10 Ekim Katliamı’nın firari sanıklarının yargılandığı davada avukatlar, delil karartıldığı için Gaziantep Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Firari Balı’nın Hayır ve Ensar Derneği üyeliğinin İstanbul Valiliği’ne sorulmasına karar verildi.

10 Ekim davasının 5’inci duruşması görüldü: IŞİD emiri sorulacak

BURCU CANSU

Ankara’da 10 Ekim 2015’te Ankara’da DİSK, KESK, TTB, TMMOB tarafından yapılması planlanan mitingin hemen öncesinde IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırıda 100’den fazla yurttaşın yaşamını yitirmesine ilişkin 16 firari sanık ve tutuklu Erman Ekici hakkında açılan dava dün görüldü. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 5’inci duruşmada söz alan avukatlar, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma ve delil karartma nedeniyle Antep Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Savcılık ise talebin reddini istedi.

Katliamın planlayıcılarından IŞİD yöneticisi sanık Erman Ekici, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.


FİRARİ SANIKLAR KAMPLARDA ÇIKTI

Mahkeme Başkanı, dava dosyasına giren kritik evrakları okudu. Katliamın planlayıcısı olan Balı ve örgütün diğer 3 üyesinin yurt dışındaki kamplarda olduğunun tespit edildiği belirtildi. Mustafa Delibaşlar’ın SDG, Fadile Delibaşlar’ın Roj, Cebrail Kaya’nın SDG, İlhami Balı’nın adı bildirilmeyen bir kampta yer aldığı kaydedildi.

Dosyaya gelen belgelerle ilgili söz alan Avukat Eylem Sarıoğlu, şunları söyledi: “Sanıkların burada olmama gerekçesi kamunun sorumluluğudur. Kamplarda olduğu belirtilen bu sanıkların buraya getirilmesi çok önemli. Bu sanıklar sıradan bir terör örgütü üyesi değildir. SDG kampında olduğuna yönelik belge sunulan Mustafa Delibaşlar’ın öldüğüne yönelik beyanların gerçeği yansıtmadığını gördük. UYAP’a bakılsa terör örgütü üyesi olduğu görülürdü. SDG kampında olduğu açığa çıkan Cebrail Kaya’ya geçecek olursak da emniyetin hiçbir şey yapmadığını görüyoruz.”

İDDİANAME DOĞRU BELİRLENMELİ

Dava avukatlarından Gamze Gökoğlu da şunları kaydetti: “2015’te Yunus Emre Alagöz, kardeşi ile görüşerek son görüşmeleri olduğunu söylüyor. Sonrasında da Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da patlamalar yaşanıyor. Fakat iddianamede Adıyaman’da örgütlenen bu isimlere yönelik bilgi yer almıyor. Adıyaman dosyasına gizlilik kararı geliyor. İddianamede sanıkların pozisyonları tam olarak belirtilmiyor. Ömer Deniz Dündar’ın canlı bomba yeleğinde de parmak izi çıkıyor. İddianamede yer alan pozisyonları doğrultusunda yakalananlara baktığımızda etkin pişmanlıktan yararlanarak salındıklarını gördük.”
Avukat Gülşah Kaya ise şunlara dikkat çekti: “İlhami Balı’nın yeri hâlâ söylenmiyor. Neden gizlendiğine yönelik tahminimiz var. Kulisten de yazı geldi. Jandarma eri ile bir kaçakçının tape kayıtları gelmiş. Türk askerine sıkılıp sıkılmayacağına yönelik İlhami Balı’nın emir verdiği de biliniyor. Türkiye’nin IŞİD’e silahlar verdiği biliniyor. İlhami Balı’nın yeri biliniyor ama yakalanmıyor.”

Avukat Senem Doğanoğlu da “Ek iddianame düzenlenmelidir. Kadınlar da gelmeye başladı. Tanık olarak dinlendiler kuşkusuz ki sanık olmaları gerekiyordu” dedi.

Sanıkların bilindiği halde yakalanmadığının altını çizen Avukat İlke Işık, “Antep Emniyeti’nin yaptığı suçtur. Artık işlenen bu suça müsamaha gösterilmemelidir. Bilgi belge verilmiyor” diye konuştu.

Sanık Erman Ekici, savunmasında Suriye’de olduğuna ilişkin ve Ebu Talha kod isimli kişinin kendisi olduğuna yönelik tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü.

SAVCILIK TALEPLERİN REDDİNİ İSTEDİ

Savcı, Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü hakkındaki suç duyurusu talebinin reddini istedi.

Ara kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Selfet Giray, firari sanıklar hakkındaki yakalama ve tutuklama kararlarının devamına, kampta olduğu tespit edilen sanıklar için yeniden müzekkere yazılmasına, firari sanık İlhami Balı’nın Hayır ve Ensar Derneği üyesi olup olmadığının İstanbul Valiliği’ne sorulmasına, İNTERPOL aracılığıyla aranması için Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkere cevaplarının beklenmesine, sanık Ekici’nin tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Dava avukatları ise kampta olduğu belirlenen firari sanıkların Türkiye’ye getirilmesi ve iadesi ile ilgili ne işlem yapıldığının sorulması talebi yerine sadece akıbetleri ile ilgili yazı yazılmasını eleştirdi. Dava 21 Eylül’e ertelendi.

***

AİLELERİ SALONA ALMAK İSTEMEDİLER

Katliamda yaşamını yitirenlerin bazı yakınları duruşma salonuna alınmak istemedi. Avukatların görüşmesi sonucu aileler salona alındı.
Duruşmanın ardından Ankara Adliyesi’nin önünde yapılan açıklamada konuşan Avukat Eylem Sarıoğlu, şunları söyledi: “Özellikle Balı’nın Türkiye’ye getirilmesi için mahkemeden adım atmasını ve yargılama iradesini ortaya koymasını istedik. Maalesef talebimiz bu aşamada karşılık bulamadı. Bu dosyanın göstermelik olmadığını ve sorumluları ortaya tıkandığını ifade ediyoruz.”

***

ANA DAVADA NE OLMUŞTU?

Katliamla ilgili görülen ana davada karar 3 Ağustos 2018'de çıkmış, sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç, 'anayasal düzeni ihlal' suçundan 1'er, '100 kişiyi kasten öldürme' suçundan da 100'er kez olmak üzere toplam 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı. Ayrıca bu sanıklar 20'si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 10 bin 557'şer kez hapisle cezalandırılmıştı. Mahkeme, sanıklardan bazılarına da terör örgütü yöneticiliği ve terör örgütü üyeliği suçlarından ceza vermişti. Firari sanıklar İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur'un dosyaları ayrılmış ve bu sanıkların yargılanmasına daha sonra başlanmıştı.