Devletin adamları, geçen hafta Engin Ceber’i döve döve öldürdü. Bir arkadaşının polis tarafından vurularak felç edilmesine tepki göstermiş...

Devletin adamları, geçen hafta Engin Ceber’i döve döve öldürdü.

Bir arkadaşının polis tarafından vurularak felç edilmesine tepki göstermiş, protesto gösterisine katılmıştı. Gözaltına alındı. Önce İstinye Karakolu’nun polisleri dövdüler Engin Ceber’i, sonra tutuklanıp Metris Cezaevi’ne gönderildi. Burada da jandarma ve gardiyanlar tarafından tahta coplar, demir çubuklarla dövüldü. Henüz 29 yaşında olan Engin Ceber, gördüğü işkenceler sonucu 10 Ekim’de kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi’nde öldü.

Peki devletin adamları Engin Ceber’e neden işkence yaptı?

Onu öldüresiye dövmelerinin sebebi neydi?

•••

30 Mart 2007 tarihinde şöyle yazmışım:

12 Eylül’le birlikte polis teşkilatında solcu olduğu bilinen, sanılan, kuşkulanılan... bırakın kendisinin POL-DER’li olmasını, akrabası, eşi, dostu solcu olan, yani mesela kardeşi TÖB-DER üyesi olan tek bir polis bırakmadılar. Hepsi tasfiye edildi.

Diğer yandan, 12 Eylül’ün bütün işkencecileri, bütün faili meçhulcüleri ödül üstüne ödül aldı, terfi ettirildi. Nitekim, 1990’lı yılların sonuna geldiğimizde, solcuların davalarını soruşturan, yani bizzat işkence yapan, işkenceyi yöneten, o tezgâhlardan geçmiş herkesin yakından tanıdığı isimler, neredeyse memleketi idare eder oldu. Artık, bakan mı dersiniz, emniyet müdürü mü istersiniz, vali mi... Her makamda bunlara rastlanır oldu.

Yukarda bunlar olurken aşağıda durum en az bu kadar vahimdi. Sıradan bir polis memuru olmanın neredeyse yegâne yolu ya bir “ocağın” ya da bir “cemaatin” referansına sahip olmaktı. Evet, polis teşkilatı her tondan aşırı sağın üniforma giydirilmiş örgütlenmesine dönüştü.(...)

Bu teşkilatın önemli bir bölümü, ideolojik nedenlerle toplumun bir bölümüne kin, nefret ve öfkeyle bakıyor, düşman olarak görüyor. Gelinen nokta bu.

•••

Peki, devletin güvenlikle ilgili birimlerini oluşturan kadrolar bugünden yarına değişmeyeceğine göre bu mesele nasıl çözülecek?

Engin Ceber’in işkenceyle öldürülmesi karşısında Adalet Bakanı’nın açıklaması umut verici. Ceber’in işkenceyle öldürüldüğünü kabul etti ve özür diledi. Zanlılar açığa alındı. Soruşturma sürüyor. Hükümetin takındığı tutum, kararlılıkla sürdürülürse, benzer olayların üzerine aynı şekilde gidilirse bir ölçüde de olsa işkencenin önüne geçmek mümkün.

Çünkü... Devletin adamları düşman bellediklerine karşı öfke ve nefret duyuyorlar ama diğer yandan da bu tosunların canı çok tatlıdır. Daha önceki sayısız vakada işkencecilerin ve katillerin cezasız kaldığını gördükleri için rahat davranıyorlar. Düşünün ki, içtikleri çayın parasını ödememek için adam dövüp komaya sokacak kadar kanunla, vicdanla ilişkileri kalmamış. Suçu işleyen bedelini ödeseydi bu kadar rahat olmazlardı. Engin Ceber de şimdi yaşıyor olurdu.

Bu tezgâhlardan geçen herkes bilir; elleri kolları bağlı insanlara eziyet ederken aslan kesilen bu alçakların aslında birer sıçan olduğunu... Hayatlarının bir bölümünü, bir hapishanenin karanlık bir köşesinde, üstelik ciğeri beş para etmez bir işkenceci damgasıyla geçireceklerini bilseler, mümkün mü şimdiki pervasızlıklarını sürdürmeleri?

Benim bu hükümete karşı, belki de zaman zaman önyargılı olacak kadar güvensiz olduğum bilinir. Bu kez itiraf etmeliyim ki, Adalet Bakanı’nın açıklamaları bir ölçüde de olsa yüreğime su serpti. Takipçisi olacağız ve göreceğiz.