boyu futbol oynanan bu alanlarda şimdilerde otopark, belki de bir bina yükselmekte olsa da yeni bir stada dönüşemese de  bazılarında halı sahalar dönüşümün çirkinliğini çok güzel resmetmekteler.
Şöyle ki; iç turizm ya da iç göç, kötü belediye yönetimi ve kentleşmenin negatif sonuçları sonucu mahalle kavramının içi boşaltılınca doğal top sahaları yok oldu. Doğal çim ya da toprak sahada futbol oynamak olasılığı kalmayınca bunun yerine konabilecek bir alternatif oluşturuldu ve bundan yaklaşık 20 yıl önce, halı sahalar devreye girdi. Uzun süre bu halı sahaların standartı olmadı, isteyen istediği gibi kaçak olarak bu sahaları yaptı. Daha sonra her yerde mantar gibi biten halı sahalar karşısında önlem almak gerektiği farkedildi.
Son bir yıl içinde Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından ‘halı sahaların denetlenmesi ve sınıflanması genelgesi’ yayınlandı. Daha önce bu konu ile ilgili olarak bazı standartlar getirilmişti. Özellikle altyapı ve halı sahanın yapımı ile ilgiliydi ancak yeterli derecede denetlendiğini ifade etmek zordu. Artık mevcut ve yeni yapılacak halı sahaların kontrolu, TFF’ye geçti ve doğru yapıldı.
Yayınlanan genelgede, Türkiye genelinde özel kişilerin mülkiyetinde bulunan bütün halı sahalara ilişkin standartların belirlenmesi, halı sahaların futbol oynamaya elverişlilik bakımından sportif kriterler uyarınca denetimi, yeterliliklerine göre sınıflandırılması, halı sahalar için yeterlilik belgesi verilmesi, bu belgelerin yenilenmesi ve iptaline ilişkin esas ve usulleri belirliyor.
Bu genelge, spor sakatlıklarının tıbbi ve cerrahi tedavisi ile uğraşan doktorları çok sevindirmiş olmalı ki yıllar boyu halı sahalarda oynanan maçlar sonrasında öyle sakatlıklar duyduk ki sanırım halı sahalarda gördüğümüz sakatlık türlerini ve sıklığını normal sahalarda asla göremeyiz.
Genelgeye dönecek olursak; halı sahalar, denetçiler tarafından zaman zaman kontrolden geçirilecek ve puan verilecek, 20 puanın altında alanlar uyarılacaklar, aldıkları puan karşısında halı sahalara yıldız verilecek, 20-44 puan arası ‘1 yıldızlı yeterlilik belgesi’ verilecekmiş. 86-100 puan alanlar ise 4 yıldızlı yeterlilik belgesi alacaklarmış.
Tesisin yıldızını mıldızını bilemiyeceğim ama bu genelgenin içerisinde yer almayan, ancak altını kalınca çizmemiz gereken çok önemli ve acil ibaresiyle yazmamız gereken başka bir gerçeği görmeleri için yetkililere buradan sesleniyoruz. Halı sahaların önemli bir kısmı, daha önce çocuk parkı olarak kullanılan arsalara yapılıyor, işte öncelikle buna “dur” demek gerekiyor. Belediyelerin öncelikle bu alanları tekrar çocuk parkına konumuna dönüştürmeleri gerekiyor.
İkinci önemli konu ise halı saha futbol maçlarının yerleşim yeri içerisinde yapılması yasaklanması yapılmış olanlarının ise derhal kapatılması gerçeğidir. Özellikle yaz aylarında gece yarılarına kadar süren maçlarda bağrışmalardan kavgalardan uyuyabilene aşkolsun. Yaşlısı var, hastası var, çocuğu var. Alın size bir örnek; Şişli Fulya Mahallesi Muhtarlığı’nın yanında Şişli Belediyesi Halı Sahası. Daha önce çocuk parkı olarak gözüken bu alan şimdi bölgenin gürültüsü yetmezmiş, gibi gece yarılarına kadar gürültü desibelini zorlayan yegane gürültü alanı konumunda. Üstelik yanında Fulya mahalle muhtarının ofisinin olması da kafaları karıştırmıyor değil. Sayın Mustafa Sarıgül bu yazıdan sonra sanırım acil bir toplantı yapıp konuyla ilgili radikal kararlar alacaktır.
Özetleyecek olursak; halı sahalar kentlerde mahallelerin dışına yani yaşam alanlarından uzakta yapılmalıdır. Çocuk parkları halı sahalarına asla dönüştürülmemelidir. Mahalle dışına yapılan halı sahaların kalitesi ise yükseltilmeli, futbolcu sakatlıklarının önüne geçilmelidir.