26 Ocak 2008 tarihinde bu köşeden yazdığım yazıda, kültür ve turizmin tek bakanlıkmış gibi işlemesini yadırgadığımı...

26 Ocak 2008 tarihinde bu köşeden yazdığım yazıda, kültür ve turizmin tek bakanlıkmış gibi işlemesini yadırgadığımı, her iki olgunun bir arada bulunmasının sakıncalarını dile getirmiştim. Son günlerde hükümet içerisinde kabine değişikliğinin seslendirilmesi neticesinde, Başbakan’ın eski Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel’i ya da Reha Çamuroğlu’nu Kültür ve Turizm Bakanı olarak görevlendirebileceği konuşuluyor.
Başbakan’ın,  Turizm Bakanlığını Kültür Bakanlığından ayırıp ayırmayacağı beklentisi de bir açmaz olarak karşımıza çıkıyor. Turizm ülkesi olarak anılıyor olmamızın neticesinde, turizm yatırımlarını daha iyi yönetebilmek için turizm bakanlığına elbette ihtiyaç vardır. Bu ister Menderes Türel olsun, ister bir başkası, Ani harabelerinden Selimiye Camii’ne kadar bu coğrafyadaki tüm kültürel varlıkların sahiplenilmesi anlamında değer taşır. Ancak unutulmamalıdır ki, vizyonsuz ve üvey evlat muamelesi yapılacak bir Kültür Bakanlığı’nın geleceğe doğru bakmamız gereken bir süreçte ya var olan kültürel zenginliklerimiz taşıyacak bir isim tarafından sürdürülüyor olması ya da farklı kültürlere eşit mesafede yaklaşabilecek yeni bir Kültür Bakanı ile yapılıyor olması gerekir.
Son dönemde Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev alan Ertuğrul Günay kültür politikasında gelenekseli modernle harmanlayan bir isim olarak anılmıştı. Şayet bu bakanlık ikiye ayrılacaksa ve Menderes Türel ya da Reha Çamuroğlu Kültür ve Turizm Bakanları olacaksa, sadece bir kesimin değerlerini önceleyen değil, çok kültürlülüğü özümsemiş ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkentliği gibi bir sürecin içerisinden sıkıntıyla geçilirken bile hedefi ıskalamadan içselleştirebilmelidir diye düşünmekteyim.
Öte yandan, Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı adı altında iki ayrı bakanlık oluşturulur mu bilinmez, bizimki bir varsayım elbette. Belki de Menderes Türel piyano çalarak hem Kültür hem de Turizm Bakanı olarak anılacak? Şöyle ki; Sanat Yönetmenliğini Fazıl Say'ın yaptığı 9. Antalya Uluslararası Piyano Festivali'nin açılış konserinde bir "ilk" yaşanmış ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Gürer Aykal yönetimindeki Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde J.S. Bach'ın BWV 1056 Fa minör piyano konçertosunun birinci bölümünü seslendirmişti. Ancak bu tür şekilsel algı boyutuyla bir bakanlık seçiminin cereyan etmemesi gerektiğinin de bilincindeyiz.
Kültür’ün devlet politikası olarak algılanma ve yorumlanma biçimine dair daha önceki hükümetlerin tutumuna göz attığımızda, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidar el değiştirince, Başbakan Abdullah Gül'ün ilk hükümette, Doç. Dr. Hüseyin Çelik'i Kültür Bakanlığı'na getirdiğini hatırlıyoruz. Ama, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'ten milletvekili seçilmesi neticesinde TBMM'ye girmesinden ve başbakan olmasından sonra, Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na, Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu da Kültür Bakanlığı'na getirilmişti. Ve daha sonra, Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı'nın birleştirilmesiyle ilgili taslak TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmişti. Bir başka örnekte ise 1977 Ecevit hükümetinde (belki tasarruf sağlamak için) bir birleşme öngörülmüş ve Kültür Bakanlığı Turizm Bakanlığı ile değil Milli Eğitim Bakanlığı ile birleştirilmişti.
Bir ülkenin kültürünün, o ülkenin milli eğitimiyle olan ilişkileri, herhalde turizmiyle olan ilişkilerinden çok daha önemli olabileceğinden olsa gerek.
Unutulmamalı ki, bir ülkenin kültürünün, bir turistik meta gibi pazarlanabileceği türünden bir yaklaşım asla kabul edilemez. Hatta bu durumu; bir ülkenin kültür mirasının, müzeler ve tarihsel kalıntılardan ibaret olduğunu zannetmek son derece yanlıştır Kültürü, sadece paraya tahvil edilebilecek turistik ticaret eşyasına indirgemek, 'Kültür Turizmi' ile Kültür'ü bir ve aynı şey olarak görmek, kabul edilemez önermelerdir.
O nedenle öncelikli olarak Kültür ve Turizm Bakanlığının iki ayrı bakanlık olarak oluşturulması ve kültürün bir toplumsal dayanak ve özgürleştirme olarak içinin doldurulması son derece isabetli olacaktır.