Emeğin bayramı 1 Mayıs hem bu topraklarda hem de dünyanın dört bir tarafında büyük coşkuyla kutlandı. Yeni Zelanda’dan İtalya’ya, Sri Lanka’dan Avustralya’ya, Kolombiya’dan Almanya’ya, Küba’dan Hindistan’a milyonlar ortak taleplerle alanlardaydı.

Neoliberal finans krizinin üstüne gelen pandemiyle birlikte daha da yoksullaşan kitleler, üzerlerindeki ölü toprağını attılar. Açlığa, yoksulluğa, savaşa, silahlanmaya, faşizme ‘hayır’ dediler.

Berlin’de, Karaçi’de, Tahran’da, Roma’da, Paris’te, Budapeşte’de, Londra’da, Barcelona’da ve başka kentlerde artan enerji ve gıda fiyatları, yüksek kiralar, açlık ve yoksulluk protesto edilirken bir diğer dikkat çeken slogan da barış oldu.

***

Ukrayna’daki savaş sadece bu ülke ve Rusya’dakilerin değil dünyadaki bütün emekçilerin meselesi. Egemenlerin çıkarttığı savaşın en büyük kaybedenleri işçiler, ezilenler, halklar oluyor. Silah endüstrisi, kapitalist tekeller kazanırken faturasını halklar ödüyor.

Tam da bu nedenle meydanların ana sloganlarından birisi “savaşa hayır”dı. Ukrayna’daki savaş durdurulmadan, barış olmadan kimseye huzur gelmeyecek.

Zorlu bir süreçten geçiliyor ne yazık ki. Nükleer savaş tehditlerinin havada uçuştuğu bu kaotik iklimde ufak bir çılgınlığın yeni bir dünya savaşının fitilini ateşleyebileceği bir felaketin kıyısındayız.

***

Emperyalist paylaşım savaşları nüksetmiş durumda. Bugün Ukrayna’da yaşanan yarın yer kürenin bir başka noktasında baş gösterebilir. Kandan, sömürüden, savaşlardan beslenen kapitalist-emperyalist sistemin çarkı çatışmalar, krizlerle dönüyor.

Tam da bu nedenle yoksulluğa, savaşlara, faşizme karşı dünyanın tüm "lanetliler"inin birleşmekten başka çaresi bulunmuyor. Karl Marx ve Friedrich Engels’in yaklaşık iki yüzyıl önce Komünist Manifesto’da yazdığı, Marx’ın Londra’daki anıt mezarına da nakşedildiği gibi dünyadaki bütün işçilerin birleşmekten başka çaresi yok. Evet, “Proletarier aller Länder, vereinigt euch!” yani "Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!"

ANGLO-SAKSON EMPERYALİZMİ VE II. DÜNYA SAVAŞI YASASI

Halklar barış isterken emperyalist güç odakları savaşın derinleşmesi, yayılması için her yol başvuruyor. Amerikan daha doğrusu Anglo-Sakson emperyalizminin savaşı bitirme niyeti yok. Biden yönetimi son olarak II. Dünya Savaşı dönemi yasasını da devreye soktu. Temsilciler Meclisi’nden geçirilen “Ödünç Verme ve Kiralama Yasası" ile Kiev’e silah ve askeri teçhizat gönderilmesin önündeki tüm bürokratik engeller kaldırılmış oldu.

Savaş çığırtkanı Kongre üyeleri tasarının, tıpkı 80 yıl önce olduğu gibi, ABD şirketlerine bürokratik engelleri aşmak zorunda kalmadan müttefik ve ortak ülkelere hızlı bir şekilde ikmal yapılması imkânını vererek sistemin işlemesini istiyor.

Bu yasa, Ukrayna’nın yanı sıra Polonya ve diğer doğu Avrupa ülkeleri için de uygulanabilecek. Bir taraftan da Washington-Londra cephesi savaşın Rusya topraklarına yayılması için açık planlar yapmaktan kaçınmıyorlar.

***

Adeta bir savaş platosu kurulmuş gibi her gün bir Amerikalı yetkili, siyasetçi, sanatçı Ukrayna topraklarında boy gösteriyor. Sırtı sıvazlanan Zelenski üzerinden Rusya ile bir hesaplaşma görülüyor.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi bir grup Kongre üyesiyle birlikte hafta sonunda Kiev’de Zelenski’yle görüştü. Pelosi, Kiev’e giden heyetin dünyaya net bir mesajı olduğunu kaydetti. Pelosi’den önce ise Birleşmiş Milletler’in (BM) İyi Niyet Elçisi olan Holywood yıldızı Angelina Jolie Lviv kentinde boy gösterdi. Siren sesleri altında sığınağa koşarken yayımlanan görüntüler nasıl bir şovun çevrildiğini gösterdi.

Birkaç gün önce de Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Llyod Austin, Kiev’e gitmişti.

***

Ukrayna-Rusya savaşı aynı zamanda ABD/Batı-Rusya savaşıdır. Rusya savaşın tarafı, ABD ise açık bir "vekâlet savaşı" yürütüyor. Askeri, siyasi, mali her türlü destek veriliyor. Kademeli olarak zamana yayılan yaptırımlarla adım adım planlı bir savaş sürdürülüyor.

Tam da bu ‘vekâlet savaşı’ nedeniyledir ki, savaşın bitirilmesi artık ne Zelesnki’nin ne de Kiev’in elinde. Kontrol tamamen Londra-Washington ittifakında. Zelesnki’nin bu iki emperyalist güç merkezinden bağımsız karar almasının imkânı kalmadı.

Rusya da Batı ile hesaplaşmasını kendi toprakları yerine Ukrayna sahasında sürdürdüğünden süreci ağırdan alıyor. Haliyle bedeli ödeyenler küresel bir hesaplaşmanın öznesi yapılan Ukraynalılara oluyor.