Ankara’da 10 Ekim Gar Katliamı davasında, mahkemenin İçişleri Bakanlığı ve diğer kamu kurumları hakkında "hizmet kusuru yok" kararı vermesine tepki gösteren 10 Ekim aileleri, AYM'ye başvuracaklarını açıkladı.

10 Ekim Katliamı davası: Danıştay'ın 'hizmet kusuru yok' kararı AYM'ye taşınacak

IŞİD’in Ankara’da Tren Garı’nda düzenlediği bombalı saldırıya ilişkin Danıştay’ın kamu kurumları hakkında "hizmet kusuru yok" kararı vermesine tepki gösteren 10 Ekim aileleri, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıkladı.

Karara tepki gösteren Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), 10 Ekim Barış Derneği (10 Ekim-Der) ve 10 Ekim Ankara Gar Katliamı avukatları, KESK Genel Merkezi’nde basın açıklaması düzenledi.

Dava sürecinin aileleri yıprattığını ve başından bu yana bir aklama çabası söz konusu olduğunu belirten 10 Ekim-Der Başkanı Mehtap Sakinci, “Bugün idari yargıdaki davaların ne kadar can yakıcı sonuçlar yarattığını anlattık. Dava süreçleri çok uzun sürdü. Terör mağdurları yasasından bizler yararlandırılmadık. Yasaya göre 60 gün içinde başvuru yapmak zorunda bırakıldık. Katliamın hemen ardından müjde gibi açıklama yapıp ailelere çok büyük paralar verileceğini söylendi. Dönemin başbakanı 28 bin TL’yi böyle duyurdu. Bu süreçler aileleri çok yıprattı. Davaların peşini bırakmadık. Ama bugün tüm taleplerimiz yok sayılmış durumda. Kamu kurumlarının hizmet kusuru yok kararı verildi. Amaç da buydu zaten. Başından bu yana bir aklama çabası söz konusu. Biz ayrımcılığa maruz kaldık. AYM’ye başvuracağız. Geldiğimiz noktada mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

"KARAR KABUL EDİLEMEZ"

Mahkemelerin kamu kurumlarının “hizmet kusurunun olmadığı” kabulüyle davaları “sosyal risk” ilkesi kapsamında değerlendirerek tazminat kararları verdiğine vurgu yapan Köksal, “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu geçtiğimiz hafta tebliğ edilmeye başlayan kararıyla bizce hukuken ve vicdanen kabul edilemeyecek bir karara imza atmıştır “diye konuştu.

Yetkililer tarafından gerekli kurumlara ‘canlı bomba patlatma’ şeklinde eylem olabileceği uyarısında bulunulduğunu aktaran Köksal, “Danıştay İdare Davalar Genel Kurulu özetle; 'Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığının 14/09/2015 tarih ve 46477 EBYS sayılı Ankara ve 47 İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüklerine gönderildikleri anlaşılan DEAŞ’ın ülkemize yönelik uluslararası ses getirecek çapta büyük bir eylem yapma kararı aldığı, bu eylemle ilgili olarak seçtiği grubu Suriye Deyr-ez Zor’da bulunan bir kampta özel eğitime tabi tutmaya başladığı, planlanan eylemin uçak/gemi kaçırma ya da miting/kalabalık yerde aynı anda çok sayıda canlı bomba patlatma şeklinde kompleks bir eylem olabileceği yazısına rağmen olay öncesinde ve esnasında davalı idare tarafından gerekli emniyet tedbirlerinin alındığı, önleyici ve güvenliğe yönelik bomba, alan aramalarının yapıldığı iddiasıyla idarenin hizmet kusurlarının bulunmadığı anlaşılmıştır' şeklinde karar vermiştir. Olay sonrasında sağlık hizmetlerinin geç ulaşması, emniyet mensuplarının gaz ve diğer şekillerdeki müdahaleleri yönünden ise sağlık hizmetinin aksamadığı, polis müdahalesi gaz kullanımının bu konuda sertifikalı güvenlik görevlileri tarafından gerekli görüldüğü için yapıldığı belirtilerek bu konuda da hizmet kusurunun olmadığı belirtilmiştir” ifadelerine yer verdi.

Köksal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Gerçeğin üzerini örtmek için yargı yoluyla hukuksuzluğa imza atılan hiçbir kararın 10 Ekim katliamı mağduru aileler nezdinde karşılığı olmadığını bir kez daha yeniliyoruz. Gizlenmek istenilen devletin sorumluluğunun ortaya çıkması için adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeye devam edeceğimizi kamuoyuna bir kez daha beyan ediyoruz.”