İnsani çabaların dahi, yardım dağıtımının siyasileştirilmesi nedeniyle hedefine ulaşamadığı dünyamızda bu türde ödüllerin amacı, olsa olsa toplumda bir farkındalık oluşturmasıdır...

İnsani çabaların dahi, yardım dağıtımının siyasileştirilmesi nedeniyle hedefine ulaşamadığı dünyamızda bu türde ödüllerin amacı, olsa olsa toplumda bir farkındalık oluşturmasıdır. 2009 "un kültürlerin mozaiği yılı olması dileklerimle, daha özgür günlere...

 

Az sonra okuyacaklarınız ödül vermekte zorlanan kişi ya da gruplara bir öneri vermekten çok, aslında ödül denen olguya ihtiyacı olmadan yaşam mücadelesi veren, demokrasi ve barış için yaşayan ve dünyada emek paylaşımında bulunanlara ithaf edilmiştir.

“2008 Özgürlük, Dayanışma ve Emek Ödülleri” adı altındaki ödüller, gelecek zamanda herhangi bir kuruluş tarafından resmi olarak dağıtılmak üzere sahiplenilirse, elbette mutluluk verici olur, ancak böyle bir beklentimiz olmadığı gibi, ödüllerin de şu anda herhangi bir resmiyeti yoktur. Aslında böylesi daha doğaldır.

Ancak gayri resmi dağıtılan bu ödüllerin gerçek yaşam öyküleri; görmezden gelemeyeceğimiz gerçekleri, insanlığın içinde bulunduğu dramı yüzümüze vurma başarısını göstermişlerdir. İşte bu nedenle 2008 yılı için birçok adayın arasından seçilmiş ve sıralanmışlardır.

2008 Özgürlük ödülü, “özgür insan” ödülü olarak değerlendirilmiş ve Bağdat"ta kısa bir süre önce ABD Başkanı Bush"a ayakkabılarını fırlatan, ama daha sonra konulduğu Irak Askeri Hapishanesinde ağır biçimde dövülen Iraklı Tv muhabiri El Muntazır el Zeydi"nin olmalıdır.

Hapishanede eli ve kaburgalarının kırıldığı, iç kanama geçirdiği ve kaşının patladığı olaydan sonra, El Zeydi"nin serbest bırakılması için dünya çapında kampanyalar devam ediyor. Halkının özgürlüğü için kendi özgürlüğünü feda eden gazeteci El Zeydi"ye verilen bu “özgür insan” ödülü, umarız ona özgürlüğünü yeniden kazandırır ve Irak halkının özgürlük umudu olur. Zeydi bu eylemiyle resmi tarihe geçmiş ve özgürlük mücadelesi vermiş ve vermekte olanlar için bir kilometre taşı olmayı başarmıştır.

2008 Dayanışma Ödülü ise, Dünya genelinde 70 ülkede zor durumdaki kişilere acil tıbbi yardım sağlayan, merkezi İsviçre"de bulunan “Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü”ne verilmeli. (Medecins Sans Frontieres www.msf.org . Örgüt 2008 yılında Somali"deki şiddet olaylarında, Demokratik Kongo Cumhuriyeti"nin doğusunda sivil halkın zorla yerlerinden edilmesinde, Myanmar"da kasırga sonrası yaşanan açlık ve cunta rejiminin insani yardımları dağıtmakta çıkardığı zorlukların sonucunda meydana gelen salgın hastalık ve açlığa bağlı toplu ölümlerde ve Zimbabve"deki acil durumdaki hastaların tedavi edilmesinde hep ön ayak olmuştu. 2008 yılında Somali son yılların en kötü şiddet olaylarına sahne olmuş, sağlık sistemi çökmüş, ülkede her on kadından biri, doğum yaparken, her beş çocuktan biri ise beş yaşını doldurmadan, hayatını kaybediyordu.

Kongo"nun doğusunda, hükümet ile çeşitli silahlı gruplar arasında çıkan çatışmaların yeniden alevlenmesiyle evlerinden olan binlerce kişi, tıbbi yardım alamadığı, gıda, su ve barınak bulamadığın da örgüt oradaydı, yaklaşık 130 bin kişinin hayatını kaybetmesine ya da kaybolmasına sebep olan Nergis kasırgasının çok büyük maddi hasarlara da yol açtığı Myanmar"da ise AIDS, verem ve sıtma gibi hastalıkların askeri cunta tarafından görmezden gelindiği bir süreçte sınır tanımayan doktorlar hastaları tedaviye başlamışlardı bile.

2008 Emek ödülü ise iki konu arasında paylaşılmıştır. Bu ödüllerin ilki Tuzla Tersanelerinde hayatını kaybeden işçilerin anısına ailelerine verilmeli çünkü, Tuzla’da işverenler işçi sağlığı ve işyeri güvenliği konusunun A harfini bile yerine getirmemişler. Orada çalışma ortamı tamamen işverenlerin vicdanına teslim edilmiş durumda. Öte yandan, Tersane patronları, taşeronlar aracılığı ile ölen ya da yaralanan işçilerin aileleriyle anlaşmaya çalışıyorlar. Ölen işçinin yakınına, ‘Mahkemeye gitmeyin size kan parası olarak 50- 60 milyar lira verelim’ diyerek dava açmalarını engelliyorlar ve olayın üstü örtülüyor. Bunun çok sayıda örneği var. Zorda kalıp anlaşanlar da var. Tersanelerde güvenlik olmadığı, riskli işlerin taşeronlar aracılığıyla sigortasız işçilere yaptırıldığı, ölenlerin de sigortasız olduğu, ölüm raporları değiştirilerek olayın örtbas edildiği, duyumları kulaktan kulağa dolaşırken ve işçiler, her ölenin ardından yürüyüş yapıp bu iddiaları gündeme getirip protesto ederken yetkisi olanların sessizliğe gömülmesi üzerine ölen emekçilerin onuru için bu ödülü onların ailelerine armağan ediyoruz.

Bu ödülün diğer paylaşımcısı ise, Yunanistan’da 6 Aralık’ta 15 yaşında bir gencin polis kurşunuyla öldürülmesine tepki veren gençler olmalıdır diye düşünmekteyim. Önce on binlerce ortaokul ve lise öğrencisi sokaklara dökülerek, karakol, valilik ve devlet dairelerine yürüdü. Öğrencilere müdahale edilince halkın tepkisiyle karşılaşması, sosyal patlama yorumlarına yol açtı. Ardından günler sürecek yeni yakıp yıkma ve yağmalama süreci başladı.

Başkentte parlamentoya yürüyen öğrenciler, ‘Katiller hükümeti utan, defol’ sloganı atıp güvenlik güçlerini portakal ve su şisesi yağmuruna tuttu. Emniyet Müdürlüğü önünde üç öğrenci giysilerini çıkarıp ön kapıya bırakırken, öğrenciler Atina-Pire tren yolunu da istila etti. Atina"da hızını yitirse de bu haklı mitingler, gençlerin her bireyin yaşam hakkını savunmak için emeğin paylaşımını topluma hissettirmeleri ve yaşam hakkının ne kadar değerli olduğunu günlerce sürecek bir emek mücadelesine dönüştürmeleri bakımından önemli buluyorum ve ödülü paylaştırıyorum.

Sonuç olarak yılın şu son günlerinde, varsaydığımız ödülleri gerçek sahiplerine dağıttığımızı düşünüyoruz. 2008 Özgürlük Dayanışma ve Emek ödüllerinin, gazetenin bir köşesinden yayımlanmasıyla; “savaş ve çatışma altında yaşayan, tıbbi yardım alamayan, acil ve temel sağlık ihtiyaçları görmezden gelinen, içinde bulundukları vahim durum fark edilmeyen, Global Mali krizin faturası ödetilmek istenen milyonlarca insanın ihtiyaç duyduğu ilgiye, bir kez daha dikkat çekilmesi hedefleniyor. İnsani çabaların dahi, yardım dağıtımının siyasileştirilmesi nedeniyle hedefine ulaşamadığı dünyamızda bu türde ödüllerin amacı, olsa olsa toplumda bir farkındalık oluşturmasıdır. 2009 "un kültürlerin mozaiği yılı olması dileklerimle, daha özgür günlere.