Son günlerin meşhur kelimesi: Oligark. Malum, savaş nedeniyle Rus oligarkları da sürekli gündemdeler. Perşembe günkü BirGün manşeti ise çarpıcıydı: “Oligarklar iktidarı!” Çünkü AKP iktidarında 45 milyonu aşkın yurttaş yoksulluk yaşıyor. AKP’yle birlikte en yüksek gelire sahip imtiyazlı yüzde 1’lik kesim, Saray oligarkları, tüm ülkenin toplam gelirinin yüzde 23’ünü kasasına koyuyor.

Yıllar önce “AKP artık bir oligark!” demiş ve sormuştum: Söylenişinden ötürü amma tuhaf değil mi? Karga sesi gibi bir isim. Oligark, “oligarşi mensubu” demek. Peki, oligarşi ne demek? Şöyle bir slogan atayım, anlarsınız: “Oligarşi, iktidarda! Bir avuç zorba!” Oligark deyince, yani son hecesi “gark”ı telaffuz edince, zaten boğazınız sıkılmış gibi olmuyor musunuz? Hah işte, oligark da işte böyle yapandır, boğazımızı sıkandır. Oligarklar “gark, gark” diye tepemizde dolaşan ak kargalardır.


Putin de tek adamdır ama oligarkları sayesinde öyledir, 1 + oligarşidir. Oligarklar da Putin sayesinde garklayabilmektedir. Türkiye’nin en meşhur oligarkları ise Saraylı müteahhitlerdir. AKP ilk yıllarda oligarşinin (müesses nizamın) has partisi olmak için kendini öne attı. Şimdi müesses nizamı yeniden dizayn ederek oligarklar partisi haline geldi.

Kılıçdaroğlu’nu epey eleştiririz, ama yeri geldiğinde hakkını vermek de lazım. Geçenlerde sosyal medya üzerinden “Sarayın oligarkları, uykularınız kaçıyor değil mi?” derken güzel konuşmuştu. Şöyle diyordu:

“Eyy 5’li çete. Siz Putin’in oligarkları için kurduğu sistemin Türkiye’deki kopyalarısınız. Saraydaki şahıs Putin’den ne öğrendiyse, sizinle de onu uygulamak istiyor. Gittiniz İngiltere’den mahalleler satın aldınız. Villalar satın aldınız. Bankalar kurdunuz. Oralarda paranızın güvende olacağını mı zannediyorsunuz? Bakın Putin’in oligarklarına ne oldu? Rusya’dan kaçırdıkları paraları söke söke alıyorlar. Batı, Rus oligarkların mal varlıklarını hedef alan özel birim kurdu. Teker teker avlıyorlar. Aslında kimin parası o? Rus halkının sevgili halkım, Rus halkının parası... Eyy yerel oligarklar, size mi yedirecekler zannediyorsunuz? Halkın parasını çaldınız, çaldığınız parayı da Batılı, ‘nasıl yeriz’ diye tetikte bekliyor. Sizi izliyor. Size de huzur yok. Size de uyku yok. İbret-i âlem olacaksınız siz de... Ama benim asıl derdim, siz de değilsiniz aslında. Benim derdim kaçırdığınız bu halkın parasıdır. O parayı ait oldukları topraklara, yani bu güzel ülkemize geri kazandıracağız. Sizin gözünüzün yaşına bakan namerttir.”

Kılıçdaroğlu oligarkları “Batı” ile korkutuyor. Ve dahası oligarşinin ancak halkın demokratik mücadelesiyle dize getirileceğini es geçiyor. Ve şunu da es geçiyor: Oligarklar kargaysa Batı emperyalizmi de tilkidir. Ama La Fontaine masalındaki karga ile tilki gibi değildir. Şimdinin emperyalist tilkileri yerel oligark kargaların ağzındaki peyniri garklatarak, gırtlaklayarak kapıyor. Yoksa Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da, “uluslararası sistemin ciddi bir reforma tabi tutulması gerekiyor” derken böyle bir “endişe” mi ifade ediyordu?

“Gak guk gark” sesleri arasında dünyada ve Türkiye’de bir kargaşadır sürüp gidiyor. AKP bu kargaşada son çare diye iktidarını yeni seçim kanunuyla korumak için çabalıyor. Buna siyasi mühendislik demek de doğru değil, siyasi müteahhitlik peşindeler. Çünkü fıtratlarında bilime ihtiyaç duyan mühendislik değil sadece müteahhitlik var. Dedim de aklıma geldi: AKP Genel Başkanının, 1991 yılında Refah Partisi’nden İstanbul milletvekili seçildiği (fakat 11 gün taşıyabildiği mazbatasının daha sonra “tercihli oy sistemi” nedeniyle iptal edildiği) aday tanıtımı kitapçığında mesleği olarak ne yazılmıştı? Müteahhit!

AKP’nin siyaset müteahhitleri plan ve projeyi sadece para kazanmak bakımından bilirler, böyle oligark olmuşlardır. 20 yıldır bunu öğrendik. Siyasi alanda da plan ve proje filan yerine epey kumpas ve tezgâh ustasıdırlar. Başkanlık rejimi deyince, oligark yaratmak ve siyasi İslam dışında hiçbir projeleri olmadığını da gördük. Devleti düpedüz el yordamıyla yönetiyorlar. Son seçim kanunuyla da, her ihalenin kazananı beşli oligarklar gibi başta cemaatler ve sokak güçleri de seçim ihalesinin müteahhitleri olacaktır. Yap İşlet Devret! Ama siyasi İslam müteahhitliği devretmiyor, devleti bile devralıyor!

Oligarkları “Batı” ile korkutmak, karga ile tilki oyunu oynamak işe yaramaz; vahşi kapitalizmin oligark müteahhitlerine paydos diyen emekçilerin kendi projeleriyle ve kendi elleriyle yeni bir ülke inşası için seferberlik şarttır. Çünkü çözüm eksi 1 ve eksi oligarşidir.