Geçen hafta bahsettiğim politikasızlık sorununa bir örnek vermek istiyorum, bu vesileyle türban konusundaki düşüncelerimi de biraz ifade etmiş olacağım. Özgürlükçü solun Kuran kurslarına...

Geçen hafta bahsettiğim politikasızlık sorununa bir örnek vermek istiyorum, bu vesileyle türban konusundaki düşüncelerimi de biraz ifade etmiş olacağım. Özgürlükçü solun Kuran kurslarına karşı olması ve bu konuda kararlı bir tutum sergilemesi gerekir. Bunu zamanında yapmış olsaydı şimdi üniversitelerde türban takılması konusunda tavır almakta bu kadar sıkıntı da çekmezdi, kendini daha rahat hissederdi.

Kuran kursları gelecek neslin sağlıklı yetişmesi bakımından önemlidir, dinciler de bu yüzden kuran kurslarına çok önem verir. Gerekçesi "çocuğa dinini öğretmek"tir. Oysa çocuğun dini olmaz ki.. Ailesinin olabilir, belki onlara da çocukken empoze edilmiştir. Bir insan hangi dini seçecek, dini ret mi edecek, Allah kavramına sahip olacak mı, olursa nasıl olacak?... gibi sorulara kendi olgunlaşma ve bireyleşme süreci içinde cevaplar bulabilir... Ama her şeyden evvel eleştirel düşünmeyi öğrenmesi, daha doğrusu düşünmeyi öğrenmesi gerekir, bilimsel düşünmeyi öğrenmesi gerekir. Beynine ve ruhuna yönelik dayatmalara karşı kendisini ancak böyle koruyabilir.

Geçen gün arkadaşlarım söylediler, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde "ebeveyn çocuklarını istediği gibi yetiştirme hakkına sahiptir" diye bir madde varmış. O zaman bunun da günümüzden bakarak yeniden yorumlanması gerekir. Sosyalistler için esas olan yukarıda da dediğim gibi çocukların düşünmeyi öğrenmeleri ve birey olma sürecinde gelişme kaydetmeleridir. Bundan sonra yapacakları seçimlerinde de özgür olmaları sağlanmalıdır.

Bu aslında bizi bir yanıyla eğitim konusuna getirir. Eleştirel düşünmeyi öğreten bir eğitim sistemi sosyalistlerin başlıca amaçlarından biri olmalıdır. Bu çok zor bir iştir, çünkü bunu hiçbir devlet istemez, çünkü düşünmesini bilen ve bireyleşme sürecinde gelişmiş bireylerden oluşan bir toplumu yönetmek en zor iştir. İşte tam da bu yüzden sosyalistler bunun bayraktarlığını yapmalıdırlar.

Öte yandan Kuran kurslarına karşı bir tutum, eleştirel düşünce ve bireyleşme yanlısı bir tutum Türkiye'de tepki çekebilir. Bunu da hesaba katmak gerekir. O zaman ne yapmak lazım ? Bu tabii tartışılarak oyunlaştırılması gereken önemli bir konudur. Belki 12 yıl laik eğitim ama daha da önemlisi eleştirel düşünceyi öğreten, bireyleşmeye katkı yapan ezbercilikten uzak, soru sormayı öğreten bir eğitim. Bunun şartlarının oluşturulmasına yönelik politikaların oluşturulması. Bu sağlandığında kuran kursları kendiliğinden etkisizleşebilir. Tabii bunlar benim düşündüklerim. Önemli olan bunun tartışılması ve politika üretilmesi ama nerdee..

Kuran kursları bir örnek idi. Din ve toplum ile ilgili daha birçok konu vardır. Bunlar incelenip bir din politikaları demetine sahip olun-saydı şimdi durum çok farklı olurdu. Ne var ki biz yine bize dayatılan soru ile karşı karşıya kaldık. Üniversiteye türban girsin mi, girmesin mi? Ben üniversitenin girişinde bir odada tıkış tıkış örtülerini çıkarıp peruklarını takan genç kızları gördüğümde çok utanmıştım. Dolayısıyla sosyalistlerin çoğu gibi "türbana serbestiye evet ama diğer özgürlüklerle birlikte" diye düşünüyorum.

Bununla birlikte şunları da vurgulamak isterim: Murat Belge geçenlerde bir TV programında "bir insanın kafasının gerisindeki gizli niyetler varsayımı üzerinden politika yapılmaz" dedi. Kısacası, takıyye şüphesi komplo teorisidir dedi. Bu yaklaşımı tehlikeli buluyorum. Bu insanların gerçek niyetleri konusunda yeterince işaret vermiş olup olmadıkları bir yana, siyasal İslam zaten doğası gereği sonuna kadar gitme eğilimini içinde taşır. Dolayısıyla durdurulmazsa durmaz. Gerektiğinde Tayyip Erdoğan'ı da aşar gider. Biz bu durdurulma işinin yasakçılıkla olamayacağını düşünen insanlarız ama bu Cumhuriyet gazetesinin sorusunun doğruluğunu bozmaz: Tehlikenin farkında mısınız?