Asya ve Avrupa’nın, Ege Denizi ile birbirinden ayrıldığı benzersiz coğrafyada, binlerce yıllık tarihi zenginliği, kültürlerinde barındırdığı efsaneleri

Asya ve Avrupa’nın, Ege Denizi ile birbirinden ayrıldığı benzersiz coğrafyada, binlerce yıllık tarihi zenginliği, kültürlerinde barındırdığı efsaneleri ve mitolojik hikâyeleriyle Türkiye’nin nadide çekim merkezi Çanakkale….
Batı uygarlığının kültürel mirasını hiçbir şeye borçlu olmadığı kadar borçlu olduğu efsane şehir TROİA.
İşte bu denli önemli bir coğrafyada, yani dünya arkeoloji literatürünün önemli mekânı Çanakkale’de şimdi de; ‘1.Çanakkale Troia Film Festivali’ seyircilerini ve sanatseverleri ağırlamak için gün saymaya başladı.
15-19 Eylül 2010 tarihlerinde yeşil koylarıyla, billur sarısı kumsallarıyla geçmişten günümüze bu mirası, festival filmleriyle birlikte yaşamak istiyorsanız ya da bu cömertliğe ortak olmak ve başdöndürücü festival anıları yaşamak için yarışmaya filmlerinizle katılmak için süreç başladı bile.
Bu festival; son yıllarda sinemaya ve festivallerine artan yoğun ilgi ve kanımca bildik film festivallerinin birbirlerine benzerliğinden çok daha farklı olacak. Neden derseniz festivalin tüm ziyaretçileri, hem film izleyecekler hem de tarihin içinde canlı bir yolculuk yapma fırsatı yakalayacaklar. Şöyle ki; Troia, Neandria, Alexandria-Troas, Assos, Chryse, Dardanos, Lampsakos ve diğerleri, hepsi Avrupa yakasındaki Gelibolu Yarımadası ile Asya yakasındaki Biga Yarımadası çevresine bir inci gerdanlık gibi dizilivermişler. Hatırlatmadan geçmeyelim; Gelibolu’yu görmeden, Şehitlikleri ziyaret etmeden, Kaz Dağı’nı gezmeden, Assos’ta gün batımı izlemeden, görsel sanatlar festivalini görmeden, Truva’yı gezmeden, tahta ata çıkmadan, Bozcaada’da şaraplarını tatmadan, Gökçeada’nın koylarında dalış yapmadan festivali yaşadım diyemezsiniz. Binlerce yıllık tarihin içinden gelen boğazda hayat bulan lezzetli balıkları, yörenin kaliteli şaraplarını, boğazın güzelliğine karşı seyredeceğiniz filmleri kim tatmak istemez?
Çanakkale MÖ 3000’li yıllarda Troya’da başlıyor: Kral Athamas’ın çocukları Phryxus ve Helle, üvey anneleri tarafından evlerinden uzaklaştırılır, gerçek anneleri Bulut Tanrıçası Nephele tarafından gönderilen, uçabilen altın postlu bir koç üzerine bindirilirler. Prens ve prenses gökyüzünde koçun üzerinde uçarken, Prenses Helle suya düşer ve o günden sonra Boğaz, ‘Hellespont’ adını alır.
Bu gizemli boğazın suları zaman içerisinde tarifsiz aşklara ve aşıklara da tanıklık edecektir. Derler ki; Asya kıyısındaki Abydos ve Avrupa kıyısındaki Sestus, mitolojinin en hüzünlü aşkına sahne olmuştur. Leandros, Afrodit’in rahibelerinden Hero’ya aşık Abydos’lu yakışıklı bir gençtir. Her gece Hero’yu görmek için Abydos’tan Sestus’a yüzerek geçer. Bir gece kötü bir fırtına başlar ve Leandros asla Sestus’a ulaşamaz. Hero da, onun boğulduğunu düşünerek büyük bir acı ile kendisini denize atar. İki sevdalıyı boğazın kıyısında ayrılmamacasına bir mezara koyarlar ve denizin üstünü de çiçeklerle örterler.
Çanakkale için efsanelerin ardı arkası kesilmez. Bilir miydiniz? Mitolojiye göre Dünya’nın ilk güzellik yarışmasının anavatanı ve bu mirası doğal güzelliklerine işleyen tek şehir Çanakkale’dir. Eski çağlarda, Hellespont ve Dardanel olarak anılan boğazın iki yakasına yayılmış topraklara sahip Çanakkale, tarihinin ilk devirlerinden başlayarak sürekli iskan edilmiştir. İlk şehir medeniyeti MÖ 3000’de Troya’da kurulmuş 2500’e kadar devam etmiştir. Daha sonra Lidya, Pers, Bergama Krallığı, Roma, Bizans ve Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Kıyılarıyla Avrupa ve Asya’yı birleştiren Marmara ve Ege Denizi’ni birbirini bağlayan Çanakkale savaşlarının en kanlı muharebelerinin cereyan ettiği, çok sayıda şehitlik, anıt ve mezarlıkların bulunduğu Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Troya, Assos gibi eski uygarlık merkezlerinin beşiği olan kentimiz, şimdi yepyeni bir ilke imza atmaya hazırlanıyor.
İşte bu görsel şölenin adı, 1. Çanakkale Troia Film Festivali… Bir film festivali düşünün ki gerçekleşeceği yer Çanakkale olsun. İşte o film festivali gerçekleşeceği coğrafyanın kimliğindeki zenginliğe bürüneceği günü beklemeye başladı bile. 15-19 Eylül 2010 arasında Çanakkale tüm hazineleriyle ve doğal cömertliğiyle, tarihi zenginliği ve doğal güzellikleriyle; 1.Çanakkale Troia Film Festivali’nin heyecanını şimdiden kalbinde hissederek sizlere ev sahipliği yapmaya hazır.
Gelin efsaneleriyle ünlü bu büyülü şehri bu sefer de sinemanın büyüsü ile hep birlikte kucaklayalım. Sinemacılar için ise filmleriyle katılmak için başvuru çok kolay: (http://troiafilmfestivali.org)