İktisatçılar dünyadaki resesyon tehlikesi ile meşgul. Artık "ABD konut piyasasındaki..." diye başlayan yazılardan gına geldi. Ne var ki bu konudaki araştırmalar sürecek. Çünkü içine girmekte olduğumuz...

İktisatçılar dünyadaki resesyon tehlikesi ile meşgul. Artık "ABD konut piyasasındaki..." diye başlayan yazılardan gına geldi. Ne var ki bu konudaki araştırmalar sürecek. Çünkü içine girmekte olduğumuz resesyonun boyutlarını kestirme konusunda tam bir kargaşa hali var, dolayısıyla konu daha uzun süre gündemin baş köşesini işgal edecek.

Bu bir finansal kriz olarak algılanıyor. Çünkü tetikçisi olarak ABD mortgage kuruluşlarının hesapsız konut kredisi vermesi gösteriliyor. Benim bugün değinmek istediğim bir başka konu var. Bizim "aşırı üretim" krizlerine ne oldu? Marksist ekonomi teorisini bilenler bilir, kapitalizmde krizlerin temel tetikçisi aşırı üretimdir. Kapitalistler rekabet ortamında piyasanın sınırlarının ötesinde üretim yaparlar ve sonuçta kriz olur. "Aşırı üretim krizi" diye buna diyoruz. Epeydir bundan söz eden yok. Ortada dolaşan laflar kredi sarsıntısı, likidite sıkışması, finansal türbülans vb parasal piyasalara gönderme yapan terimler. Peki aşırı üretim krizi ne oldu?

Aşırı üretim krizinin de yolda olduğunu söylemek kehanet sayılmaz. Örnek olarak dünya otomobil piyasasını alalım. Bu piyasada üretim fazlası zaten vardı. Şimdilerde piyasalara bir de Çin ve Hindistan otomobilleri girmeye başladı. Bir başka örnek tekstil piyasaları. Türk firmalarının kâr oranlarındaki büyük düşüş pahasına rekabet edebildikleri söyleniyor. Bu da tekstildeki aşırı üretim durumunun göstergesi değil midir?

Bilimcilerin elindeki teorilerin çoğu yanlış değildir aslında. Sorun şurada: O teoriler gerçeğin bir yanını gösteriyor, bir başka deyişle hayata ilişkin bazı bağlantıları, ilişkileri saptıyor. Oysa gerçeklik birçok bağlantının iç içe girmesinin sonucunda yeni bir sentez olarak ortaya çıkıyor. Sözgelimi aşırı üretim teorisi kapitalizmin çok önemli bir gerçeğini saptıyor. Ne var ki buna dayanarak "şu zamanda şuralarda şu şiddette bir aşırı üretim krizi olacak" diyemiyoruz, çünkü gerçek hayatta, gerçeklerin yumağında hep yeni ve farklı gerçeklikler doğuyor.

Henüz çok emin olmamakla birlikte, içine girmekte olduğumuz resesyon derinleşirken bir yandan da aşırı üretim krizlerinin hükmünü icra etmeye başlayacağını sanıyorum. Bu ise sözgelimi 5-6 yıllık bir art arda resesyonlar dizisi yaratabilir veya depresyon ihtimali ortaya çıkabilir. Emin olamadığım için başlığa soru işareti koydum ama böyle yeni bir olguyla, yani birbirini izleyen kriz ataklarıyla karşı karşıya kalabiliriz.