Hafta sonu TTB Genel Yönetim Kurulu toplantısı vardı Diyarbakır’da.
Cumartesi, biz toplantıdayken Silvan’da, Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı devam ediyor…
Yıllardır “28 Şubat’ta Sincan’da tankları yürüttüler, çok mağdur olduk” diye ağlaşanlar şehirleri tanklarla, toplarla yıkıyorlardı.
Hem bölgedeki tabip odaları, hekimlerle dayanışma, hem de olan biteni birinci elden dinlemek için gittik Diyarbakır’a.
AKrep’ler, TOMA’lar, tanklar, toplar…
Keskin nişancılar, roketler, mermiler…
Genç, ihtiyar, çocuk, kadın, erkek demeden yapılan katliamlar…
Günlerce süren sokağa çıkma yasakları.
Bırakın Orta Çağı, İlk Çağ’daki savaşlarda bile ölüleri toplamak için ateşkes ilan edilir günün sonunda.
Ölülerin gömülmesine dahi izin vermeyen bir vandallık.
Hastanelere gaz bombaları, mermilerle saldırılar…
Hekimlerin, sağlık çalışanlarının kafalarına silah dayamalar…
Ambulans taramalar.
Sağlıkçılar savaşın hem birinci elden tanığı oluyorlar, hem de mağdurları.

•••

Savaş koşullarında mesleklerini yapmaya çalışan hekimlerin anlattıklarını dinlerken, bir yandan da, bugünlere nasıl geldik, diye düşündüm.
Sahi, nasıl da çocuklar gibi şendik 8 Haziran sabahı.
HDP barajı aşmış, AKP tek başına iktidar olamamış, yıllardır her gün en az dört kere öfke nöbetlerine maruz kaldığımız Saraylı günlerce Saray’ından çıkamamıştı.
Moral ve politik üstünlük muhalefete geçmişti.
Aslında sadece 8 Haziran sabahı değil, seçim öncesinde de gayet yüksekti moralimiz.
Yenilmez armadalık efsanesi Haziran İsyanıyla tuz buz olan AKP’nin bu kez seçimi kazanamayacağı ihtimali hepimizi heyecanlandırmıştı.
Kürt Hareketi’nin bütün gücüyle AKP karşıtı blokta yer alması eski dengeleri değiştirmişti.
HDP’nin “Seni Başkan Yaptırmayacağız!” sloganı HDP’yi hızla aşmış…
HDP’li olsun olmasın, HDP’ye oy vermeyi düşünsün düşünmesin bütün AKP muhaliflerini ortak bir hedefte birleştirmişti.
Ve fakat tabiatın olduğu gibi siyasetin de boşluk kaldırmadığını bir kez daha gösterdi hayat.
Halkın AKP’den kurtulmak için 7 Haziran’da gösterdiği iradeye sahip çıkılamadı.
Kazanılan o kadar milletvekiliyle, bu topraklarda savaş koşullarında dahi açık olan Meclis’in aylarca kapalı tutulmasına bile engel olunamadı.
Saray’ın inisiyatifi tekrar ele geçirmesi engellenemedi.

•••

Seçimlere topu topu yirmi yedi gün kaldı.
Nefesimizi tutmuş, AKP’nin tek başına iktidar olup olamayacağını gösteren kamuoyu yoklamalarını takip etmek ve tahminlerde bulunmakla geçiyor günlerimiz.
Hâlâ daha dilimizden düşmese de “Seni Başkan Yaptırmayacağız!” sloganı eskidi.
(Başkan olamayacağını kendisi de gördü. Tek başına AKP, olmazsa da her koşulda AKP’li bir iktidarı dayatıyor şimdilerde.)
Seni İktidar Yaptırmayacağız!..
Sana İktidar Yüzü Göstermeyeceğiz!..
Saray’ın Saltanatını Yıkacağız!..
Bütün AKP karşıtlarını aynı potada birleştirecek, heyecanlandıracak, umut verecek yeni bir slogan ise yok ortada.
Bir büyük boşluğun içindeyiz.

•••

Bu sefer çok iyi bir zamanlama yaptı DİSK, KESK, TMMOB, TTB.
Cumartesi günü Ankara’da Emek, Barış, Demokrasi Mitingi var.
Tabii ki barış, tabii ki ateşkes, tabii ki silahların susmasını konuşacağız da…
Ne kadar yakıcı, ne kadar acil olursa olsun bugünün asıl ihtiyacına cevap vermiyor.
Sendikaları, meslek örgütleri, dernekleri, platformları, CHP’si, HDP’si, Haziran Hareketi…
Seçime üç hafta kala bütün AKP karşıtlarının buluştuğu dev bir gösteriye dönüştürebilmeli…
AKP’nin bu son çırpınışının da fayda etmeyeceğini, 1 Kasım sonrasında nihai olarak yıkılacağını dosta, düşmana gösterebilmeliyiz.
Var gücümüzle…
Hep birlikte!.