1 Mayıs, Samanpazarı olaylarından değil 8 saatlik işgünü mücadelesinden doğdu. 1 Mayıs 1886 günü ABD’de 10’dan fazla kentte 350 bin dolayında işçinin katıldığı gösteriler yapıldı. Chicago’da ise 80 bin kişi katıldı.

1 Mayıs yanlışları

Dün 1 Mayıs’tı, işçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüydü. Yazı 1 Mayıs kutlamaları öncesi kaleme alındı. Bu yazı 1 Mayıs kutlamaları konusundaki tartışmalara ilişkin değil 1 Mayıs’ın tarihsel kökenine ait hatalı iddialara ilişkindir.

Bu 1 Mayıs öncesinde 1 Mayıs’ın tarihine ilişkin yazılan yeni yanlışlar yeni bir düzeltme yazısı yazmama neden oldu. 1 Mayıs’ın tarihsel köklerini Şikago Samanpazarı olayları (1886) ile başlatan hatalı iddialar üstüne daha önce çeşitli yazılar yazdım. Bu yıl 1 Mayıs’ın tarihine ilişkin yeni hatalı iddialar yazıldı ve dolaşıma girdi. Sosyal medyanın hatalı bilgileri hızla yaygınlaştırması nedeniyle bu iddiaları düzeltmek gerekiyor. Yoksa hatalı bilgiler bir süre sonra doğru kabul ediliyor.

Emek tarihi yazınında yaygın ve düzeltmelere rağmen direnen hatalı bilgiler çoktur. Bunlardan en bilineni 1871’de İstanbul’da kurulan Am(e)leperver Cemiyeti’nin ilk işçi örgütü olduğu iddiasıdır. Lütfi Erişçi’nin bir değerlendirmesinden hareketle bu cemiyet yıllarca ilk işçi örgütü/sendikası kabul edildi. On yıllar önce Am(e)leperver Cemiyeti’nin bir hayırsever cemiyeti olduğu ortaya konsa da “ilk işçi örgütü” iddiası yazıldı, çizildi. Giderek azalsa da bu iddiaya hâlâ rastlanıyor maalesef.

Bir başka iddia ilk toplu iş sözleşmesinin 1766 yılında Kütahya’da imzalandığına ilişkindir. Böyle olmadığı ortaya konulmuş olmasına rağmen bu anakronik iddia da halen dile getirilmeye devam ediliyor. Dolayısıyla hatalı bilgilerin üzerine zamanında gitmek önemli. Kuşkusuz tarih yeni kaynaklarla yeniden yazılır. Bu nedenle iddialar konusunda, özellikle de “tarihte ilk” iddiaları konusunda ihtiyatlı olmakta yarar var. Şimdi gelelim bu yıl sayıları artan 1 Mayıs’a ilişkin hatalı değerlendirmelere.

1 MAYIS SAMANPAZARI OLAYLARINDAN MI DOĞDU?

1 Mayıs’ın tarihsel kökeni ve nasıl doğduğuna ilişkin en yaygın iddia 1886 Şikago Samanpazarı olaylarıdır. 1 Mayıs’la ilgili yazı ve konuşmalarda Samanpazarı olayları adeta bir başlangıç olarak kabul edilir. Açık veya örtülü biçimde Samanpazarı olayları 1 Mayıs’ın doğuşu olarak kabul edilir.

Bu konuda Türkçede ilk çalışma Yıldırım Koç tarafından yapılmıştı (1995). Ardından 2004 yılında Zafer Aydın ile ayrıntılı bir yazı hazırladık (Cumhuriyet, 1 Mayıs 2004). Daha sonra BirGün’de bu konuyu yazdım. Ancak 1 Mayıs’ın kökenine ilişkin hatalı değerlendirmelerin halen devam ettiği gözlenmektedir.
1 Mayıs, Samanpazarı olaylarından değil 8 saatlik işgünü mücadelesinden doğdu. ABD’de sendikalar 8 saatlik işgünü talebiyle 1 Mayıs 1886 tarihinde ülke çapında grevler ve gösteriler düzenleme kararı aldı. 1 Mayıs 1886 günü ABD’de 10’dan fazla kentte 350 bin dolayında işçinin katıldığı gösteriler yapıldı. Chicago’daki 1 Mayıs gösterilerine ise 80 bin kişi katıldı. Ülke tarihinin o güne değin en büyük işçi gösterisi Chicago 1 Mayıs 1886 gösterisi olmuştu. 1 Mayıs geleneği bu gösterilerden doğmuştur.

Ancak 1 Mayıs ile ilgili pek çok kaynak, 3-4 Mayıs 1886’da Chicago Samanpazarı’nda yaşanan olayları 1 Mayıs geleneğinin doğuşu olarak kabul etmektedir. Bu hatalı bir değerlendirmedir. Samanpazarı olaylarının doğrudan 1 Mayıs ile bağlantısı yoktur. 3 Mayıs 1886 günü Chicago’da kurulu International Mc Cormick Harvester fabrikasında, anarşist sendikacıların öncülük ettiği grevi işveren grev kırıcıları kullanarak kırmak istedi. Grevcilerin üzerine polis tarafından açılan ateş sonucunda 4 işçi öldü. 4 Mayıs 1886 günü yapılan protesto gösterisi polis tarafından dağıtılmak istenirken kimin tarafından atıldığı belirlenemeyen bir bomba, polis şefinin ölmesine ve çok sayıda polisin yaralanmasına yol açtı. Polisin göstericiler üzerine açtığı ateş neticesinde ise yaklaşık 10 kişi öldü, 50 kişi ise yaralandı. Bu olayların sonucunda tutuklanan sendikacılar düzmece delillerle idama mahkûm edildi, bunlardan dördü idam edildi. 3–4 Mayıs 1886 Chicago olayları şüphesiz emek tarihi açısından özel bir yere sahiptir ve bu olaylarda yaşamını yitiren emekçilerin ve idam edilen işçi önderlerinin unutulmaması ve anılarının yaşatılması “eşitlik ve özgürlük” için mücadele edenlerin boynunun borcudur. Ancak 1 Mayıs’ın kökeni ve başlangıcı Samanpazarı olayları değildir.

Amerikan Emek Federasyonu (AFL) 1888 Aralık ayında yaptığı kongrede 8 saatlik işgünü için bir kampanya başlatma kararı aldı. Kampanya 1 Mayıs 1890’da bir genel grevle tamamlanacaktı. Ancak bu kampanya istenen sonucu vermedi. Temmuz 1889’da Paris’te toplanan 2. Enternasyonal Kongresi, AFL’nin kararına atıfta bulunarak 1 Mayıs 1890’da bütün dünyada 8 saatlik işgünü için uluslararası gösteriler düzenlenmesi kararını benimsendi. İkinci Enternasyonal’in 1 Mayıs için aldığı karar sekiz saatlik işgünü ile ilgilidir ve AFL’nin kararına atıf yapmaktadır. Chicago Samanpazarı olaylarına ise en küçük bir atıf yoktur.

1923’TE YASAL OLARAK BAYRAM MI İLAN EDİLDİ?

Bu yıl dolaşıma giren iddialardan bir diğeri 1 Mayıs’ın 1923 yılında yasal olarak bayram ilan edildiğidir: (https://www.dogrulukpayi.com/zaman-tuneli/dunden-bugune-turkiye-de-1-mayis) Bu ciddi bir hatadır. Türkiye'de 1923 yılında 1 Mayıs’ın yasal olarak bayram ilan edilmesine yönelik bir düzenleme yoktur. Bu hatalı ve dikkatsiz bir değerlendirmenin sonucudur. 1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde 1 Mayıs’ın Türkiye İşçileri Bayramı olması benimsendi. Ancak İzmir İktisat Kongresi bir yasama organı değildi. Burada tavsiye niteliğinde bir karar alındı.

1923'te 1 Mayıs yasal olarak bayram ilan edilmedi. Sadece İzmir İktisat Kongresi’nde 1 Mayıs'ın işçi bayramı olması yönünde bir tavsiye kararı alındı. Ancak İzmir İktisat Kongresinde 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanmasına yönelik bir karar alınmasına karşın bu karar uygulanmamıştır. Kimi kaynaklarda 1925 yılında 1 Mayıs gününün “bahar bayramı” olarak ilan edildiği belirtilse de 1 Mayıs 1935 yılında çıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun ile Bahar Bayramı olarak kabul edilmiştir. Ancak bu genel tatil gününde, diğer genel tatil günlerinde olduğu gibi çalışanlara ücret ödenmeyecekti. 1951 yılında çıkarılan bir kanunla işçilere genel tatil günü olan 1 Mayıs’ta yarım günlük ücret ödenmesi 1956 yılında ise tam gün ücret ödenmesi kabul edildi.

1 MAYIS 1977 KATLİAMI’NDA KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?

1 Mayıs 1977 katliamında kaç kişi öldüğü iddiası 1 Mayıs tarihinin bir diğer tartışmalı alanıdır. Herkes bu konuda farklı bir sayı telaffuz etmektedir. Kimilerine göre 34, kimilerine göre 35, kimilerine göreyse 36 veya 37 kişi ölmüştü. 1 Mayıs 1977 katliamında gerçek ölü sayısı konusunda kimse söylediği rakamdan emin olmasa da bir rakam verilmesi gerekiyordu ve ortaya çıkan bilanço birbirini tutmayan rakamlardan ibaretti. DİSK Genel Sekreter Yardımcısı Fahrettin Engin Erdoğan’ın yaptığı titiz çalışma sonucunda 1 Mayıs 1977 katliamında en az 41 kişinin öldürüldüğü ortaya çıktı. Bu çalışmada DİSK’in listesi ile 1 Mayıs 1977 iddianamesinin karşılaştırılması sonucunda ölenlerin sayısının en az 41 olduğu görülüyor. Bu konuda ayrıntılı bilgilere DİSK Tarihi 2 Cilt (1975-1980) adlı kitapta ulaşılabilir.

Tarih yazımı ciddi iştir, titiz iştir. Titiz olmak lazım. Dikkatsiz bir yazım yıllarca düzeltilemeyen ve yaygınlaşan hatalara yol açıyor.

***

KARŞILAŞAMAYACAĞIMIZ ARKADAŞLARA!

1 Mayıs 2022’yi biraz buruk kutluyoruz. Emeğin hakları ve daha iyi bir dünya mücadelesinde yan yana olduğumuz pek çok arkadaşımız bu 1 Mayıs’ta aramızda olamayacak. Hapisteler. Son olarak Gezi davasındaki hukuksuz tutuklamalarla birlikte pek çok hak savunucusu bu 1 Mayıs’ı hapishanede geçiriyor. Bu vesileyle sevgili arkadaşlarım Bircan Yorulmaz, Can Atalay, Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Osman Kavala başta olmak üzere hak savunucusu mahpusların 1 Mayıs’ını kutluyorum. 1 Mayıs 2023’ü birlikte ve Taksim’de kutlamak dileğiyle.