İyiden iyiye bunaldık gene.

Kasıldık… Gerildik…

Karpuz gibi ha çatladı ha çatlayacak olduk.

Bir İdris Naim Şahin bile yetiyor sinirlerimizi boşaltmaya. (İlkbaş gülüp geçiyorduk oysa… “Tayyip Erdoğan iyi de İdris Naim kötü.” diye ciddi ciddi yazılar yazıyordu koca koca liberallerimiz.)

Oysa ne güzel başlamıştı her şey.

“Bakın görün, güzel şeyler olacak.” demişti Onbirinci Cumhurbaşkanı’mız.

Kürt açılımı gelmişti sonra.

Toplantılar toplantıları, paketler paketleri izlemişti.

Ne var ki…

Onbirinci Cumhurbaşkanı’mızın Norşin’e Norşin demesinden başka bir şey çıkmamıştı o paketlerden.

(Bu arada…

Birinci Cumhurbaşkanı’mızın da Nutuk’ta Norşin’e Norşin dediği ortaya çıkmıştı, iyi mi?..)

Açılımdan tek kârlı çıkansa AKP olmuştu.

Anayasa Referandumu’nda “Evet” cephesinin oylarını kendi doğal sınırlarının çok daha üstüne taşımış…

“Hayır” cephesini ise potansiyel sınırlarının bile çok altına itelemiş…

Sonra da bitirivermişti Açılım’ı.

(Bütün bu süreçlerde AKP’ye yardım ve yataklık yapan liberallerin düştükleri “O kadar güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım.” durumu ayrı bir yazı, ne yazısı roman konusu olur, o bile yetmez ama değmez.)

Sonrası malûm…

Kan, gözyaşı, çatışma, cesetler, cesetler, cesetler.

***

Bir de “Komşularla sıfır sorun” politikası vardı.

Ondan da umutlanmış…

Yıllardır unuttuğumuz Şenay’ın o unutulmaz şarkısını hatırlayıp “Bütün dünya buna inansa… Bir inansa… Hayat bayram olsa” olmuş…

Halısını kilimini ısrarla balkondan aşağı silken üst komşumuzla bile barışmayı hayal etmiştik.

Olmadı gene.

Arap Baharı’nın gelip Suriye’ye dayandığını gören varlıkları Amerikan varlığına emanet İslamcılar, durumdan vazife çıkarıp…

Suriye’ye emperyalist işgalde ön alabilmek için savaş baltalarını, tamtamlarını çıkardılar…

Halkları birbirine kırdırmak için çırpınıp duruyorlar.

***

İş başa düştü gene.

Kürt sorununun barışcıl çözümünün de, yurtta barış/dünyada barışın da…

Ancak ve ancak emekçilerin mücadelesiyle mümkün olacağı günlere geldik.

Bu Cumartesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde yani, sokaklarda olacağız.

İçerde Dışarda Savaşa, Suriye’ye Emperyalist Müdahaleye Hayır demek…

Halkların kardeşliğini haykırmak…

Tüm savaş karşıtlarının seslerini birleştirmek için alanlara çıkacağız.

Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Diyarbakır’da, Batman’da, Trabzon’da, Rize’de…

Sesimize katılacak her ses, omuz başımızda hissedeceğimiz her kol…

Yaşama, barışa, kardeşliğe yönelik umutlarımızı güçlendirecek.

***

Bu Cumartesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde yani…

Hatay’daki emek, meslek örgütlerinin, siyasi partilerin, savaş karşıtlarının hep birlikte oluşturduğu Suriye’de Emperyalist Müdahaleye Hayır Patformu’nun (hepimize örnek olsun) düzenleyeceği miting…

Hatay’dan yükselecek her çığlık…

Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenlere…

Dün “kardeşim” dediğini bugün sırtından hançerleyenlere…

İşbirlikçi taşeronlara verilecek bir cevap olacak.

Hepimiz için iyi olacak.