Futbolda heyecan başlıyor. 2010-2011 sezonu 1. hafta maçları 15 Ağustos 2010 Pazar günü başlıyor. Tüm maçların başlama saati

Futbolda heyecan başlıyor. 2010-2011 sezonu 1. hafta maçları 15 Ağustos 2010 Pazar günü başlıyor. Tüm maçların başlama saati ise dikkat ettiyseniz saat 13.30. Yani bu yaz koşullarında tüm kulüpleri ilk hafta maçlarında büyük bir çekişme ve futbolcuları da kondüsyon ve dayanıklılık testi bekliyor.
Dayanıklılık testinden kastım, futbolcuların ağır geçen yaz mevsiminin yüksek nemle birleşen dayanılmaz yakıcılığı. Futbol Federasyonu’na teklifimi hemen yazının başında söyleyeyim. Yaz ortasında saat 13.30’da maç oynatmak, futbolculara verilecek en büyük ceza olacaktır. Bu nedenle tüm liglerde futbol karşılaşmalarının saat 17.00’de başlatılmasını sağlamanız da çok yerinde olacaktır. (Bu önerim; “gece maçı oynatamayız” dersiniz diye teklif edilmiştir)
Son olarak bu haftalarda oynanan maçların, Almanya’da 16.30, Finlandiya ve Portekiz’de 18.30, İtalya’da ise 19.00’da başlatıldığını belirtelim.
SİESTA ÖNERİYORUM
Yurdumuzda aşırı sıcaklar etkili olurken, Ankara’da da etkisini gösteriyor. Hatta Ankara için İl Hıfzıssıha Kurulu tavsiyesi ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hamile ve kalp-böbrek yetmezliği ve tansiyon yüksekliği olan hastalar ile özürlü personel 3 gün ‘idari izinli’ sayıldı.
Buradan yetkililere yine sesleniyorum. Türkiye, bir Akdeniz ülkesi olarak Temmuz-Ağustos aylarında değişen iklim koşullarını da göz önünde bulundurarak siesta’ya geçmelidir.
İspanya, Portekiz, Kıbrıs, Malta, Yunanistan ve İtalya’da saat 14.00 ile 17.00 arasında dükkânları açık göremezsiniz. Ancak asıl üzerinde durulması gereken nokta, özellikle Akdeniz ülkelerinde, bir ‘hak’ olan, kimi ülkelerde 4 saate çıkan, kimilerinde de 4 saate çıkarılması için mücadele yürütülen siestanın tartışılmaz önemi ve zorunluluğu. Sadece Akdeniz de değil, bir diğer komşumuz İran’da da siesta olduğunu kaç kişi biliyor ki?
Kamu kuruluşlarında ise buna benzer bir uygulama yapılabilir ve Ankara örneğinde olduğu gibi öğle tatili süresi hiç olmazsa 2 saate çıkarılabilir.
TV’DE OKUL VE ÖĞRENCİ PROFİLİ
‘Lise Defteri’, ‘Kavak Yelleri’, ‘Arka Sıradakiler’, ‘Çakıl Taşları’ ve ‘Küçük Sırlar’... Okul ve öğrenci temalı diziler ekranda uzun zamandır iyi iş yapmakta. Ama bu dizilerin ‘rating’ alması, yanısıra önemli bir problemi de doğurmakta. Bir sezon, üç sezon oynayan diziler hangi amaca hizmet ediyorlar belli değil. Oyuncular çoğunda, okul sıralarında dirsek çürütmeyi çoktan bitirmiş yaşlardan seçildiğinden inandırıcılıkları ve ifadeleri yapay kalıyor. Zamanla senaryo tıkandığında ise tekrarlar başlıyor.
Elbette, bir de işin ‘toplum mühendisliği’ yanı var. Dizilerin çekildiği yani film platosu olarak kullanılan liseler ya da benzeri kurumların yöneticileri bile artık ekranda gördükleri tutarsız sanat yönetimlerine, (içi boşaltılan okul kavramına, anlamsız dekolte giysiler, sınıf arkadaşları arasındaki diyaloglar ve kötü sözler karşısında) dur deme ihtiyacı hissediyorlar. İstanbul Erkek Lisesi yönetimi de bu konuda bir dizinin çekimlerine dur diyenlerden.
Bu dizilerin içeriksizliği hakkında uzun zamandır söz ettiğimden konuyu yorumsuz geçiyorum.
CHP’Lİ ERDEM’E AKP KANCASI
Referanduma “evet” diyeceğini açıklayan CHP’li Eşref Erdem’e AKP’den çağrı. Referandumda “evet” oyu vereceğini açıklayan CHP’li Eşref Erdem’e “AKP’ye katıl” çağrısı. Referandumda “evet” oyu vereceğini açıklayan ve bu yüzden Merkez Disiplin Kurulu’na sevkedilen CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem’e AKP’den teklif geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Eşref Erdem’e “AKP’ye katıl” çağrısında bulundu. Erdem’in teklife ne yanıt verdiği öğrenilemedi. Parti Meclisi (PM) toplantısında Merkez Disiplin Kurulu’na sevkedilen Eşref Erdem’in CHP’den istifa edeceği kulislerde konuşuluyor.
Bence CHP yönetimi, Sayın Erdem’i Merkez Disiplin kuruluna vermeyip “biz demokratik bir partiyiz, tüm sorunları aramızda tartışarak hallederiz” diyebilseydi daha çok halk kazanacaktı. Bu arada referandumdan ne sonuç çıkarsa çıksın ama sonuçta halk kazansın, tek beklentim bu.