103 yurttaşın öldüğü, 500’e yakın kişinin de yaralandığı Cumhuriyet tarihinin en büyük kıyımlarından olan Ankara Katliamı’nda 2 bin gün geride kaldı. Onlarca duruşmanın ardından adalet arayışı hâlâ sürüyor.

10 Ekim Katliamı’ndan bu yana iki bin gün geride kaldı

Hüseyin Şimşek

KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından 10 Ekim 2015 tarihinde yapılmak istenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi öncesinde IŞİD’in gerçekleştirdiği ve 103 yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan katliamın üzerinden 2 bin gün geçti. Hayatını kaybedenlerin yakınlarının ve yüzlerce yaralının yıllardır sürdürdüğü adalet mücadelesi ise hâlâ sonuçlanmadı.

7 Haziran 2015’teki seçimlerinin ardından ülkede yükselen saldırı ve baskılara karşı barış talebi ile toplanmak isteyen binlerce insan, Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırılarından birini yaşadı. Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Saldırılardan sonra oyumuzda yükselme trendi devam ediyor” açıklamalarına konu olan katliamda 103 yurttaş yaşamını kaybederken yaralanan yüzlerce yurttaş, hayatlarını uzuv kayıpları ve ruhsal travmalarla sürdürmek zorunda kaldı. Tarihi Ankara Garı’nın önünde iki ayrı intihar eylemcisi tarafından gerçekleştirilen katliamın ardından başlayan yargılamada, ihmali bulunan kamu görevlilerinin yargılanması talebi, her seferinde reddedildi. Devlet ihmalini gösteren açık kanıtlara karşın aklanırken bazı sanıklara çeşitli süreli hapis cezaları verildi, firari sanıkların yargılaması ise hâlâ devam ediyor.

Katliamın ardından soruşturmayı üstlenen mülkiye müfettişleri, birçok kamu görevlisinin kusurunu tespit etmesine rağmen daha sonra bu tespitler de rafa kaldırıldı ve bu katliamın tek kazananı, bir sonraki seçimde oylarını artıran iktidar partisi AKP oldu.

AİLELERİN BİR ARAYA GELMESİ ENGELLENDİ

Katliamın ardından bir araya gelmek isteyen yüzlerce aile, 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’ni kurdu. Bu yolla yardımlaşma kampanyaları düzenleyen ve ailelere destek olmak isteyen yurttaşlara bu kez de yargı engel oldu. 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği, kurulduktan kısa süre sonra yargı kararıyla kapatıldı.

Katliamda ağır yaralanan, bir süre hastanede tedavi gören ve vücudundaki 16 şarapnel parçasıyla yaşamını sürdüren Mustafa Özdoğan, yaşadıklarını BirGün’e anlattı. 2 bin günde çok sayıda acıyı bir arada yaşadıklarını ve tek istediklerinin adaletin sağlandığını görmek olduğunu kaydeden Mustafa Özdoğan, “2 bin gündür adalet talebimiz gerçekleşmedi. Firari sanıklar nezdinde yargılama hâlâ sürüyor. 10 Mart’taki duruşmada bir baba, ‘Adalet istiyoruz’ dediği için mahkemeyi ertelediler. Bu durum, 2 bin günlük adalet arayışımızın bir özetidir” dedi.

YA BİZ BAŞARACAĞIZ YA DA ÇOCUKLARIMIZ

Her duruşma öncesinde yüzlerce ailenin kilometrelerce yol gelerek duruşmayı takip ettiğini, birçok ailenin bu duruşmalara gelebilmek için bankalardan kredi çektiğini anlatan Özdoğan, şöyle konuştu:

“Biz ne kadar mücadele edersek edelim, ucunun kendisine dokunacağını bilenler, yargılamanın genişletilmesi ve asıl faillerin bulunması talebimizi ısrarla reddediyorlar. Biz, gerçek adaletin peşindeyiz. Hâlâ yaralarımızı saramadık. Bu katliamda dahli olan tüm failler yargılanana kadar adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bunu ya biz başaracağız ya da çocuklarımız başaracak ama kesinlikle başaracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bizler altı yıldır psikiyatristlerin verdiği ilaçlarla yaşamaya çalışıyoruz. Vücudumda 16 tane şarapnel parçası var ve bunun ağrısı ile yaşamaya devam ediyorum. Adalet talebini, yaşamımın sonuna kadar ısrarla sürdüreceğim.”

***

Emin Koramaz TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı: İnsanlığa saldırdılar

Egemen güçlerin tarihin ve toplumun gelişim seyrini şekillendirmek için kullandığı en kirli yöntemlerden birisi kitle katliamlarıdır. Katliamlar, hedef aldığı kitleye zarar vermek kadar, yarattığı dehşetle toplumun tüm kesimlerini sindirmeyi de amaçlar. Bu nedenle diğer kayıplardan farklı olarak katliamların yarattığı toplumsal travma nesiller boyunca etkisini devam ettirir. 10 Ekim Katliamı tarihimizin en acımasız ve travmatik katliamlarından birisidir. Barışın ve kardeşliğin sesini yükseltebilmek için bir araya gelmiş on binlerce kişiyi hedef alan bu katliamın üzerinden geçen 2 bin güne rağmen acısı tazeliğini korumaya devam ediyor. Katliama göz yuman, hatta katliamı teşvik eden karanlık eller açığa çıkartılmadı. 10 Ekim Katliamı insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Katliamın yaşanmasında payı olanlar, tüm insanlığa ve tarihe karşı suçludur. Katliamdan oy devşirenleri, siyasal güç umanları ve toplumu dehşetle yüz yüze bırakanları asla unutmayacağız. Hayatını kaybeden 103 arkadaşımızı 2 bin gündür artan özlemimizle sevgiyle anıyorum…

***

Mehmet Soğancı SOL Parti MYK Üyesi: Vazgeçmek unutmak yok

10 Ekim’de yapılmak istenen miting, o dönemde yeniden başlayan çatışmalara karşı aslında bir üçüncü güç olan toplumsal muhalefetin ve solun laiklikten, emekten, barıştan ve demokrasiden yana bir müdahalesiydi.

Toplumun tüm olup biten karşısında pasif kalmasını isteyen güçler eliyle bu katliam gerçekleştirildi. IŞİD, CIA eliyle kurulmuş ve Suriye iç savaşında sahaya sürülmüş bir örgüt. Emperyalizmin tezgâhında büyüten bu gerici güçler, ülkenin en aydınlık yüzünü hedef aldı.Yıllardır süren davada da asıl sorumlular gizlenmeye devam ediyor. 10 Ekim Katliamı unutulmamalı. Ama, katliam sonrasında oylarımız artıyor diyenler, ülkeyi kan gölüne çevirerek iktidarlarına güç devşirenler de unutulmamalı.

Katliamın üzerine basarak iktidarını pekiştirenler, bugün yeni baskıyla ayakta kalmaya devam edenler unutmasın o meydanlara dönüp, ülkenin her yanını kaybettiğimiz kardeşlerimizin emekten, barıştan, laiklikten ve demokrasiden yana sesleriyle çınlatacağız. Unutursak, yüreğimiz kurusun.