Radikal solun merak ettiği, bu resesyon, kriz vb hikâyelerin arkasından ne çıkacağı. Başka türlü söylersek, bunun dünya kapitalist sisteminin gidişatı ve...

Radikal solun merak ettiği, bu resesyon, kriz vb hikâyelerin arkasından ne çıkacağı. Başka türlü söylersek, bunun dünya kapitalist sisteminin gidişatı ve buna bağlı olarak sosyalist alternatifin inşası açısından ne anlama geldiği.


2008"in ABD halkının maddi yaşam standartlarını daha da zorlayacağı açık. Peki bunun politik sonucu ne olur? Politik gözlemcilerin çoğu 2008 sonundaki başkanlık seçimini demokrat adayın kazanacağını öngörüyor. Bazıları Clinton diyor, bazıları ise ABD siyasal sisteminin egemenlerinin Alamana"nın başkanlığı konusunda anlaştığını söylüyor. Bence de demokrat aday kazanacak. Peki kazanınca ne olacak?


Duyduğumuz, bildiğimiz kadarıyla seçim öncesi vaatlerine bakıldığında radikal bir programları yok. Bush"un ABD politikası ve ekonomisinde yarattığı tahribatları azaltmaya çalışacaklar ama bunun için dikkat çekici ve temelde farklı bir program sunmuyorlar. Zaten mesela Steiglitz"e bakarsanız Bush"un tahribatları bugünün Amerikalılarının torunlarının hayatını bile etkileyecek, yani nasıl bir program uygulanırsa uygulansın giderilmesi on yıllar alacak. Günümüzün öndegelen Marksist teorisyenlerinden Leo Panitch"e göre ise bu durum Amerikan politikasının görece de olsa demokratikleşmesi ile sonuçlanacak. Anlaşılan Panitch ABD halkının gerçek sol alternatiflere prim vermeye başlayacağını öngörüyor.


Peki resesyonun ABD dışında etkisi olmayacak mı? Şu ana kadar fazla olmadı, belki beklendiği kadar olmadı. İşin bu yanı dikkat çekiyor. Kimileri buna dayanarak artık dünya ekonomisinin ABD ekonomisinden eskisi kadar etkilenmediğini yazıyor. Kimisi ise dünyanın kalanının da bu işten etkileneceğini ama henüz o devreye girmemiş olduğumuzu söylüyor. Kimileri son olayların neoliberal küreselleşmenin gidişatını etkileyecek çapta olduğunu düşünüyor. Neoliberal küreselleşmeye damgasını vuran anglo-saxon kapitalizminin ya da anglo-saxon finans sisteminin artık egemenliğini sürdüremeyeceğini söylüyorlar.


Neden olayın çapı ve etkileri konusunda bu kadar farklı şeyler söyleniyor? Çünkü fi-nansal kayıplarla reel ekonomi göstergeleri arasında hâlâ bir uyumsuzluk var. Yani finan-sal kurumların gerçekleşmiş ve olası kayıpları hakkındaki tahminler milyar, hatta trilyon dolarlar mertebesinde gezinirken büyüme hızı ve işsizlik rakamlarındaki azalmalar henüz resesyon terimini bile hak etmeyecek kadar düşük. Bu durumda tahminler çok farklı oluyor.


Şimdilik kötümser hava hâkim. Yani bu kadar finansal kaybın eninde sonunda reel ekonomiyi şimdikinden çok daha olumsuz etkileyeceği görüşü daha ağır basıyor. Bir de finansal kayıpların henüz sonuna gelinmediği tahmini var ve bu da ağır basıyor. Citigroup olayı atlatılmış gözüküyor ama benzer bir olayı artık sistem kaldıramaz ve beklentilerin çok daha hızla düşmesi ile birlikte korkulandan beter bir tablo ortaya çıkabilir. Böyle düşünenlerin sayısı da az değil.


Ben ekonomik sarsıntı ne kadar sert olursa olsun politik etkisinin daha hafif olacağı kanısındayım. Bunun için üç nedenim var: Birincisi, dünya şu şartlarda ABD"nin büyük ağırlık kaybını kaldıramaz, bunu kimse istemez, çünkü bunun yol açacağı kaosun olası neticeleri çok daha ürkütücü. İkincisi, birincisine bağlı olarak doların rezerv para olmaktan çıkması her şeye rağmen mümkün değil, çünkü makul bir alternatif yok. Üçüncüsü de, yükselen ve sisteme gerçek anlamda muhalif bir politik hareket yok.